DÜNYA YALNIZ BİZİM DEĞİL, AVA KARŞIYIZ

Bakanlar Kurulu’nun ince avı açması, ardından biyologların uyarılarıyla yerinde bir kararla Eylül ayına ertelemesi, avcıların bu kararı tanımayacağını açıklaması gibi nedenlerle av konusunu yine ülkemizin gündemine oturdu. Bir yanda avcılar, tamamen kendi “keyif”leri için silahlarını kurup can almaya hazırlanırken diğer yanda ülkemizde konaklayan göçmen kuşlar yola koyulmaya, kuluçka dönemini tamamlayan yavrular hayata gözünü açmaya çalışıyor. Milli parkları talan edilen, ormanları kül olan, dağları oyulan, gölleri kurutulan, denizleri petrolle dolan ülkemizde doğal yaşam zaten büyük bir tehdit altında, pek çok hayvan türü yok olmakta. Avcılık kültürü ise bencilliği, güçlünün zayıf üzerindeki egemenliğini, ataerkil sistemin cinsiyetçi ve türcü kalıplarını beslemekte ve kendi zevki uğruna doğayı feda etmeye yol açmakta. Hal böyleyken her türlü av doğaya ve ülkemizin geleceğine büyük zararlar verecektir. Ülkesini ve doğayı seven, çocuklarının geleceğini düşünen herkesin ava karşı çıkması ve gerek hükümeti gerekse avcıları ve örgülerini bu konuda uyarması, duyarlılığa davet etmesi gerekmektedir. Baraka Kültür Merkezi olarak sürdürülebilir olduğu iddia edilse de, yasalarla izin verilmiş olsa da her türlü ava karşı olduğumzu vurguluyoruz. Dünya yalnız bizim değil ve doğal ortamında yaşayan hayvanların “spor” veya “hobi” adı altında öldürülmesi katliamdan başka bir şey değildir.