Ben Okudum Pek Hazettim: “Ekotopya” – Nazen Şansal

ÇevrEkoloji temalı Argasdi 48. sayımızdan bir kitap değerlendirmesi…

ekotopya-kapak

Kapitalist sistemin tüm değer(sizlik)lerini karakterinde barındıran bir gazetecinin, ekolojik bir topluma ve aynı esnada kaçınılmaz olarak kendi iç dünyasına yaptığı derin yolculuğu, etkileyici bir üslupla anlatan bir kitap: Ekotopya.

Doğa ile barışık, insan dışı canlılarla doğal dengeyi bozmadan yanyana yaşamayı hedefleyen bir grup insan, tüketim toplumunun en uç örneklerinin yaşandığı ABD’den bağımsızlıklarını ilan ederek ayrı bir ülke kurmuşlardır. Araştırmacı gazeteci William Weston, kapitalist dış dünyaya yirmi yıldır kapalı olan (zarar görmemek için kapanmak zorunda kalan) bu ülkeye gider. Ekotopya’da gördükleri, onu olduğu kadar okuyucuyu da düşündürmekte, öte yandan ekolojik bir toplumun ne kadar rasyonel ve mümkün olduğuna dair örnekler içermektedir.

Ulaşım

Ekotopya’da, hava ve ses kirliliği yaratan, insanları strese sokan trafik gibi bir sorun yok. Herkesin bedava faydalanabileceği, sık, yavaş (çünkü orada insanların pek acelesi olmuyor) ve yeterince konforlu otobüsler mevcut. Bunun yanında yürümek ve bisiklete binmek de sıkça kullanılan pratik ulaşım yöntemleri. Devlet tarafından sağlanan ve sokaklarda yüzlerce adet bulunan bisikletleri herkes serbestçe kullanabiliyor ve işi bittiğinde de herhangi bir yere bırakıyor. Bu bisikletler, gece ekipleri tarafından toplanıp ertesi gün ihtiyaç duyulan yerlere konuyorlar.

Tarım

Ekotopyalılar, yeryüzündeki bütün uluslardan daha iyi besleniyorlar. Çünkü yiyecekleri, güzel görünüşleri ya da parlak ambalajların içine konması için değil besleyici ve lezzetli olmalarına bakarak yetiştiriyorlar. Yiyeceklere bitki ve haşare ilaçlarını bulaştırmıyorlar. Bunun yerine yabani otlardan ekim için, böceklerden biyolojik denetimler için yararlanıyorlar.

Aile

Ekotopyalıların “aile”si, beş ile yirmi kişi arasında olan ve kendilerinin seçtikleri kişilerden oluşan yaşama grupları. Yemek, ev işleri, çocuk bakımı aile fertleri tarafından eşit paylaşılıyor. Kadınlar, erkekler, hatta çocuklar da ev dışındaki toplumsal yaşama aktif olarak katılıyorlar. Kadınlar, kendi bedenleri üzerinde mutlak bir denetime sahipler. Hiçbir Ekotopyalı kadın, kendisinin özgürce seçmediği bir adamın çocuğunu doğurmayı düşünmüyor. Çocukların bakımı ve büyütülmesi görevi, kadın ve erkeklerin ortak sorumluluğunda olmakla beraber son söz kadının. Ekotopya’da tek eşlilik ve heteroseksüellik yasal bir norm veya ahlaki bir değer değil.

Eğitim, Bilim, Sanat

Rekabet, statü peşinde koşma, ezbercilik, cinsiyetçi ayırımlar Ekotopyalıların eğitim sisteminde rastlanmayan şeyler. Kız ve erkek çocuklar marangozluk ve diğer aletli çalışma sınıflarına katılıyor. İnsanların saygınlık kazanmaları, diplomalarına değil pratik başarılarına bağlı; topluma yararı dokunmasından ötürü yaratıcılığa ve mucitliğe büyük önem veriliyor. Ekotopyalılar profosyonel bilim ile amatör bilim arasındaki farklılığı ortadan kaldırdıkları gibi aynı şekilde sanatta da amatörlük ile profesyonellik arasında hiç ayırım yapmıyorlar. Neredeyse tüm gençler müzik, resim, tiyatro ve benzeri sanatlarla uğraşıyor, kendilerine özgü yeni stiller gelilştiriyorlar.

Üretim ve Teknoloji

Ekotopyalılar kullanıcıların kolayca onarabilecekleri şekilde tasarlanmış aletler üretiyorlar. Yeni bir alet piyasaya sunulmadan önce 10 sıradan kullanıcının (tüketici kelimesi hakaret kabul ediliyor) katıldığı bir açık oturuma sunuluyor ve bu insanların hepsinin, bozulan yerleri normal aletlerle tamir edebileceğine kanaat getirmesi koşuluyla o ürün imal edilebiliyor. Oldukça ileri bir teknoloji kullanıyor ancak kendilerini teknolojilerinden ayrı hissetmiyorlar. Doğal maddeleri Kızılderililer’in taşı sürtüp ok yapmasından çok daha yaygın ve karmaşık yollarla işlemelerine rağmen onlara tıpkı bir Kızılderili gibi saygı ve yoldaşlık ruhuyla davranıyorlar. Keresteden bir yapı inşa etmek isteyen biri, belli bir süre orman hizmetlerinde çalışıyor.

Okuyucuya, yaşamın pek çok boyutu ile ekososyalist yeni bir toplumun heyecanını yaşatan Ekotopya, kapitalizmin karlılık ve ilerlemecilik gibi temel taşlarına ve yarattığı bencillik kültürüne karşı rahatsız edici bir meydan okuyuşu temsil eden bir kitap. Okunmalı ve hayal edilmeli ki gerçek kılınabilsin.

Nazen Şansal

nazen_sansal@yahoo.com