Yoksa siz bizim hala “özgür”leştiremediklerimizden misiniz?

Argasdi dergimizin 50. sayısının okura sesleniş yazısı…

Yoksa siz hala Argasdi’ninzi almadınız mı?

Tüm marketlerde!

argasdi 50 kapak

Uğruna ne şiirler, ne kitaplar yazıldı, hakkında ne şarkılar dolandı dilden dile… Kulağa hep güzel bir ses olarak duyuldu “özgürlük”… Bizler de Argasdi’nin 50. sayısının dosya konusunu, özgürlük olarak belirledik ve çeşitli yazılarla özgürlüğün anlamını, önemini, çıkmazlarını, tutsaklığını paylaşmak istedik sizlerle…

“Özgür” bir ülkede yaşıyoruz ama topraklarında “özgür” yaşayanlar olarak seyahat özgürlüğümüz, barikatlara takılıyor. İşte, patronun yarattığı suni özgürlüklerle tutsaklığımız pekişirken, evde kendini çocuklarına adamış annemizin hayallerini ertelemesini doğal karşılıyoruz. Telefonlarımızı dilediğimiz gibi kullanmamız için özgür adı verilen tarifelerden yararlanıyoruz. Oysa TV izlerken bile dilediğimiz kanalı “özgürce” seçemiyoruz. Çünkü bize sunulan seçeneklere mahkumuz. Evde, işte, okulda, günlük yaşamda bitmiyor tutsaklığımız, birçok şeye bağımlı kılınarak harcıyoruz ömür denen zaman dilimini. Günlük yaşamda ortaya çıkan teknolojik bağımlılıklar bizi özgürleştiriyor gibi görünse de görünmez bir el bizi onlara bağlıyor. Yaşamın her alanında hep bir özgürleştirme masalı çıkıyor karşımıza ve sistem kafamızın içinde bizlere şu soruyu dayatıyor: Yoksa siz bizim hala “özgür”leştirmediklermizden misiniz?

Ve işte bazen isyan noktasına gelip ağzımızı doldura doldura istediğimizi haykırmakta buluyoruz özgürlüğü. İfade özgürlüğümüz sorgulanırken, toplumsal olarak kıpırdanmak gerektiğinin bilincine vardık geçtiğimiz aylarda. Toplumsal özgürleşmeyi, bireysel özgürleşmenin önüne koymanın önemini hatırladık yeniden.

Özgürlük şarkısı, tüm ezilenlerin dilinde en çok da yüreğindedir. Uçurtmayı Vurmasınlar filmindeki çocuk Barış’ın gözünden bakabilsek dünyaya gerçek özgürlüğü anlayacağızdır belki de… Dergimizde yer alan Kıbrıs’ın özgür eşeklerinin, 1800’lü yıllardan günümüze kadarki yaşantılarını öğrendiğimiz zaman özgür olunamadığını daha iyi anlayacağız. Ya da bellek sayfamızda yer verdiğimiz Galileo Galilei’nin dünyanın döndüğüne ilişkin tezini, Engizisyon denen baskıcı ve işkenceci zihniyete direnemeyip nasıl inkar etmek zorunda bırakıldığını okuduğumuzda anlayacağız. Gece kulüplerinde çalıştırılmak için ülkemize getirilen kadınların, kölelik koşullarında sürdürdüğü yaşama FeministİZ sayfasından tanık olduğumuzda anlayacağız…

Liseler Bizimdir sayfasında, liseli gençler tarafından kaleme alınan yazılar ve görüşler yine dergiye renk katıyor. Yazılan makale “Theseus Ol” çağrısına kulak vermeyi de öneriyor. Ülkemizde yaşayan göçmenlerin din ve inanç özgürlükleriyle ilgili röportaj samimi bir sohbet tadını bizlere ulaştırırken, “Kabak ve Özgürlük” öyküsünde hem İpsillat’tan hem de Angara’dan seslerin ortaklığını duyumsuyoruz.

15. yılımıza girmenin gurur ve heyecanı hala taptaze. Bizi bu günlere getirenin, birlikte üretmek, kolektif çabayı yaşamak olduğunu biliyoruz. Baraka Müzik Topluluğu Sol Anahtarı’nın üçüncü albümü “Yolda”nın hazırlıkları tamamlandı, albümün tanıtımları ve konserler için geri sayım başladı. Baraka Tiyatro ekiplerinden, Gençlik Tiyatrosu masallardaki toplumsal cinsiyet rollerini sorguladığı “Masal Masal Matitas” oyunuyla büyük beğeni topladı.  Yetişkin ekibinin Nisan ayındasa hneleyeceği “İndia Bankası”nın çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Argasdi olarak yayınladığımız 3 kitabın ardından dördüncüsü için önümüzdeki aylarda hazırlıklara başlayacağız. Siz değerli okurlarımızla bir araya gelip okur sohbetleri gerçekleştirmeyi de önümüze bir hedef olarak koyduk. Argasdiyle özgürleşeceğimiz daha nice yıllara…