argasdi 22

 

   

 

 

 

BARAKA : Bir Küçük (!) Kara Balık

 

Küçük kara balık, taşar da Samed Behrengi’nin kaleminden hayat bulur Baraka Kültür Merkezi’nde. Küçük kara balık şöyle der: “İşte gündüz, gündüzün sonu gece. Yılın da bir sonu var, ayın da. Karanlığın da…Yeter ki bilelim biz bunu, yeter ki sezelim…” Ve yola koyulur öğrenmek ve göstermek için balık kardeşlerine yaşadığı “dere bir avuç su mudur? Yaşam denen şey gerçekten bu mudur?”

Kıbrıs’ın kuzeyine çöken karanlık, 1974 yılının getirdiği işgal koşullarıyla gittikçe zifirileşmeye başlar. Adaya ABD yönlendirmesiyle, Türkiye hükümeti tarafından yapılan “barış harekatı”, yıllarca beraber yaşamış ada halklarının barış umutlarını iyice toprağa gömer. Bu tarih sonrasında, “sizi biz kurtardık” söylemini yükselten Türkiye hükümetleri, Kıbrıslı Türk halkını aciz bir pozisyona sokmaya çalışır, “kktc” devletçiğini kurdurtarak adını “yavru” koyar ve kendisini de “ana” belletir. O dönemler, Kıbrıs’ta narenciye, çilek, patates ve tahıl yetiştiriciliğine dayalı tarımla uğraşan önemli bir kesim vardı. Alüminyum, plastik, boya ve tekstil fabrikalarının önünü çektiği ve ekonomiye önemli katkıda bulunan bir hafif sanayi mevcuttu. 1980’lerin sonuna kadar İngiltere, Irak ve Suriye gibi ülkelere Kıbrıslı Türklerin emekleriyle üretilen ürünler satılmaktaydı. Halk üretir, kendi kendine yeterdi… Ancak 1986 yılında, Özal hükümeti, Kıbrıslı Türkleri üretimden koparma çabasına girer ve Kıbrıslı Türkler ilk “paket”le de bu yılda tanışmış olur. Üretimden koparılan Kıbrıslı Türkler, Türkiye’ye bağımlı bir hale getirilirken, kendi gelecekleri hakkında söz söyleme özgürlükleri de kısıtlanmış olur.

2000’li yılların başında “bankalar krizi” sonucunda mudilerin meclisi basıp yerle bir etmeleriyle biraz hareketlenen ortam, Annan Planı/referandum döneminde halkın barış söylemleriyle kitlesel eylemlerde biraraya gelmesiyle devam eder. Ancak referendum sonrasında umudunu kaybetmeye başlayan halk, tekrardan sessizliğe bürünür. Bu sürede, TC’nin uyguladığı asimilasyon politikaları gittikçe katılaşmaya başlar ve bu kapsamda Kıbrıs’ın kuzeyine taşınan ve yoğunluğu gün geçtikçe artan nüfus, Kıbrıslı Türkler’in günlük hayatlarında dahi egemen olamamaları sonucunu doğurur. Baraka, somut koşullar çerçevesinde, devrimci bir alternatifin gerekliliğini tespit ederek 2001 yılında yola çıkar ve kültürel alanda çalışmalarına devam ederken daha birçok alanla ilgili mücadelede de motor kuvvet görevi görür.

Bugün, dünya çapında esmeye başlayan neoliberal rüzgarlar, Kıbrıs’ta da etrafını yıkıp geçen bir fırtına etkisi yaratmaya başlamıştır. KTHY ile başlayan özelleştirme furyası, Elektrik Kurumu, Ercan Devlet Havalimanı ve kooperatifler gibi daha birçok kuruluşun özelleştirileceği gündemini önümüze getirmiştir. Kamu sektöründe çalışanların sendikalaşma dahil birçok hakkını kısıtlayan, maaşları budayan Ankara’nın yeni paketi; CTP hükümeti tarafından gündeme getirilmiş, UBP hükümeti tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Halkın “göç yasası” olarak isimlendirdiği bu en son uygulama, öfkemizi körüklemiş, isyan ateşini başlatmıştır.

Bu öfkeyi hissetmesi gereken yerin TC Elçiliği olduğunu düşünen Baraka, 27 Ocak tarihinde, birkaç örgütle beraber Elçilik önünde bir şok eylem düzenleyerek “Ankara Elini Yakamızdan Çek” pankartını açtı. Polislerin dağılmalarını söylemeleri üzerine slogan atmaya devam eden Baraka aktivistleri, kısa bir açıklamanın ardından eylemlerini sona erdirdiler. Aynı günün gecesinde Baraka’ya Ankara karşıtı pankart açtığı için siyah çelenk bırakmaya gelen DP’li gençler, eylemlerini bitirdikten sonra Baraka aktivistleri tarafından tartışma amaçlı içeriye davet edildiler. “Burada bir avuç Kıbrıslı kaldık” diyerek söze başlayan gençlere Türkiye kökenli göçmen kardeşlerimizin de bu halkın bir parçası olduğu anlatılmak durumunda kalındı…

Birçok sendikanın biraraya gelerek oluşturduğu Sendikal Platform, halkın sesini yükseltme talebi üzerine ilk kitlesel mitingi 28 Ocak tarihinde organize etti. “Toplumsal Varoluş” için İnönü Meydanı’nı dolduran yaklaşık kırk bin insan özgürlüğe olan özlemlerini dile getirdiler. Baraka, alana yine “Ankara Elini Yakamızdan Çek” pankartı ile girdi. Bir grup kendini bilmez faşist pankarta müdahale etmek isteyince kısa süreli bir kapışma oldu ve el koyulan pankartımız geri alınarak tekrardan göklere yükseltildi. Aynı gün sahnede olan Baraka Müzik Topluluğu Sol Anahtarı, kendini sendika ağası zanneden Kamu-Sen genel başkanı Mehmet Özkardaş’ın tüm müdahalelerine rağmen şarkılarını kitlelerle birlikte seslendirerek halktan yoğun alkış aldı, halkın coşkusuyla coştu… Baraka’nın kararlı tutumundan, doğru konumlanmasından ve her gün artan kitlesinden rahatsız olan faşist odaklar çarpıtmalar yaparak tüm oklarını Baraka’ya yönlendirdi. 31 Ocak tarihinde dernek binamızın önünde, sözde eylem yapmak için toplanma emrini alan birkaç insan, Genç Mücahitler ismi altında bir basın açıklaması okuyarak üzerinde “O…Çocukları” yazan bir pankart açtılar. Yaptıkları basın açıklamasıyla tehditler savuran bu insanların böyle bir pankart açması hiçbir fikirsel dayanağı olmayan bir girişimdi. Tekbir getirerek binamızın önünden ayrılan bu birkaç insan halkın büyük tepkisiyle karşılaştı, tüm Kıbrıslı Türk halkı Baraka’yı sahiplenerek desteklerini belirtti.

Baraka’nın halk arasında gittikçe yerleşen meşruluğu artık sadece sağ kesimin değil soldan birçok çevrenin de gözüne batan bir çöptür. Bunu, 2 Mart  II. Toplumsal Varoluş Mitingi sonrası medyada Baraka’ya yapılan karartma; Baraka’ya sanki yokmuş gibi davranılması fazlasıyla kanıtlamıştır.  I.Toplumsal Varoluş mitingi ardından Baraka’nın “gereğinden fazla” gündeme düşmesi, kabul görmesi, Baraka’nın ilk mitingde taşıdığı ve çeşitli yerlerden tepki aldığı pankartının ikinci mitingde birçok örgüt ve sendika tarafından taşınması; revizyonist CTP’nin iktidara gelme arzusunun önüne dikilen bir engel teşkil ederken Baraka’nın “Bütün Halklar Kardeştir” şiarı Kıbrıs milliyetçiliğine saplanmış birçok sol kesimin kulaklarını tırmalamaktadır. Arkasına halkın nefesini alan Baraka, önüne çıkan engelleri devirmekten hiç tereddüt etmeyecek; halkın yanında, halkla birlikte mücadele etmeye devam edecektir. Kıbrıslı Türk halkının kimseye bağımlı olmadığını göstermek için… “Besleme” diyenlere hak ettikleri cevabı verebilmek için… Faşizmi yok edip eşitlikçi bir Kıbrıs’a yelken açmak için… İktidar hırsıyla tutuşanların gözünü açıp, “halkın sesine kulak ver” demek için… Halkın yaktığı “Toplumsal Varoluş” ateşinin bir yangın olup dünyayı sarması için… Baraka halkın yanında, halkla birlikte mücadele etmeye devam edecektir…

Küçük kara balık yola çıkacağında yaşlı balıklar onu tehdit eder, çizmeyi aşmamasını söylerler. Bazıları sırtını sıvazlayıp “gençlik hevesi, gel vazgeç” der… Küçük kara balık kararlıdır ve yola koyulur. İlerler de kat kat yol alır… Yolda edindiği dostların ona anlattıklarıyla kurtulup koca bir pelikanın torbasından yeni nehirler, yeni denizler görür. Kararlıdır yolun sonuna gitmeye; karabatağa yem olmak pahasına…Kararlıdır sonuna kadar gitmeye; yol göstermek  için balık kardeşlerine, ateşlemek için umut kıvılcımını diğer küçük balıcıkların yüreklerinde…

Baraka 10 yıldır yolculuğuna devam ediyor… 1 Mayıslarda ve 1 Eylüllerde kitlesiyle alanları kaplarken, sahneden de Sol Anahtarı aracılığıyla insanlarla iletişim kuruyor. Baraka Tiyatro Ekibinin günümüze uyarlayarak her yıl sahnelediği oyunlar hem güldürüp hem düşündürüyor, halkın sorunları sahnede tartıştırılıyor. İlk kez geçtiğimiz yıl Baraka’nın çağrısı ile sokağa taşınan 8 Mart mücadelesi, bu yıl da birçok örgütle birlikte düzenlenmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği talebi sokaklarda çınlamıştır.

Baraka on yıldır yolculuğuna devam ediyor… Artık kendi ayakları üzerinde durabilen bir örgüt olmanın özgüveniyle arkaya dönüp baktığında kendisini vareden onurlu ve kararlı bir geçmişin varlığını görmek adımlarını kuvvetlendiriyor. Halkın yanında mücadelesini sürdüren Baraka, aynı paralelde birçok üretime de imza atıyor. Baraka Tiyatro Ekibi, nisan ayı boyunca Kıbrıs tarihinden bir kesiti anlatan “Ermişliğin Ezgisi” adlı oyunu sahneye koyacak. Sol Anahtarı Müzik Topluluğu yazda çıkacak yeni albümü için çalışırken, albüm öncesi, sevenlerine küçük bir süpriz yapmaya hazırlanıyor. Soluk Müzik Topluluğu büyük bir heyecanla her pazartesi bir araya geliyor. Baraka Film Atölyesi, üzerinde çalıştığı “Baraka” belgeselini yaz sonu insanlara sunmak için can atıyor. 2005’ten bu yana sizlerle buluşturduğumuz dergimiz Argasdi 22. sayısında “Bağımsızlık” temasını dosya konusuna taşıyor.

Baraka on yıldır mücadelesine devam ediyor… Çünkü; “mücadele edenler her zaman kazanmasa da, kazananlar her zaman mücadele edenler olacaktır”.

İndirmek için tıklayınız