Hem Özgürlük Hem Gül

8Mart8 Mart 1857’de kız kardeşlerimiz daha iyi iş koşulları olması ve eşit işe eşit ücret talepleriyle grev yaparken canlarından oldu. Bu günü kadınlara sadece gül vererek ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü pembe bir kadınlar günü olarak bize sunmaya ve bu günün önemini unutturmaya çalışanlar hala aynı. Kapitalizm 8 Mart’ı tekeline almış, bu mücadele gününü kampanyalar, ‘kadınlara özel’ hediye çekilişleri gibi ucuz numaralarla çirkinleştiriyor. Ayrıca yapılan reklam filmleri ya kadınların ev işleriyle uğraşması gerektiğini söyleyen, onlara ev içi hizmetle ilgili hediyeler almanız gerektiğini telkin eden reklamlar ya da kadınların her zaman diğer hemcinsleriyle yarış içinde olması, hep bakımlı, güzel, zayıf bir vücuda sahip olması gerektiğini söylüyor. Ya çalışan ve her zaman başarınızla bir yerlere gelmeye çalışan ama iş yerinde rekabet, mobing, taciz, hamile kalıp işten atılma korkusu ile mücadele eden ama aynı zamanda da tüm bu karmaşanın içinde her zaman bakımlı güzel ve güler yüzlü olmak zorunda olan bir kadınsınız ya da ev içinde tüm emekleri, hem ev halkı hem toplum hem de devlet tarafından görmezden gelinen bir kadınsınız. Hangi reklam filmi size uygunsa onu sizler için sunuyoruz diyor kapitalizm. Sizce kadınlar hala zor koşullarda mücadeleler vermiyor mu? Bu mücadeleler uğrunda öldürülmüyorlar mı? Kadınlar öldürülüyor, her gün ‘sevdikleri’, ‘sevildikleri’ insanlar tarafından aşk, kıskançlık gibi bahanelerle öldürülüyor, ya da hiç tanımadıkları insanlar tarafından öldürülüyor. Peki ya ölümden kurtulup kaçabilen kadınlara noluyor? Devletin görevi olan, onların sığınabileceği bir sığınma evi var mı? Tecavüze uğruyorlar ve bunu kanıtlamak için en az tecavüz kadar travmatik kontrollerden geçmek zorunda kalıyorlar sonra yine sığınabilecekleri bir yer bulamıyorlar. Kadınların muhafazakarlaştırma politikalarıyla eve ve kendi içlerine kapatılması, ev yüküyle ezilirken ataerki eş ve krizle mücadele etmeye çalışmaları ne kadar kolay olabilir? Kadınların özel sektörde az maaşa ve güvencesiz çalıştırılması ama aynı zamanda ev işleri ve çocuklarla ilgilenmek zorunda olması adaletli mi? Devletin ücretsiz kreşleri neden yok? Seks köleliğinin var olması neden hükümetleri rahatsız etmiyor? Kadınları yalnızlaştırarak, baskılayarak, susturarak, metalaştırarak, değersizleştirerek ne yapmaya çalışıyorlar? Soruların cevaplarını biliyoruz ne yapmamız gerektiğini de biliyoruz, susmayacağız! Sesimizi birlikte yükseltmek için, kadının ve tüm toplumun özgürleşmesi için, muhafazakar baskılara dur demek için, erkek şiddetine karşı sesimizi yükseltmek için, krizin yüküne isyan etmek için, eşitliğin, özgürlüğün, birliğin olduğu bir dünya için 8 Mart Cuma günü 17.30’da Citroen ışıklarında buluşalım.