Argasdi’den yazılar: “Örgütlü Yaşamın Dayanılmaz Onuru”

Gündelik yaşantımızda hepimiz onur kelimesiyle hatırı sayılır derecede karşılaşmaktayız.

Üniversitede başarısındantutun da arkadaşımızın isminde, bir şarkı nakaratında, eylemde atılan bir sloganda, “devlet büyüklerinin” kürsü nutuklarında ve daha pek çok örnekte karşımıza çıkıyor onur kelimesi. Peki, nedir anlamı bu onur kelimesinin? Ne demektir “onurlu yaşamak?” Ya da nasıl “onurlu” yaşanır?

***

Bu soruları kendi kendimize sorsak ya “ne kadar saçma” deyip umursamayız ya da onursuz yaşamak için bir şey yapmadığımızı böylelikle de mantıken onurlu yaşıyor olduğumuzu yine kendi kendimize sayıklar, ikna olur ve konuyu kapatırız. Üzerinde düşünmeyiz “onurlu yaşamak” kelimesinin. Rastladığımızda bir duvar yazısına “onurlu bir gelecek istiyoruz” diye, “evet biz de” deyip geçiveriyoruz ya da Toplumsal Varoluş Mitinglerini izlerken haberlerde duyunca “çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak istiyoruz” sözlerini “evet biz de” diyoruz oturduğumuz yerden. Ya daGezi Parkı’nda yaşanan polis şiddetini televizyonda izlerken“polis simit sat onurlu yaşa” pankartı gözümüze iliştiğinde “insanlara neler yapıyorlar, gerçekten onursuzlar” diye hayıflanıyoruz. Ancak bu şekilde sadece sözde onaylayarak maalesef bizler onurlu yaşıyor sayılmıyoruz. Duvarda okuduğumuz yazıya, televizyonda duyduğumuz slogana ya da izlediğimiz şiddete karşı sadece oturduğumuz yerden söylenerek ama hiçbir ses çıkarmadan hayatımıza devam ederek onurlu yaşamış olmuyoruz.

 image

Onurlu yaşamak önemlidir çünkü insanca yaşamak için iyiye ve güzele dair umut edebilmemizi sağlar. Baskı ve sömürü karşısında düzeni olduğu gibi kabul etmek yerine sisteme karşı durabilmektir onurlu yaşamak. Onurlu yaşamak geriye dönüp bakıldığında insanın vicdanının rahat olması demektir. Onurlu yaşamak onurumuza dokunan ya da başkalarının onuruna dokunan şeyler karşısında susmayı, boyun eğmeyi değil birlikte hareket ederek, fikirler üreterek ve dayanışarak mücadele etmeyi gerektirir.

***

İşte tam da bu noktada örgütlü yaşamanın önemi giriyor devreye. Örgütlü yaşam; hem bireysel hem de toplumsal olaylara bakış açımızı değiştirmekte, geliştirmekte ve daha onurlu bir yaşam sürdürmenin mümkün olduğunun farkına vardırmakta.

Örgütlenmek güçlenmektir. Örneğin işyerinde yaşadığımız baskılar, haksız yere işittiğimiz hakaretler, karşılıksız çalışılan ek mesailer ve benzeri patron sömürülerine karşı bireysel olarak sessiz kalır günden güne budanan haklarımızın karşısında çaresiz hissederiz. Ancak birkaç arkadaşımızla birlikte hareket edip, birlikte fikir üretirsek haklarımızı geri almak için ses çıkarabilir, sömürüye karşı mücadele edebilir ve patronlara karşı güçlenebiliriz. Örgütlenmek bilinçlenmektir de ayni zamanda. Örgütlü yaşayan insanlar artık sadece bireysel düşünmedikleri ve birlikte hareket etmenin önemini kavradıklarından dolayı toplumsal bilince kavuşur, insan onuru için mücadele etmeye başlarlar. Örgütlü insan, başka insanların mağduriyetlerini önemser ve sorgusuz sualsiz bunun giderilmesi için mücadele eder. Mesela örgütlü insan komşusunun aile içi şiddete uğramasına göz yumamaz artık. Ya da cinsel yöneliminden dolayı arkadaşının toplumdan dışlanmasına karşı durur. Örgütlü insan duvarda yazan “onurlu bir gelecek istiyoruz” yazısını okuduğunda, “bunun için ne yapabiliriz?” diye sorgular, izlediği mitinge katılır, polis şiddetine karşı ses çıkarır. Örgütlü insan maddi manevi çıkarlar uğruna kimsenin hakkını yemez, emeğini hiçe saymaz, özsaygısını yitirmez. Örgütlü insan sokakta insanlık onuru için mücadele eder. İnsanların parasız eğitim, parasız sağlık gibi kamusal haklarını elinden almaya çalışan egemenler karşısında dimdik ayakta durur. Kısacası onurlu yaşamak geriye dönüp baktığımızda yaptığımız işlerin, savunduğumuz ve söylediğimiz tüm sözlerin, verdiğimiz mücadelenin ve sergilediğimiz duruşun hesabını verebilmektir ve bunu yaşamanın en güzel yolu örgütlü yaşamaktır.

Zekiye Şentürkler

zekiyesenturkler@hotmail.com

Not: “Onur” dosya konulu 42. sayımızı gazete bayilerinden, kitapçı ve marketlerden alabilrsiniz…