Spartacus

 

Bu hafta Baraka’da 1960 ABD yapımı bir başyapıt izleniyor: SPARTACUS. Yönetmenliğini ünlü yönetmen Stanley Kubrick’in yaptığı film, sinemanın unutulmaz klasikleri arasında yerini almış durumda. Spartacus, MÖ 73 yılında Roma İmparatorluğuna başkaldıran kölelerin 2 yıl boyunca zaferden zafere koşarak İtalya’yı sarstıkları gerçek bir olayın filmi. Yenilmez Roma’yı 70,000 kişilik ordusuyla gerileten köle komutan Spartacus’un, bir destan gibi çağlar boyunca dilden dile aktarılan yaşamı direniş, mücadele ve zafere dönüşen bir yenilginin öyküsü oldu. Saatlerin değişmesi nedeniyle kış uygulamasını başlatan Baraka Kültür Merkezi, 12 Kasım Cumartesi gösterilecek filmin başlangıç saatinin 19:00 olduğunu duyurdu.

Spartaküs

Hayat bir türküdür Spartaküs

Avutucudur geçicidir

Güneş tepeler üstünde yükselirken

Ve kıyıları döverken mor dalgalar

Hayat bir türküdür Spartaküs

Köylü kadınların küçük çocukların söylediği

Orda Trakya ovalarında

Özgürlük uçan kuşlara benzer

Ağaç yaprağına yağmur damlasına benzer

Varinia’nın gözyaşlarına Spartaküs

O Britanyalı köle kadının, o kır çiçeğinin

Bir gladiyatörün acı gülüşüne benzer

Kanları toprağa belenirken

Onlar dostluğu bilirler mi

Kardeşliği bilirler mi

Başkası için ölmeyi hiç

Onlar bilirler mi Spartaküs

Ayağa kalkınca Makedonya’nın

Lombardiya’nın taşı toprağı

Yaşlıları, hastaları, genç kızları

Özgürlük için saçları bayraklaşan

Onlar, Roma’nın uygar efendileri

Dövüşken horoz yetiştirir gibi

Avrupa’nın, Asya’nın, Afrika’nın

O, kölelikten başka hakkı olmayan

En güçlü insanlarını meydanlarda

Birbirine öldürtüp kahkahalarla gülen

Eğlenceye ve elmaslara çılgınca düşkün

Onlar, Roma’nın uygar efendileri

Frigya ovasında yetişen buğday

Acem ipeği, Mısır pamuğu

Besili sığırları Afrika’nın

Finike’nin sedir ağaçları

Ve genç kızları Normandiya’nın

Herşey, hattâ dalgalar, gökyüzü

Dağlar, esen yel ve gün ışığı

Güya bu efendiler içindi.

Köle doğmak boynunda bir zincirle

Sırtında bir kamçıyla

Yüreğinde bir damgayla Spartaküs

Uşaklık edeceğin saraylar yapmak

Geçemiyeceğin köprüler, sürüneceğin yollar

Çürüyeceğin zindanlar yapmak

Ve taşımak olmayan günahlarını sırtında

Doğduğun günden öldüğün güne kadar

Zincirleri kırmak güzeldir Spartaküs

Gökyüzü gibidir, yaşamak gibidir

Aşk gibidir Çıkmak geceden güne

Zincirlerden öte uzundur dünya

Duvarlardan öte yaşamak geniştir

Besbelli sevginin en güzeli

Zincirleri kırmaktır yeryüzünde

Hiç unutabilir misin Spartaküs

Yüzünü Afrika’lı zencinin

Gözlerini unutabilir misin

Ancak bu denli sevebilir insan

Kılıç, kan ve Romalılar arasında bile

Gönlü böylesine sevgiyle taşan  

Bu adam  

Seni öldürmemek için kendi öldü  

Sen o zaman vurulmuştun işte  

Ölüm güzeldir böyle yaşamaktan  

Bir Romalı yüreği gibi değil  

Ezik bir köle yüreği gibi çiçek yetiştiren  

Ak bulutların öptüğü  

Makedonya dağlarından  

Cins atlar büyüten, yapağı veren  

Macar ovalarından  

Çıkıp karlı Alp Dağlarını  

Köle toprakları bir boydan bir boya aşan  

Bir su gibi içip özgürlüğü  

Mızrağının ucunda  

Alınteri ve sevgi taşıyan  

Kölelerin bayrağı Spartaküs  

Sen ki o mermer saraylarda yaşıyan  

Kan ve kemikler üstüne şanları kurulu  

Parayla, döneklikle soylu olmuş kişilerin  

Bilmediği bunca şeyi bilirdin  

Sen ki bir çocuk için yaşamayı  

Bir kadına gönül vermeyi  

Eğilip toprağı öpmeyi bilirdin Spartaküs  

«Biz kölelerin de bir tanrısı vardır..»  

Bunu bilmiyordun işte  

Çünkü kölelerin tanrısı yoktur  

Yoksulluk kötüdür Spartaküs  

Bilgisizlik kötüdür  

Ama hiçbir şey boyun eğmekten  

Daha kötü değildir  

Sen de yenildin sonunda  

Bir çarmıhta can verdin  

Ama bir türkü gibi çağdan çağa  

Erkekçe savaşmayı öğrettin insanlara  

Adını öğrettin Spartaküs.    

1964    

Prangalar, Memleket Yayınları, Ankara, 1967, s. 28-31  © Kemal Burkay 

Sunuş