LEFKE’YE PETROL DOLUM TESİSİ YAPMAK BÖLGEYİ YOK OLUŞA SÜRÜKLEMEKTİR

Lefke bölgesinde tarıma, balıkçılığa ve insan sağlığına olumsuz etkileri halen süren CMC kirliliği ortadan kaldırılamaışken, Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA), Cengiz Topel Hastahanesi’nin de dahil olduğu bir alana, petrol dolum tesisi yapılacağını ve bu yatırımın çok iyi bir şey olduğunu; çünkü 285 kişiye istihdam sağlanacağını ve bu sayede bölgedeki işsizlik sorununa bir çözüm bulunacağını açıkladı. Bölgedeki tüm sivil toplum örgütlerinin ve bölge halkının bu yatırıma tamamen karşı olmasına rağmen UBP’li belediye başkanı Mehmet Zafer, “ülkenin geleceği ile ilgili bir konuda, ülkeyi sivil toplum örgütleri yönetecek değildir” deme gafletinde bulunarak “çağdaş” ve “demokratik” yerel yönetim anlayışının ne kadar uzağında olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Petrol dolum tesisinin kurulması planlanan alanda Cengiz Topel Hastahanesi ve yüz yıllık efgalipto ağaçları bulunuyor. Dolayısıyla bu tesis yapılırsa ekolojik dengenin bozulmasının yanı sıra, yıllardır bölge halkının kolaylıkla ulaşabildiği tek hastahane kapanmak zorunda kalacaktır. Ayrıca petrol dolum tesisinin işleyişi yüzünden, bölgedeki tarım potansiyeli de sona erecek, petrol aktarılırken çıkacak olan buhar, havaya karışarak zehir saçacaktır. Bu da bölge insanının kanayan yarası olan kanser sorununu daha da artıracaktır.

Lefke, halihazırda, ekonomik olarak kalkınmak ve istihdam yaratmak için çok özgün ve bol potansiyelli bir turistik bölgeyken istihdam yaratmak gerekçesiyle böylesi bir doğa düşmanı tesis kurulması, büyük bir çelişkidir. Bu tesis, Lefke bölgesinin turistik yatırım potansiyelini acımasızca yok edecektir.

Şimdilik gündemde sadece petrol dolum tesisi olsa da,  bölge halkında ve sivil toplum örgütlerinde, petrol dolum tesisinin arkasından petrol rafinerisinin ve onun arkasından da bir tersanenin geleceği, bölgenin bir hurdalığa çevrileceği ve Lefke’ye binbir çeşit atık getirileceği haklı endişesi de vardır.

Açıkça görülmektedir ki, bu petrol dolum tesisi, ağaçları katledecek, ekolojik dengede büyük tahribatlara yol açacak ve insan sağlığına önemli zararlar verecektir. Bunun yanında, sermayenin vaat ettiği tek şey olan ‘’istihdam’’ konusunda da sınıfta kalacaktır. Zira tesisin öngördüğü 285 kişilik istihdam (ki bunun bile abartılı bir sayı olduğu söylenmekte), bu tesisin yapılması ile birlikte zarara uğrayacak olan tarım, sağlık turizmi, eko-turizm gibi yatırımlarla birlikte oluşacak önemli istihdam potansiyelinin çok altındadır.

Belli ki bu tesis, halkın değil sermayenin çıkarınadır ve belli çevrelere ekonomik rant sağlamaktan öte bir anlamı yoktur. Bizler de Baraka Kültür Merkezi olarak bölgedeki örgütlerin mücadelesini destekliyoruz, doğa ve halk düşmanı bu tesisin yapılmaması için elimizden geleni yapmaya hazırız!