DÜNDEN BUGÜNE BAYRAMLAR

Şifa Alçıcıoğlu

Sifa_alcicioglu@yahoo.com

Saray+Ân+- ( Konak meydan¦- ) 1933 bayram yeri  “Bayram sabahı her zamanki gibi tatlı bir telaşla başladı. Erkekler camiye gitti, babam erkek gardaşımı da götürdü bu sefer yanında. Onlar gelir gelmez kahvaltı yapacağık hep birlikte. Beni en heyecanlandıran ise Hisar’ın üstünde kurulan bayram yerine gitmek ve cinciraga binmek. Bunun için sabah gün doğmadan erkenden kalktım, anamla, abamla birlikte hamuru yoğurduk. Sonra kafesleri, çörekleri saldık bahçedeki fırına. Garyolamın ayakucuna astığım yeni urubamı giymek için da sabırsızlanırım. Yastığımın altına saklandığım potinler da  tam ısmarladığım gibi, bileğini saran golanı da çok güzel birazcık da büyükçe ama eskiyene gadar büyürüm nasılsa…”

Bu anlattığım anektod yaklaşık yarım asır önce, Kıbrıs’ta hayali bir bayram sabahı tasviri olsa da geçmişten bugüne baktığımız zaman diyebiliriz ki, bayramlar Kıbrıslı Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Her ne kadar dini bir inanıştan yola çıkarak kutlansa da aslında bayramı bayram yapan; dayanışma, saygı duyma, paylaşma gibi değerlerdir. Şimdilerde; tarihi, kültürü, geçmişi, günlük hayat pratiği sistemli ve bilinçli olarak unutturulmaya çalışılan Kıbrıslı Türk halkı için bayramlar bu anlamda hala bir önem arz etmektedir.

Eskiden bayramlar büyük-küçük, yoksul-fakir ayırt etmeksizin herkesin dört gözle beklediği günlerdi. Çünkü bayramda bazı evlere, yılda bir kere de olsa, giremeyen et girer, güzel yemekler yapılır ve bayram tatlısı tel kadayıfı konuk olurdu sofralara.

Tüketim toplumunun daha yaratılmadığı bu zaman diliminde insanlar yılda bir kez yeni elbise diker ya da diktirirlerdi. Bu kıyafetlerini de genelde bayramda giymeyi tercih ederlerdi. Özellikle çocuklar yeni elbiseler giyeceği için sevinir, odada en görünen yere mesela yatağının, dolabının üzerine yeni elbisesini asar, dayanamayanlar da kıyafetleriyle uyurdu. Esnaf da bayramları severdi. Bu dönemde terzi ve kunduracılar yoğun olarak çalışır, siparişleri yetiştirmeye zorlanırlardı. Arife gününe kadar tüm siparişler yerlerine ulaştırılır alan kişilerse bütün bir yıl bu ayakkabıları, elbiseleri giyerdi. En az bayramlar kadar arife günleri de özel günlerdi; evlerde hummalı bir temizlik yapılır, yıkanılır ve ikindi gibi mezarlıklara ziyaretler gerçekleştirilirdi.

Kıbrıs’ta bayramların en önemli özelliklerinden birisi de bayram çörekleri ve kafeslerdir. Şimdilerde bu adet bazı köylerde hala yaşatılmaktadır. Çocukluğumda neneme yardım maksatlı arife sabahı kalkar kafes, çörek ve ekmek yapmasına yardım ederdim. Ekmek teknesinde yoğrulan o hamurla birlikte ne lezzetler çıkardı ortaya. Bu çörekleri anlamlı kılan ise paylaşılmasıydı. Komşulara dağıtılır, eve gelen misafirlere hellimle birlikte sunulurdu yapılanlar.

Günümüze gelene kadar birçok değişiklik yaşandı bayramlarla ilgili, değişmeyen en belirgin özellik ise insanları hala bir araya getirebilmesidir.

Bayram yeri , Saray Onu . 1925

BAYRAM YERLERİ

Geçmişteki bayramların, Lefkoşa için daha özel bir anlamı vardı. Çünkü tüm adada sadece Lefkoşa’da bayram yerleri kurulurdu. Bilinen ilk bayram yeri Sarayönü’ndekidir. 1940’a kadar Sarayönü’nde, 1940’tan 1955’e değin Girne Kapısı’nda kurulur bayram yerleri. Ardından Girne Kapısı’ndan Yusuf Kaptan Sahası’na kadar olan alanı kaplayan Hisar Üstü’nde daha sonra ise Çağlayan Çocuk Bahçesi’nde ve günümüzde Lefkoşa’nın göbeğinden çok uzakta Fuar Alanı’nda gerçekleştiriliyor bayram eğlenceleri.

Geçmişte kurulan bayram yerleri; çeşitli tezgahların kurulduğu, çeşitli yiyeceklerin satışa sunulduğu çok kalabalık bir misafir topluluğuna ev sahipliği yapardı. Şamişi, lokma, bulgur köftesi, sulu muhallebi, kuruyemişler süslerdi tezgahları. Çocuklar cincirak (atlıkarınca) denen oyuncaklara binerdi. Lefkoşa’ya gelemeyenlerse özellikle kadınlar ve çocuklar evlerde salıncak kurarak eğlenirlerdi.

Geçmiş bizlere birçok konuda ayna tutar. Bazen özlemle bakarız arkamıza bazen de geçmişten feyz alıp yarının temellerini daha sağlam bir şekilde atarız. Dünün o saf ve temiz eğlenceleri şimdilerde yok. Ne bayramların ne de bayram yerlerinin canlılığı, neşesi, önemi de yaşanmıyor fazlaca. Dahası Sunni İslam politikalarıyla Kıbrıslı Türk halkı değiştirilmeye, yok edilmeye çalışılıyor. Ancak geçmişi bilerek hareket ettikçe, kültürümüze sahip çıktıkça, yaşattıkça bayramların bize kattığı değerleri; biz varız ve biz var olacağız!

¦-pci hisar¦- ( Musalla burcu ) bayram yeri

Not: Arşivindeki fotoğrafları bizimle paylaşan Mehmet Altuner’e çok teşekkürler…

 

Kaynaklar:

(1)  Mahmut İslamoğlu, Kıbrıs Türk Kültür Ve Sanatı, YDÜ Matbaası, 1994, sayfa 131-136.

(2)  Haşmet Muzaffer Gürkan, Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa, Galeri Kültür Yayınları, 2006, sayfa 203-205.