Argasdi’nin “Yasak” dosyasından gündem değerlendirmesi- MÜCADELE DEVAM EDİYOR…

Celal Özkızan-celalozkizan@yahoo.com

Kıbrıs’ın kuzeyinin son üç ayı, toplumsal geleceğimizi önemli ölçüde etkileyecek bazı gelişmelere tanık oldu. Bu çerçevede öne çıkan gelişmeleri gelin hep birlikte değerlendirelim:

Suyuna Gitmeyeceğiz

Her ne kadar suyun özelleştirilmesi kağıt üzerinde hayata geçse de ve hükümet değişikliğiyle birlikte toplumsal muhalefet su gündem1konusunda aktifliğini yitirse de, son üç aya baktığımızda, Kıbrıslı Türk halkı artık bu suyun bizlere anlatıldığı gibi kara kaşımıza kara gözümüze gönderilmediğinin, ortada tamamen ticari bir anlaşma olduğunun, dahası suyun fahiş fiyatlara satılarak özel bir şirketin zengin edilmesinin amaçlandığının ve yaşamsal bir ihtiyaç olan suyun kullanımı konusunda ileride pek çok sorunlar ortaya çıkacağının farkına varmış durumda. Özelleştirme uygulamasının tamamen hayata geçmesiyle birlikte, dünyadaki pek çok örnekte olduğu gibi, suyun yeniden kamusal bir hizmetin yönetimine döndürülmesi konusunda mücadelelerin büyüyeceği de ortada.

 

Onur Yürüyüşü

Son üç ayın önemli ve olumlu gelişmelerinden biri de Onur Yürüyüşü’nün Kıbrıs’ın kuzeyinde ilk kez bu denli kitlesel, coşkulu ve gündem2meşru bir şekilde gerçekleştirilmesiydi. LGBTQ bireylerin kendi öz örgütlenmelerinin bu süreçte merkezi bir rol oynaması ve aynı zamanda emek mücadelesini de kapsayacak genişlikte bir söylem ve tavır takınmaları, bu güzel yürüyüşü daha da güzel kılan unsurlardı. Tek bir özgürleşme biçiminin dahi eksik kaldığı bir özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin başarısız olacağının bilinciyle, LGBTQ hareketinin daha görünür olması ve bu konuda hem yasal hem toplumsal hakların gelişmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

Özel Sektöre Sendika

gündem3Geçtiğimiz üç ayın en dikkat çekici gelişmesi ise Bağımsızlık Yolu’nun başlattığı ve Baraka Kültür Merkezi ile TDP başta olmak üzere toplumsal muhalefetin çeşitli kesimlerince sahiplenilen “Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın” kampanyasının, Meclis’e TDP milletvekili Zeki Çeler aracılığıyla taşınmasıydı. Sokak mücadelesi hızla sürerken, bu sürece yasal mücadele halkasının da eklenmesiyle birlikte, kampanya daha çok ses getirdi. CTP’li milletvekilleri yasanın içeriğini benimsememekle birlikte önerinin ivediliği yönünde olumlu oy kullanırken, emekçi düşmanı UBP ve DP milletvekillerinin ret oyu ile yasa önerisi ileri bir adıma taşınamadı. Mücadelenin yasal boyutu şimdilik engellenmiş olsa da, sokağın gücünün ve toplumda çoğunluğu oluşturan emekçi kitlelerin baskısının önünde durmayı başaramayacaklar, çünkü bizler bu mücadelede başarıya ulaşana kadar geri adım atmayacağız.

 

Beleşe Denize

Yaz sıcaklarının da gelmesiyle birlikte özellikle Kıbrıs gibi yazları çok sıcak geçen bir iklimde, Anayasal bir hak olmanın yanı sıra gündem4günlük hayatımız için de önemli olan denizlerimizden ve sahillerimizden dilediğimizce faydalanmaya dair başlatılan “Beleşe Deniz” mücadelesinin tekrardan canlanmasıydı. Bir yandan Anayasa’nın açıkça yasaklamasına ve Plajların Kullanım ve Denetimi Yasası’nın suç saymasına rağmen plajlara girişte haraç toplayan otellere açılan davalar devam ederken, diğer yandan da denize ücret vermeden girme eylemleri yapılmaya başlandı. Kıbrıs’ın yazları zaten sıcaktır; ancak hak mücadeleleri yükseldikçe paragöz otel ve tesis sahipleri için bu yaz daha bir bunaltıcı olacağa benziyor!

 

 

 

Ofis Açma Boşuna Yıkacağız Başına

Bu yazı kaleme alınırken yeni bir mücadele daha yükselmekteydi. CTP-DP hükümeti döneminde imzalanan, toplumsal muhalefetin güçlü karşı çıkışı ile ileri götürülemeyen ancak UBP-DP hükümeti ile birlikte tekrardan gündeme gelen “Koordinasyon Ofisi”ne dair gündem5protokol meselesidir. “Ofis” adı altında, gençlik ve spor ile ilgili bütün meselelere dair yetkiyi fiili olarak AKP’nin eline devredecek olan bu protokole karşı, ciddi bir gençlik ayaklanması yaşandı. Kültürüne, kamplarına, gelenek ve geleceğine sahip çıkan, AKP’nin dayatmalarına boyun eğmeyen gençler birbirinden dinamik ve yaratıcı eylemler gerçekleştirdiler. Zaten elimizden alınan ekonomik değerlerimizin ve asimile edilen kültürel değerlerimizin yanına bir yenisinin daha eklenmemesi için ilerleyen günlerde de toplumsal muhalefetin diğer bileşenleriyle birlikte mücadeleye devam edeceğiz.

 

Başta belirttiğimiz gibi, geçtiğimiz üç ayın gündemi yoğundu. Bu yüzden, hükümet değişikliği, akaryakıt zammı ve seyrüsefer konusunda yapılan düzenlemeler, ekonomik protokol, sol ittifakın geleceği, müzakerelerin seyri ve kamu hastaneleri ve okullarında yaşanan sorunlar gibi konulara değinmeye fırsat dahi bulamadan yerimizi doldurduk. Ancak yeri dolmayan tek şey, mücadeleye olan inancımız!

 

Umutlarımız kuşatılmasın! Bu abluka dağıtılacak!