ARGASDİ’NİN SON SAYISINDAN BİR YAZI: 19 TEMMUZ’U UNUTMADIK

Argasdi’nin “Yasak” dosya konulu yeni sayısına marketlerden ve gazete bayilerden ulaşabilirsiniz…

19 temmuz foto

Nazen Şansal

nazen_sansal@yahoo.com

Beş yıl önce 19 Temmuz’da adamıza R. Tayyip Erdoğan gelmişti. Ve “beslemelerin” en ufak bir arıza çıkarmasına tahammülü yoktu. Uşaklara emirler verildi… Kraldan çok kralcılar, emirleri kendi “yaratıcılıklarını” da katarak uygulamakta beis görmedi.

Beş yıl önce 19 Temmuz’da, bizim sandığımız ülkemizin, polisiyle ve yargısıyla nasıl da işgal koşullarında yönetildiğini, işbirlikçi hükümetlerin padişaha yaranmak için kendi halkına nasıl zulmedebildiğini apaçık görmüştük…

Polis, sendika binalarında “yasa dışı pankart” aramak için arama emri alabilmiş, adaleti sağlamakla ve yasaları uygulamakla görevli olan mahkemeler, düşünce özgürlüğü olan bir ülkede bir pankartın nasıl yasa dışı olabileceğini hiç düşünmeden böylesi bir arama emri verebilmişti.

Sendikalarımız, cinayet silahı aranırcasına baskına uğramış, ifade özgürlüğünün en basit şekli olan ve hakaret değil politik fikir içeren pankartlar, sendika binalarından polisler tarafından zorla alınmıştı. Üstüne üstlük sendikacılar da darp edilerek tutuklanmıştı.

Sokakta eylem yapmak isteyen göstericiler engellenmiş, polisler tarafından üzerlerine yürünüp geriletilerek eylem yapmak istedikleri bölgeye yanaştırılmamışlardı. Bahane olarak da “karşıt grubun varlığı” öne sürülmüştü. Ne hikmetse “karşıt grup” her yerde eylem yapma, polis barikatına takılmama özgürlüğüne sahipti.

Planladıkları eylem yerine ulaşamayan eylemciler, eylem yerini değiştirerek, batırılan KTHY önüne gelmiş ve protestolarını barışçıl bir şekilde durarak gerçekleştirmekteydi. Tek suçları, “yasa dışı” olan bir pankartı saklamalarıydı. Pankart avcısı polis, tamamen hareketsiz duran eylemcilere, ülkemiz protesto kültüründe alışılmadık ve görülmedik bir şekilde saldırmış, akıl almaz bir şiddet uygulamıştı. Ki o polisler yargılanmak ve görevden el çektirilmek yerine terfi alırken, şiddete uğrayan eylemciler, tutuklandı, polisi darp ve görevinden men etme suçlamasıyla yıllarca yargılandı.

Dava süresince savcılığın birbirinden ilginç hatta gülünç boyutlardaki iddiaları kamuoyunun gündemi oldu. İddia makamı açısından hukuksal gaflet ve delalet hallerinin had safhada yaşandığı dava, eylemcilerin beraat etmesiyle sonuçlanırken, kazanan sadece eylemciler değil, başta toplantı ve gösteri yapma hakkı ve ifade özgürlüğü olmak üzere insan hak ve özgürlükleri oldu.

Mahkeme kararından ilginç notlar

Eylemcilerin polisi darp ve görevinden men etme suçunu işleyip işlemediklerini değerlendirirken, polisin o anda yasal görevini yapıp yapmadığı zemini üzerine basan mahkeme, nihayetinde polisin “müdahale yapıldığı esnada yasal yetki ve görevleri çerçevesinde hareket etmediğine” karar verdi.

Pankartlarını almak üzere eylemcilere saldıran polisi aklamak niyetiyle ortaya atılan en yaratıcı iddia, eylemlerde kullanılacak pankartlar için belediyenin reklam bölümünden izin alınması gerektiği hususu olmuştu. Hukuk camiası kadar mizah çevrelerinin de ilgisine mazhar olan bu iddia için mahkeme “Gösteri ve yürüyüşlerde açılan pankartlar için önceden izin alınması gerektiği iddiasının yasal bir zemini yoktur” dedi.

Polisin ve savcılığın karşıt görüşteki gruptan eylemcileri korumak için eylemi dağıttığını ortaya atması üzerine ise “Bir gösteri sırasında iki karşıt görüşteki grup arasındaki muhtemel gerginlik ve atışma her zaman gösterinin engellenmesini haklı kılsa idi, toplum farklı görüşleri duymaktan mahrum olurdu” diyen mahkeme, eylemlerde abartma hakkımız olduğunu da tescilledi: “Bir pankartın içeriğinin tahrik edici ve bazılarını rahatsız edici nitelikte olması… tek başına müdahaleyi yetkili kılmaz. Toplantı ve gösteri yapma özgürlükleri belirli bir ölçüde abartmayı, hatta tahrik etmeyi kapsamaktadır”

Bu yazı Nazen Şansal’ın 19/07/2014 tarihinde www.ankaradegillefkosa.org sitesinde yayımlanan “19 Temuz’u Unutma!” başlıklı yazısından ve 23/09/2014 tarihinde yargilaniyoruz.org sitesinde yayımlanan “Hukuksal Bir Kazanımın Düşündürdükleri” başlıklı yazısından derlenmiştir.