2007 Öykü Çaly?masy Tarty?masy ve Bildirisi / EMAA

     

Baraka Kültür Merkezi adyna; Halil Karapa?ao?lu, Erkal Tülek

     

Kimi dü?ünceler, kimi kararlary do?urdu. Uzun süren tarty?malar, toplantylar… Bazen sinirler yükseldi, bazen sesler alçaldy, bazen de yüzler gerildi. Küsenler oldu, ba?ry?malar, surat asmalar, hatta, çok afedersiniz, küfürler… E?risiyle-do?rusuyla, incesiyle-kalynyyla, topladyk/toparlandyk, kalktyk, i?te geldik huzurunuza, hepinizle payla?maya, fikir almaya, beraberce yaratmaya.

     

Bilenler ayryntylara hakim, sanyryz bilmeyen de pek yok, çok incesi de ?art de?il gerçi: EMAA olarak kaç zamandyr öykülerin, öykücülerin içinde, sa?ynda, solunda, önünde, arkasyndayyz. Yary?malar düzenlendi, ödüller da?ytyldy, tarty?malar oldu. Dünya  öykü gününü kutladyk. Gazetelere haberler yaptyk, öykü günlerini tertipledik. Sponsorlar, fonlar bulduk, jüriler ça?yrdyk. Üstat yazarlar, profesörler, yayyncylar, dergiciler, ele?tirmenler… Hatyrlyyorsunuz. Gençler buradan, bu masadan öykülerini okudular. Belki de böylelikle ilk ele?tirilerini aldylar.  Dü?ünsenize, ilk defa yayymlanacak, kitapçylarda, raflarda yerlerini alacaklardy. Ana rahminden çykan bir çocuk gibi.

   

Bu ya?ananlar, biz EMAA’yy hep heycanlandyrdy, azmimizi kamçylady. En do?rusunu yapyyorduk. Neticeler, herkesi motive edecek kuvvetteydi. Çok güzeldi, çok iyiydi, çok ço?kuluydu, harikaydy.

     

Sonra bir gün içimizden biri; ben ya da öteki, bir soru sordu: Acaba öyle mi? “Ne gereksiz bir soru.” “Bu da nerden çykty ?imdi?” “Saldyry, yykmak amaçly!!” demeye hazyrlandyk ama diyemedik. Diyemedik. Neden mi? Evet, hak verdik. Belki hiç dü?ünmemi?tik. Ya da dü?ünmü?tük de kendimizden saklamy?tyk. Belki de birbirimizden utanmy?tyk. Mi?tik, my?tyk, mu?tuk… Sorular birbirini kovalamaya ba?lamy?ty:

   

Neden yary?tyryyorduk? Yary?tyklarynda nereye ula?acaklardy? Bu onlara ne ö?retecekti? ?imdi soru sorma i?ini bir kenara byrakalym. Onun yerine sesli sesli dü?ünelim. Onlar rakip de?iller. Rekabet etmeleri gerekmiyor ki! Onlar öykü yazan, birbirlerine ?iir okuyan, romanlary tarty?an, gazete haberleri için birbirinden fikir alan, yapan, eden yani ya?amy payla?an, birbirine gereksinen insanlar… Ayyrdy?ymyzda, öne-arkaya/ileriye-geriye, syraya soktu?umuzda, “bu birinci, bu ikinci, ?u öteki de sonuncu” diye ilan edince, “i?te koparylmaya ba?ladylar” diyebilir miyiz? Deriz. Peki, çizilen bu tablodan nasyl olur da, olumlu sonuçlar bekleyebiliriz? Rekabet kültürünün içinde, yaratylmaya çaly?ylan anlamyn, ya?amyn neresine dü?tü?ünü tanymlarken, aslynda kendi kendimizden olan kaçy?laryn, etrafymyza olan yabancyla?manyn ba?ly?yny belirliyoruz. Bir anlamda, insanyn ifadesinin aracy olan edebiyat, kendisine uzak bir yere dü?mü? oluyor. “Güzel” denilen olgunun yalnyzca ona ula?anlarca yani bir bakyma, yary?ma birincileri, onlary seçenler ve benzerlerince, ho? bulunup sevilecek olmasy yetmez çünkü “güzel” yaygyn kylynyp, da?ytylyp ula?tyryldykça geli?tirilecek ve dolayysyyla tekrar yayylacak tekrar geli?tirilecek ve yayylacak, böyle sürüp sürüp gidecek olmayy hak ediyor, gerektiriyor, istiyor, ne derseniz deyin.

    

Gö?e bakma dura?yna gelmi? öyküler, öykücüler. Yary?ma da tertiplenmi?. Durur mu hiç hakem de gelmi?. Bu bir futbol maçy olmady?yndan, ona artyk ‘jüri’ diyece?iz. Ne yapyyor bu jüri? Jüri, kendi konumunun do?ally?ynda kararlar alyyor. (Tabii jüriyi seçenler de…). Kararlar alyyor da ne oluyor? Bu kararlara göre, genç öykücümüz ölçülüp biçiliyor. Ya sonra? Sonrasy ?u: Kimisinin bahtyna santimetre dü?üyor, kimisinin bahtynaysa inç. Tonlar, kilogramlar ve gramlar da diyebiliriz tabii. ?imdi, jürideki bir yazarda ya da ele?tirmende, kendi özel tarihi do?rultusunda edinilmi? kystaslar, gelece?ini, de?i?imlerini  hemen öngöremeyece?imiz genç yazarymyzda, cetvel, baskül ya da kantar gibi çaly?my? olmuyor mu? Oluyor. Elbette, dilbilgisi yalny?lary, anlatym bozukluklary, yazym hatalary ve benzeri durumlary kastetmiyoruz burada. Onlar küçük editör i?leri. Öte yandan, jürinin ödülü “genç yazarymyzyn her ko?ulda te?vik edildi?i anlamyna gelir” diyebilir miyiz? Sözgelimi dedik. Bu durumda ödül almamy? olanlar cezalandyrylmy?, dolayysyyla te?vik edilmemi? sayylmazlar my? Amacyn, öykü yazymyny ve okunmasyny geni?letmek, desteklemek oldu?u belirtilen böyle bir denklemde, sorularymyzyn i?aret etti?i negatif sonuçlar, amaca ters dü?mekteler de?il mi? Evet öyle. Elbette bir de ?u var: Her karar ve eylem son tahlilde ideolojik oldu?una göre, jüriyi seçenler ve seçilmi? jüri nesnellik ta?ydyklary iddasyny çöpe atmalydyr çünkü hakim jürinin ve o jüriyi seçenlerin estetik-edebî kystaslary, gençleri tasnif ederken olsun ya da cümle aleme “?u iyidir bu da kötü” derken olsun, yaygynla?tyrylmy? olacaktyr. Bu, genç yazaryn üstünde tahakküm kurmaktyr. Buradan ?u anla?ylmasyn: genç yazaryn, tecrübeli yazardan, ö?renece?i, ö?renmek isteyece?i hiçbir ?ey yoktur demiyoruz. Ama ?u kesin ki, ödül ya da ceza ile genç yazarymyz bir ?ey ö?renmeyecektir, ö?renmek isteyece?ine dair geli?im katetmeyecektir.

     

“Amma da felsefe yapty, katty kary?tyrdy böyle” diyeceksiniz belki. Fakat bilmenizi isteriz, bu bizim için çok önemli, içimizde, masamyzda, toplantymyzda tarty?malar ya?andy. En ba?ta bahsetti?imiz tatsyz ve tatly anlar, bir bir ya?andy. Sinirlenmeler, susmalar ya da ba?yrtylar hepsi ya?andy. “Ben veya öteki bir ya da birkaç soru sordu” dedik ya, i?te onlaryn pe?i syra çaresizce serilen dürüst cevaplardyr buradaki karma?anyn kayna?y. Tabii ilkin söylenmi?ti: geldik huzurunuza, payla?maya, fikir almaya, beraberce yaratmaya, ba?ka çare de, adres de yok kanymyzca. Ya sabyr, iki üç soru kaldy, EMAA olarak sizinle inceleyece?imiz:

     

Bir ödül var; demek ki ‘para’ söz konusu. Paranyn nereden geldi?i malum ?u küçücük adada. Yine de sayalym biz: Avrupa Birli?i, yunops, usiad, ?irketler vs. Peki, bu para onlara nasyl gelmi?? Gökten zembille mi inmi?, cebrail aleyisselam cebinden mi dü?ürmü? yoksa noel babanyn hediyelerini mi satmy? bizim çocuklar ya da sary kumlu ülkenin, petrolünden arta kalanlar myymy?? Eeeee! Bizim genç yazarymyz paranyn nereden geldi?ini biliyor mu? Biliyor. Yoo, bilmiyor. Hayyr, hayyr, bilmek istemiyor. Hepsi, her biri çok mühim bu cevaplaryn, hatta tüm bu para durumu, kararlarymyza en çok etki edenlerdendir, fakat az sonra bahsedece?iz. Çünkü syrada –kararlara geçmeden önce- ?u malum gün meselesi var:

     

Her ?eyin bir günü var bu dünyada. Bizim öykünün de öykü günü: 14 ?ubat. Bu gün meselesine ?öyle bir ayrymla yakla?sak diyoruz: Birer atyf olarak, yylba?y günü, sevgililer günü, anneler günü ya da do?um günü gibi kitleyi ayrymsyzca hedef alan ve tabii ki ticari özellik ta?yyan, sektörle?mi? anlayy?, söz konusu kitlenin bireylerini seçim ya da tercih dahilinde etkin kylmamaktadyr. Biz bir emek sarf etti?imiz ya da ?eçimde bulundu?umuz için de?il o günleri kutlayy?ymyz, o günlerde sevini?imiz. Dolayysyyla bu tarifle ortaya çykan “gün” zihniyetini gerici buluyoruz. Buna kar?ylyk, 1 Mayys, 8 Mart ve 1 Eylül gibi destek verilmesi ya da kutlanylmasy, ki?inin kendi öznel de?erlendirmelerine ba?ly olan günleri ve yaslandyklary anlayy?y gönülden destekliyoruz. Seçim ya da de?erlendirme ile olu?an, bu etkin kylynma durumu fikrimizce fevkalade önemlidir. O halde, sorumuzu soralym, 14 ?ubat’ymyz bu günlerden hangisine daha yakyndyr? Ylkine mi yoksa ikincisine mi?

    

Ba?ka bir açydan bakyp “14 ?ubat, kimlerce ve hangi kurumlarca me?ru kylynmy?tyr?” diye de sorabiliriz. Zira biz, öykü, genelinde edebiyat düzleminde, isimleri anylmasy, hesaba katylmasy gereken tüm ki?i, kurum ya da yayynlaryn destek verdi?i bir mekanizma, bo?verin mekanizmayy bir tarty?ma dahi gözlemlememekteyiz. Demek oluyor ki, 14 ?ubat’ymyz, bir azynlyk tarafyndan tarty?ylmaya açylmaksyzyn gündeme getirilmi?tir. Kapsayycy olmasy söz konusu olamaz.  Bu gerçekler ve az önce bahsedilmi?, ki?iyi edilgen durumda byrakan gün anlayy?y nedeniyle 14 ?ubat’ymyza uzak durmaktayyz. Kimse lütfen gücenmesin.

       

(Yzninizle, bizi çok güldüren küçük bir ‘yama’ meselesi var, bu arada, onu sizinle payla?mak istiyorum. Çok kysa, biz, EMAA olarak ürettik bu retori?i: Sevgililer gününü mü öyküye yamamaly yoksa öyküyü sevgililer gününe mi? [elbette ‘e’ seçene?inin hakky mahfuzdur.])

     

Bu kadar tahlil, soru, inceleme yeter. Yetmek ne kelime, artar, ta?ar. Sadede gelirsek; hepsi, ?u kararlara vardy?ymyzy söylemek ya da onlara nasyl vardy?ymyzy anlatmak içindi: 2007 yylynda gerçekle?tirece?imiz öykü çaly?masy için yary?ma tertiplemeyece?iz. Jüri de olmayacak. Hiçbir parasal eder ile ölçmeksizin hatta kystas ya da edebî sorgulama uygulamaksyzyn, sadece küçük editör i?leri hesaba katylyrak bir özel dergi sayysy içinde tüm öyküleri yayymlayaca?yz. Öte yandan, davet çykaraca?ymyz kimi tecrübeli yazarlardan kendi hür iradeleriyle seçecekleri öyküler için yergi ve övgü yazylary yazmalaryny talep edece?iz. Buna göre; genç yazar, gerek kendi metni, gerekse yazar arkada?larynynkiler için, metinlerin kendisini, incelemeleri ya da ele?tirileri okuma ?ansy yakalayacak diye dü?ünmekteyiz. Böylelikle zamana içkin, geçici olmayan her vakit durup üzerinde yeniden dü?ünülebilecek, ele?tiri metinleri genç yazara rehberlik etmi? olacak. Dü?ünün; ödül ve ceza ile, az önce ispat etti?imiz üzere, edilgen duruma dü?ürülmü? genç yazar, söz konusu özel dergi sayysyndaki ilgili tüm metinler ile kar?yla?ty?ynda, kendisini de?erlendirme yapma durumunda bulacaktyr. Bir bakyma, bu, genç yazaryn sarsycy anlamda dü?ünmeye, çaly?maya zorlanmasydyr. Alky?lanylma ya da plaketli camekânlar hayallerine de?il. Elbette okuyucuyla kar?yla?ma açysyndan da bu dergi, uzun soluklu bir çaly?ma olacak. Bir yanda tek bir ak?amda ödülünü, te?vi?ini ve ele?tirisini alan genç di?er yanda ya?am boyunca kendisine rehberlik edecek, tüm okuyucularyn ula?abilece?i uzaklykta duran dergiyi kitaply?yna koyany. Bir tercih yapalym my?

   

Az sonra inceleyece?iz deyip de byrakty?ymyz ‘para’ konusunu yeniden açmaya gerek var my, bilmem. Ne olur ne olmaz, deminden beri adet edindik: biz diyelim diyece?imizi: Kendi emeklerimiz ve çabalarymyz… Dy?arydan ya da iç’in uza?yndan, katky yok, fon yok, demek ki sava?yn kyrmyzy lekesi de yok. Özgürlükle biraz daha yakynla?tyk i?te.

      

Durduk, geldik, fyrsat oldu kar?yla?ma; EMAA olarak anlattyk. ?imdi syra sizde: Söz syrasy, sorgu syrasy, ne varsa hepsinin syrasy… Bekliyoruz.

      

25 Mart 2006, Arabahmet Kültürevi, Lefko?a