PLAJLARIN KULLANIMI VE DENETİMİ YASA TASLAĞI’NA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİMİZ

Neden bu yasaya ihtiyaç duyuldu?

Bir yasa çalışmasını değerlendirirken öncelikle şunu sorgulamak gerekir: Neden bu yasaya ihtiyaç duyuldu? Plajların Kullanımı ve Denetimi Yasa Taslağına baktığımızda, şu an yürürlükte bulunan 26/1993 sayılı Yasa ile neredeyse aynı bakış açısına sahip olduğunu, aynı çerçeve içerisinde kalarak detaylandırıldığını görüyoruz. Plajlara giriş, Anayasa’ya göre ve şu an yürürlükte olan Plajların Kullanımı ve Denetimi Yasasına göre ücretsizdir. Plajları kirletmek suçtur, plaj işletmecileri deniz kazalarını önleyici önlemler almalıdır. Tüm bunlara aykırı hareket edenler suç işlemiş olur ve para ve/veya hapis cezasına çarptırılırlar. Belediye ve Kaymakamlık bu Yasayı uygular ve denetler. Suçları önlemekle görevli polis de bu Yasa altında işlenen suçları kovuşturmak ve soruşturmak mecburyetindedir. Hal böyleyken, yani mevcut yasa, eksikleri olsa da pek çok yetki vermişken ve bu yetkilerin hiçbiri kullanılmamaktayken neden yeni bir yasaya ihtiyaç duyulmuştur? Hükümetin niyeti, halkın plajlardan Anayasa’ya ve yasalara uygun yararlanmasını sağlamaksa, elinde uygun yasal araçlar da varken neden hiçbir şey yapmamaktadır? Bu koşullar bize şunu düşündürmektedir: Bu yeni yasa da aslında halkın yararına hiçbir şey yapmamak üzere çıkarılmaktadır.

1

Plajlara girişte yine aynı sıkıntılar yaşanacak
Yasanın içeriğinde, mecburen Anayasa gereği, halkın plajlara ücretsiz gireceği yazmakla brilikte, bu kurala istisna getirilmekteir. Şöyle ki; 6. maddenin 2. ve 3. fıkralarında, plajlara girişin engellenemeyeceği, girişte ücret talep edilemeyeceği, plajların yürüyüşü veya denize ulaşımı engelleyecek şekilde çit, duvar, tel örgü vs. ile çevrelenemeyecği belirtilmekte ancak aynı maddenin 7. fıkarsında, plajın veya plaja giden yolun özel mülk olması halinde bu kuralların uygulanmayacğını yazmaktadır. Bu da plajlara girişin engellenebileceği anlamındadır. Yasanın sonunda yer alan “Kamulaştırma Yetkisi” maddesinin işlevsel olabilmesi için böyle durumlarda, plaja girişin engelleneceği değil kamulaştırma yapılacağı belirtilmelidir.

Yasanın idari para cezaları bölümüne baktığımızda, yasanın temel kurallarından biri olan plajlara ücretsiz giriş ile ilgili idari para cezası kesilmediğini görmekteyiz. Bu da yasanın uygulanma niyeti olmadığını, halkın plajlara girişte yine aynı sorunları yaşayacağını göstermektedir.

Yerel yönetimler ikinci planda
Yasa taslağında Kamakamlıklara çeşitli denetim ve ceza gibi yetkiler verilmekte fakat yerel yönetim olan ve belde halkının seçtği Belediyeler, karar ve denetim mekanizmasında ikinci plana atılmaktadır. Örneğin 8. madenin 3. fıkrasına göre Belediyeler, Kaymakamlıkların yapacağı müsadere işlemlerine personel ve araç gereç sağlamak zorunda bırakılmaktadır. Oysa bir yerel yönetimin, demokratik ilkeler ve yasal kurallar çerçevesinde, merkezi yönetimden farklı kararlar alma ve uygulamalar yapma hakkı olmalıdır.

maremonte

Plajlar Komisyonu’nda halkın örgütleri de yer almalı
Yasa taslağının ikinci kısmında düzenlenen Plajlar Komiyonu, demokratik kitle örgütlerine, çevre örgütlerine, halkın katılımına kapalıdır. Oysa bir ada ülkesinde, böylesi bir konuda halkın ve örgütlerin bu tarz komisyonlara ve alınacak kararlara katılımı önemli ve gereklidir.

Ormanlar da mı kiralanacak!
Kiralama il ilgili 12. maddede yazan orman arazilerinin de kiralanabileceği kabul edilemezdir. Ayrıca aynı maddedeki yatırım projeleriyle ilgili olarak kısa veya uzun vadeli kiralama konusunun plajlarla iligili bir yasada gündeme gelmesi, akla sahillerimize yeni beton yığınları mı yapılacak sorusunu getirmektedir.

halk plajı

Halkın malı olan denizler sınıflandırılıyor
13. madde ise tam bir fiyasko ile plajları halk plajı, turizm plajı, üç, dört ve beş yıldızlı plaj şeklinde kaetgorilere ayırmaktadır. Denizler halkındır ve her plaj halk plajıdır. Hiç bir plaj halkın olmaktan, halkın serbest kullanımından çıkarılamaz.

Su sporlarında sadece insan sağlığı değil deniz kirliliği de gözetilmeli

Plaj sporlarının, sağlık ve güvenlik bakımından bazı kurala bağlanması olumludur. Ancak bu yapılırken ekolojik denge de hesaba katılmalı ve denizi kirleten su sporlarına izin verilmeyeceği yasada belirtilmelidir. Küçük bir grubun zevki veya karı, doğanın ve denizin kirletilmesine üstün tutulmamalıdır.

Ücretler az değil
Yasanın bütününde olduğu gibi plajlarda tahsil edilebilecek ücretleri düzenleyen 15. maddede de halka hizmet değil sermayeye kar amacı ön plandadır. Duş, şemsiye vb. hizmetler için 5TL, otopark için 3TL olarak belirtilen ücret, ilk bakışta az veya makul gibi görünse de, plajların kamusal olarak ve/veya yerel yönetimlerce işletilmesi halinde bu ücret daha az olabilir ve alınan ücret yine plajların bakımı için kamusal kaynaklara aktarılabilir. Keza bu ücret Bakanlar Kurulunca iki katına kadar artırılabilecektir.

Deniz kenarında karpuz hellim yemek yasak!

Yasa taslağının 20. maddesinin 2. fıkrası, plajlarda ateş yakma ve piknik yapma yasağı getirilmektedir. Ateşli pikniğin belli kurallara bağlanması, çevreye zarar vermemek bakımından olumludur ve sadece bu iş için ayrılmış yerlerde yapılması doğru bir yaklaşımdır. Ancak yasa çalışması bu haliyle sadece ateşli pikniği değil, her türlü pikniği, plajda karpuz hellim yemeyi dahi yasaklamaktadır. Bu da halkı maddi manevi sıkıntıya sokarken, sahilleri parselleyen otellere ve plaj işletmecilerine yarayacaktır.

Devlet donumuza kadar karışıyor

20. madde hayret verici bir şekilde plajlarda giyilebilecek kıyafetlere kısıtlamalar getirmiştir; şort, mayo, bikini, haşema dışında iç çamaşırıyla denize girmek yasaklanmaktadır. Bu kuralın hangi kamusal yarara hizmet ettiği, devletin neden böylesi bir alana yasayla müdahale etmek istediği anlaşılamazdır. Devletin görevi, yasakçı bir şekilde halkın giyim kuşamına, ahlakına, kültürüne müdahale etmek değildir. Halk, sosyal ve kültürel değerleri çerçevesinde giyinir, davranır, birbirini onaylar veya ayıplar, birlikte etkileşim içierisinde değişir ve gelişir. Bilhassa ahlaki değerler konusu görece olup devletin uzak durması gereken bir alandır. Bu maddede manidar olan bir düzenleme de haşemanın da sayılmasıdır.

İnsan hakları ile birlikte hayvan özgürleşmesi de düşünülmeli

20. madde plajlara hayvan sokulmasını da yasaklamaktadır. Hayvanların denize girmesini tamamen engelleyen böyle bir genel kural yerine, hem insan hem de hayvan hakları gözetilerek, doğanın sahibi değil bir parçası olduğumuz dikkate alınarak farklı bir düzenleme getirilmelidir.

BELES-DENİZ-FOTO

Sonuç olarak Plajların Kullanımı ve Denetimi Yasa Taslağı, şu an sahip olduğumuz ancak devletin denetimsizliği ve yasaları uygulamaması sebebiyle kullanamadığımız haklarımızdan daha ilerisini getirmemektedir. Hatta kıyafet, piknik gibi bazı hususlarda halka karşı baskıcı ve yasakçı bir yasadır. Öte yandan plaj işletmecilerini belli kurallarla bağlamak niyeti var gibi görünse de bu kurallar, bağlayıcı şekilde ve yasaya uyulmaması halinde işletmecileri derhal cezalandırıcı şekilde düzenlenmemiştir.