argasdi 23

 

 

  

Düzene Karşı Alternatif Bir Çözüm Mümkün

 

Özelleştirme, piyasalaştırma ve asimilasyon politikalarının soluğunu ensemizde daha güçlü hissettiğimiz bu günlerde Kıbrıslı Türkler için mücadele vermenin, sokağa dökülmenin zamanıdır. Tüm bunlar güzel ve refah günlerin uzaklaşmakta olduğunun sinyalleridir de aslında. Özellikle AKP hükümetinin iktidara gelmesiyle bu politikaların etkisini günden güne daha da fazlalaşarak hissetmeye başladık. AKP tarafından dayatılan neo-liberal paketler, Türkleştirme ve Müslümanlaştırma politikalarını. Yaz aylarının gelip okulların tatil edilmesinin ardından dini eğitim adı altında öğrencilere Kur’an kursları düzenlenmesi, AKP Hükümeti’nin destekleriyle her köye bir cami kampanyasının devam ettirilmesi, Külliye ve İmam Hatip Liseleri’nin açılması gibi konular yapılması istenen icraatlara örnek durumdadırlar. Su hakkı mücadelesini yükselten Hopa halkına da şiddet uygulayan AKP zihniyeti, devrimci bir öğretmenin hayatını kaybetmesine neden olurken, onlarca kişinin gözaltına alınmasına sebep olmuştur. Sokağa, dayanışmaya ve mücadeleye ağırlık veren Hopa halkının acılarını paylaşıyor; gerici ve faşist AKP zihniyetini kınıyoruz.

Son aylarda siyasiler tarafından yapılan gaflar da ülkenin gündemine oturuyor, söyledikleri sözler bomba etkisi yaratıyor. Başta Hüseyin Özgürgün’ün tüm medyanın gözü önünde “son zamanlarda artan tecavüz gibi suç oranlarına ne diyorsunuz” diyen bir gazetecinin sorusuna kapalı zannettiği mikrofonun ardından “gece dışarı çıkmasalar böyle sorunlar yaşanmaz elin gerizekalıları” diye pişkince ve terbiyesizce bir cümle kurmuştur. Başbakan İrsen Küçük de bu cümleyi “evet” diyerek onaylamıştır. Ayrıca, KTHY çalışanlarını haklarını aradıkları için “terörist” olmakla suçlamıştır sayın Küçük. Bunun yanında Lefkoşa Türk Belediyesi başkanı Cemal Bulutoğulları Arabahmet Kültür Evi’ni keyfi olarak bir grubun kullanımına vermeye çalışmış karşısında Baraka eylemcilerini gördüğü zaman “sizi dövdürüp, buradan attırırım” deyip tehditlerde bulunmuştur. Bu onursuz ve yapay tavırlara tepkimiz tabi ki sessiz kalmak olmayacaktır. Ülkesini yönettiğini iddia edenler derhal istifa etmeli ve halktan özür dilemelidirler!

Önce bilinçli olarak verimsiz kılınıp ve atıl durumda bırakılan sonra da kurum işe yaramaz hale gelince kamudan çıkarılıp özele devreden zihniyet, ülkenin her yerini peşkeş çektiği yetmezmiş gibi şimdi de ülkenin her kurumunu iç ve dış sermayeye kapalı kapılar ardında yapılan antlaşmalarla resmen satmaktadır. KTHY’nin batırılıp dış sermayenin üstüne üşüşmesinin ardından Telefon Dairesi’nin, Elektrik Kurumu’nun, kooperatiflerin de sırada olduğu uzunca bir liste vardır özelleştirilmesi için uğraşılan. İşsiz kalıp, sokağa dökülen KTHY çalışanları yüzlerce gündür verdikleri mücadelenin karşılığını hala alamamışlardır. Son olarak, DAÜ Koleji, İlkokulu ve Kreşi’nin Türkiye’den Doğa Kolejlerine verilmek istenmesi gündemdedir. Eğitim anlayışında dinciliği ile ön plana çıkan bu okulun ülkemize gelmesi hem çocuklarımızın küçük yaşlarda beyninin yıkanmasına hem de  kültürel asimilasyonun hızlanmasına sebep olacaktır. Bunun yanında özelleştirilen her kurum gibi çalışanların işlerine de son verilecektir.

Argasdi’nin yirmi üçüncü sayısında “Alternatif” bir dosya ortaya çıkarmak istedik. Alternatifin doğruya ulaşmadaki yol olduğu bilincinden hareketle 10 Argasdi sayfasında bu konuyu işledik. Röportajlarla şekillenen alternatif dosya, “Alternatif Eğitim”, “Alternatif Psikoloji”, “Alternatif Sanat”, “Günümüzün Felsefesi: BAY Başka Alternatif Yok” ve “Ezilenlerin Tiyatrosu” gibi alternatif bir tiyatro kuramını da içeriyor. Ayrıca, “sendikal mücadelelerde alternatif durumlar nasıl yaratılmalıdır?”, “Kıbrıs Cumhuriyeti bir alternatif mi?”, ”Parlemento dışı partiler parlemento içi partilere bir alternatif yaratabilir mi?” sorularına da yanıt bulmaya çalıştık. Bunun yanında çevrecilik bilinciyle yaratılan teknolojik ürünlerin ne oranda ekoloji yanlısı ne oranda kirlilik yanlısı olduğuna dair bir konuyu ele alarak “Kirliliğe alternatif çevrecilik mi?” sorusunu irdeledik.

Baraka Kültür Merkezi olarak, başka bir kültürün mümkün olduğuna olan inancımızla üretim yapmaya devam ediyoruz. BTE, “Ermişliğin Ezgisi” isimli oyununu nisan ayı boyunca sergiledi ve 1000’i aşkın kişiye ulaştı. Baraka Kültür Merkezi’nin 10 yıllık birikimini anlatan  “Hemen Şimdi” kitabı tüm kitapçılarda satılmaya devam ediyor. Baraka Müzik Topluluğu, Sol Anahtarı temmuz ayında piyasaya çıkacak on iki parçalık albümü için hazırlıklarını tamamladı. Temmuz ve ağustos aylarında Girne, Lefkoşa, Omorfo ve Mağusa’da da ücretsiz konserler vermeyi planlıyor. Baraka Film Atölyesi, ilk üretimi 2001’den 2011’e Baraka Belgeseli’ni tamamlayarak turneye çıktı. İlk gösterimlerini 29 Haziran’da Mağusa’da ve 30 Haziran’da Lefke’de gerçekleştiren ekip temmuz ayında ise Lefkoşa ve Girne’de gösterimler yapacak. Genç müzik topluluğumuz Soluk, kampta vereceği konser için hazırlıklarına devam ediyor. Bu yıl altıncısını gerçekleştireceğimiz kampımız için geri sayım başladı. Yine konserler,  tiyatro atölyesi, çeşitli turnuvalar, eğlenceli oyunlar, form ve panelin yer alacağı kamp 20-24 temmuz tarihleri arasında yapılacak.

Biliyoruz ki üreten birey yapıcıdır ve yaratıcıdır. Üreten toplum da aynı şekilde yapıcı ve yaratıcıdır. Bu yüzden mücadeleyi örmeye tabandan başlamak ve kamusal değerlerimize sıkı sıkıya sarılıp neo-liberal saldırılara karşı durmak bizim elimizde. Bu politika ve uygulamaların sonunda zafere ulaşacağını düşünen TC hükümeti ve onların işbirlikçilerine ilerledikleri bu yolun halkın yolu olmadığını cesaret ve inancımızla göstereceğiz. Düzene karşı alternatif bir çözüm mümkün!

 İndir