ZAMANLA YARIŞMAK MI, ZAMANI YAŞAMAK MI? – Bala Kabakçı

Gençler sınav haftasıyla boğuşurken Argasdi dergimizin “Liseler Bizimdir” sayfasından bir yazı…

ZAMANLA YARIŞMAK MI, ZAMANI YAŞAMAK MI? 

“Geçmiş veya gelecek yoktur, sonsuz bir şimdi vardır” demiş Cowley…

Takvim herkes için aynı olsa da zamanı nasıl kullandığımız, zamandan ne beklediğimiz herkes için farklıdır. Ve ”şimdi”yi nasıl değerlendirdiğimizdir süre anlamındaki zamanımızı oluşturan.

Kendi jenerasyonuma baktığımda, ki bu yazıyı başka biri yazsaydı jenerasyon yerine kuşak kelimesini seçecekti, zaman kişiye özel, kişi zamana… İşte sanırım zaman böyle bir şey; aynı zamanda bulunduğumuz halde hepimizin farklı algıları olması gibi… Yeni doğmuş bir bebek, 8 yaşındaki bir çocuk, 18 yaşındaki bir genç, 30’lu yaşlarında biri veya yaşlı bir insan… Aynı zaman, aynı olay fakat farklı algılar ve düşünceler… Hepsi, kesişen zamanda bulunsalar da apayrı dünyalarda yaşayan dört farklı insan. Her zaman da birbirlerinden farklı olacaklar. Çocuklar hemen büyümek isterken biz gençler lise yıllarımız hiç bitmesin isteriz. Büyükler ise yaşlarını küçültmek… Hepimiz bu zaman döngüsünün içindeyken bebeklikten ve 8 yaşındaki çocukluktan geçip kendi gençliğini yaşayan bir gencin algıları çok farklı ve istekleri çok da garip olmasa gerek: Yakışıklı/güzel bir sevgili, son model bir telefon, ehliyet, yüksek notlar, fit vücut, iyi bir üniversite ve tabii ki bu zamanların hiç bitmemesi… Lise yıllarımızdaki gençlik ateşinin bütün hayatımız boyunca sürmesi isteğinden, merağımızın ve özellikle heyecanımızın her zaman içimizde olması arzusundan bahsediyorum. İşte bu benim jenerasyonum! Elbette farklı istekleri olan veya bunları istemeyen farklı dünyaların gençleri de var ama hepimizin sürekli zamana karşı bir yarış içerisinde olduğu doğrudur. Gerek sınav telaşı olsun gerek mesajımı halen daha yollayamadım telaşı…

Bana göre hangi yaşımızda ne yaşıyorsak yaşayalım, bu sınırlı ama kendimizce sonsuz olan zamanımızı mutlu bir şekilde yaşamalıyız. Elbette biz insanlar tek başımıza mutlu ve özgür olamayız. Yanımızda sevdiklerimizle birlikte, algılarımız açık, arkadaşlarımızla yarışmak yerine dayanışarak geçirmeliyiz en güzel zamanlarımızı. Bu dünyada faydalı şeyler yapmak, hayvanları ve doğayı sevmek, bize konulan yasakları sorgulamak, yapmaktan hoşlandığımız şeyleri yapmak, örneğin, resim çizmek şarkı söylemek gibi şeyler bizi hem mutlu hem de özgür yapar. Bu hayata bir kez geliyoruz ve kendi istediğimiz gibi mutlu ve özgürce yaşamalıyız.

Bala Kabakçı

54197cc1401c7

Bir de Hobbit filminden bir bilmece:

Bu şey yutar tüm şeyleri:

kuşları, hayvanları, ağaçları, çiçekleri;

kemirir demiri, ısırır çeliği;

un ufak eder sert taşları;

öldürür kralları, harap eder kasabaları

ve yerlebir eder yüce dağları.