Kıbrıslı Türk halkı olarak maruz bırakıldığımız sorunların listesini çok uzun…
Eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya kadar yaşamın her alanında sermayeye teslim olmuş bir sistemin mağdurlarıyız. Ülkemiz bölünmüş, halkımız asimilasyon politikları ile yok edilmekte… Bir yandan Kıbrıslı Elen halkı ile diğer yandan ise Kıbrıs’ta yaşayan göçmenler ile aramıza düşmanlık tohumları ekilmekte… Doğamız talan ediliyor… İrademiz ayaklar altında çiğneniyor…
Kendi kararlarımızı alıp, kendi siyasetimizi oluşturmamızın önüne her türlü engel çıkarılıyor…
Ekonomimiz, siyasetimiz, polisimiz ve manevi değerlerimiz bu coğrafyanın dışındaki siyasi güçlerin çıkarlarına alet ediliyor…
Üstelik tüm bunlar sadece milliyetçi-şöven siyasal odaklar eliyle değil, “barışçı” olduğunu iddia eden hükümetler döneminde de hız kesmeden devam ediyor…
Her anlamda kapsamlı bir abluka altındayız…
Yaşadığımız sorunların karşısında net bir politik programla dikilecek, tutarlı bir siyasal muhalefettten bile mahrumuz…
“Alternatif” olduğu iddiasıyla halkımıza çağrı yapan her kesim; ya TC’den, ya Kıbrıs Cumhuriyeti’nden, ya AB’den yada ABD’den bir şeyler umuyor…
Kıbrıs halklarının, Kıbrıs’ta yaşayan emekçi insanların iradesine yaslanmayı hedefleyen, bağımsız bir Kıbrıs için söz-yetki-karar-iktidar mücadelesi yürütmeyi hedefleyen ve bunu meşru-fiili ve militan bir çizgi dahilinde sokaktan örgütlemeyi önüne koyan bir devrimci çizginin eksikliğini her anlamda hissediyoruz…
Bugüne kadar Baraka olarak, bir kültür merkezinin tüm imkanlarını zorlayarak halkımızın maruz bırakıldığı bu alternatifsizliği, bu siyasal boşluğu doldurmaya çalıştık. Ancak siyasal mücadele siyasal araçlarla yürütülmelidir. Bir kültür merkezinin bu alanda yapabilecekleri sınırlıdır. Biliyoruz ki kalıcı bir siyasal alternatif için devrimci bir siyasal iradenin yaratılması, örgütlenmesi ve halkımızın bağımsızlık, barış, özgürlük ve eşitlik özlemini yaşama geçirmesi dışında herhangi bir alternatifimiz yoktur.
Bu noktada 8 Aralık 2014 tarihinde kuruluşunu ilan eden Bağımsızlık Yolu, bugüne kadar savunduğumuz tüm değerleri siyasal bir örgütlenme dahilinde yaşama geçirmeyi hedeflemesi bakımından bizlere umut vermiştir.
Baraka olarak Bağımsızlık Yolu’nun kuruluşunu ve yürütmeyi hedeflediğini ilan ettiği siyasal çizgiyi selamlıyoruz. Halkımıza kendini yenileyemeyen geleneksel sol veya emek eksenli mücadeleyi bir kenara atan sol-liberal anlayışlardan farklı olarak devrimci bir siyasal örgütlenme ihtiyacını karşılayacağını umduğumuz Bağımsızlık Yolu’nda örgütlenme çağrısı yapıyoruz.
Baraka, kendi örgütsel bağımsızlığını koruyarak, kültürel alandan bu mücadeleye desteğini sunmaya devam edecektir. Açıktır ki, yürüdüğümüz yol aynıdır, kullanacağımız araçlar farklıdır…
Bağımsız, halkları kardeş bir Kıbrıs için; ekolojik, sosyalist-feminist bir gelecek için, eşitlik ve özgürlük için; geçmiş mücadelelerin deneyimlerinden öğrenerek ancak eskinin ezberleri ile de sınırlı kalmadan yürünecek uzun bir yolun başındayız…
Evet, “bu daha başlangıç” biliyoruz. Ancak bugün dünden daha umutluyuz…
Bağımsızlık Yolu’nu selamlıyoruz…
Recent Comments