Kolektif Emek, Nohutlu Ekmek! – Aysu Diren

Hafta sonuna girerken, Argasdi dergimizin 46. sayısından Kıbrıs tüten bir yazı…

Derginizi, tüm kitapçılardan ve marketlerden temin edebilirsiniz.

national-geographic-1928-2

Kıbrıs; konumu, iklimi ve bitki örtüsü nedeniyle yemek kültürü çok zengin bir ülkedir. Özellikle içinde bulunduğumuz aylarda Akdeniz ikliminin ve bitki örtüsünün bize sunduğu armağanlar tartışılmaz. Ovalardan toplanan yabani otlarla yapılan birçok yemeğimiz, ayrıca turşu ve çeşitli yiyeceklerimiz de vardır. Kış aylarda çıkan ve yenilebilir olan birçok otumuz vardır. Özellikle en bilineni ve vitamin değeri en yüksek olan ayrellidir. Ayrelli dışında, yumurta otu, lapsana, gavcar mantarı, hostez, gabbar ve daha birçok yabani ot ovalarımızdan sofralarımıza girmektedir.

Kıbrıs yemek kültüründe yapılan çoğu yemek, hamur işi, macunlar ve daha birçok yiyecek emeğe dayalı ve çok meşakkatli bir süreçten geçerek yapılmaktadır. Sizlere, unutulmaya yüz tutmuş fakat çok değerli olup unutulmaması gereken bir ekmeğimizi anlatacağım.

Günümüzde çok fazla yapılmayan fakat kültürümüzün bir parçası olan “Nohutlu Ekmek” genelde yaz aylarında yapılan bir ekmeğimizdir. Eskiden her köyde yaygın olarak yapılan nohutlu ekmek, artık yapımı tercih edilmiyor. Nohutlu ekmek Baf’tan göç alan Omorfo tarafındaki köylerimizde daha yaygın olarak yapılmaktadır. Nohutlu ekmeğin genellikle yaz aylarında yapılmasının nedeni havanın sıcak olmasıdır. Sıcak havanın tercih edilmesinin nedeni ise aslında ekmeğin en önemli malzemesinin yani mayanın hızlı bir şekilde oluşmasını sağlamak içindir. Nohutlu ekmeği yaratan aslında nohut mayasıdır ve yapım aşaması çok zordur. Nohut mayası denildiğine bakmayın, içerisinde nohut dışında birçok çeşitli baharat vardır. Ve aslında ekmeğe o mükemmel kokuyu veren de bu malzemelerin tümünün birleşimidir. Mayanın içerisinde sekiz çeşit baharat bulunur. Bu baharatlar; tuz, şeker, kimyon, mahlep, muskat, zencefil, karanfil ve defne yaprağıdır. Ayrıca aynı baharatlar sonradan ekmek hamurunun içerisine de konur.

Mayanın yapımı çok zor olduğundan köylerimizdeki kadınlar anlaşır ve her sene mayayı tek bir kişi yaparmış. Mayanın yapımı genellikle bir gün sürermiş. Akşamüstü başlanır ve ertesi gün akşamüstü son bulurmuş. Baharatlar tencerenin en altına serpilir, üzerine kırılmış nohut eklenir ve kaynar suda bekletilirmiş. Mayayı yapan kişi tüm gece uyumadan mayanın oluşmasını beklermiş. Mayanın bulunduğu tencerenin altına, içerisinde ılık su olan başka bir sini koyarmış ve tüm gece o suyun ılık kalmasını sağlarmış. Bunu yapmasının nedeni mayayı daha hızlı ve iyi bir şekilde oluşturabilmekmiş. Maya tamamlandığı anda mayayı yapan kişi ilk önce kendisine yetecek kadar ayırırmış. Daha sonra geriye kalan mayayı yan komşusuna verirmiş, yan komşusu kendisine ayırarak diğer komşuya verirmiş ve bu şekilde maya bütün köye dağıtılırmış. Maya dağıtıldıktan hemen sonra ekmek yoğrulup bekletilirmiş. Eğer ekmek o gün yoğrulmazsa olmazmış. Bu yüzden o gün köyde bütün fırınlar yanar herkes yaptığı ekmekleri pişirirmiş.

Nohutlu ekmek aslında bir çeşit yardımlaşma ve kardeşlik ekmeğidir. İnsanların birbirleri arasındaki yardımlaşmayı ve sevgiyi temsil eder. Çünkü ekmekler yapıldıktan sonra köydeki yaşlılarla, yardıma muhtaç ailelerle ve ekmeği yapamayan bütün köylülerle paylaşılırmış. Ayrıca nohutlu ekmek bayramlarda ziyarete gidilen evlere hediye olarak götürülürmüş. Düğün, doğum, ölüm gibi günlerde de hellim ile ikram edilirmiş.

Kültürel özelliklerimizin yavaş yavaş silinip gitmekte olduğu bir gerçektir. Kültürümüzü ayakta tutabilmek için özellikle yemek kültürümüzü sahiplenelim. Çünkü yemek kültürümüz bizim geçmişten bugüne kadar ne gibi zorluklar yaşadığımızın ve nasıl süreçlerden geçtiğimizin kalıntılarını taşır.

 

Aysu Diren

aysudiren@gmail.com

 

Not: Benimle bu değerli bilgilerini paylaşan büyük halam Afet’e çok teşekkür ederim.