Mahmut Paşa Mahallesi’ndeki Yıkım İle İlgili Bildiri

Tarihi Lefkoşa Suriçi’ndeki Mahmut Paşa Mahallesi’nde 30 Mayıs 2014 sabahı çarşı inşaa etmek maksadıyla yıkım başlamıştır. Yıkım tamamlandıktan sonra, Türkiye’den bir şirket tarafından inşaa edilecek olan çarşı, TC sermayesinin Kıbrıs’ın kuzeyindeki uzantılarının birisi olacaktır. AKP’nin yıllardır Türkiye’de “kentsel dönüşüm” adı altında yoksulların evlerini yıkarak daha “modern” binalar yapma projelerini ve bunlardan doğan mağduriyetleri televizyonlardan ve gazetelerden izlemekteyiz. AKP ve işbirlikçi sermaye şimdi de elini Lefkoşa Suriçi’ne atmıştır. Arabahmet Kültür Evi’nin Lefkoşa Türk Belediyesi eli ile Girne Amerikan Üniversitesi’ne verilmesinin ardından Suriçi’ndeki tarihi binaların sermayeye peşkeş çekileceği konuşulmaktaydı. Tarihi ve kültürel dokusuna sahip çıkılması, eski evlerin restore edilmesi için bütçe ayrılması gereken Lefkoşa Suriçi’nin en son ihtiyacı olan yeni bir çarşıdır. Bu yıkım ve inşaa projesine izin verilmişse hangi plan ve altyapı çözümlemesi ile verildiği tartışmalıdır. Yıkıma başlanan blokun yanında 2 yıl önce inşaa edilen Mahmut Paşa otoparkındaki dükkanlar ve ofisler hala boştur. Sözde restorasyonu yapılan tarihi Bandabuliya’nın durumu malumken Suriçi’nde başka bir çekim odağı yaratılması doğru değildir. Evleri yıkılacak olan ailelerin tümü göçmen ve işçi ailelerdir. Bazıları ödemekte zorlanacağı daha yüksek kirası olan evlere taşınmak zorunda bırakılmış, bazıları ise makul kirası olan evler bulamadıklarından taşınamamıştır.  Boş evlerin yıkılmaya başlaması, evleri boşaltamayan ailelere gözdağı vermek üzere gerçekleştirilmiştir. Yıkılması planlanan evlerden bazıları tarihi eser niteliğindedir. Eski Eserler Dairesi ve Anıtlar Yüksek Kurulu bu konuda önlemler almalıdır. Evlerin bahçelerindeki tarihi ağaçlar da bu yıkım sırasında kesilecektir. Surlariçi’nin sistematik bir şekilde tarihsel dokusunun ortadan kaldırılması kabul edilebilir değildir. Bizler süslü püslü “dünya ayarında şehir” iddiasıyla sadece turizm ve ticaret alanlarında “servis” verecek ve TC sermayesine açılacak bir Suriçi istemiyoruz!  30 Mayıs’taki yıkıma zemin hazırlayan tüm devlet kurumlarını şiddetle kınıyor, bu hatalarını düzeltecek tüm önlemleri derhal almalarını talep ediyoruz!