BTE’DE DÜNYA TİYATRO YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEDİ

BARAKA TİYATRO EKİBİ (BTE) TİYATRO İÇİN SOKAKTAYDI…

BTE’DE DÜNYA TİYATRO YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEDİ…

 

 

Baraka Tiyatro Ekibi (BTE) gerçekleştirdikleri şenlikli yürüyüşle ‘Dünya Tiyatro Günü’nü kutlayarak, Nisan ayı boyunca sahnelenecek “Ödenmeyecek Ödemiyoruz” isimli oyunlarının duyurusunu yaptı.

Lefkoşa Saray Önü’nden Bandabuliya’ya kadar gerçekleşen yürüyüşte yer yer dans eden Baraka Tiyatro Ekibi aktivistleri, “Tiyatro Hayattır” başlığı taşıyan Dünya Tiyatro gününün kutlandığı bir bildiri de dağıttılar.

“Daha güzel bir dünya için”

BTE’nin dağıttığı bildiride şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizi ve dünyayı daha güzele doğru değiştirmek isteyen bizler de repliklerimizle, şarkılarımızla, danslarımızla sahneden ve sokaktan toplumsal mücadeleye, emekten ve barıştan yana katkı koymaya çalışıyoruz.

 Bir Dünya Tiyatro Günü’nü daha karşılamaya hazırlanırken, ülkemizi yönetenlerin, genelde sanata özelde ise tiyatroya verdikleri kıymeti bir kez daha gözden geçiriyoruz. Ve görüyoruz ki onlar için sanat, resepsiyonlarda boy göstermek, kürsülerden boş nutuklar çekmek ve değerli sanatçılarımızı hiçe sayıp Ankara’ya yaranmak için Türkiye’nin popüler isimlerine ödüller vermekten ibaret…  Onlar için sanat şov yapma ve oy toplama aracı…

Oysa bizim için sanat, sanatçısıyla seyircisiyle, halkın çıkarlarını işaret eden ve egemenlerin maskesini düşüren bir sahne…”

Bildiride ayrıca şunlar vurgulandı: “Her şeye rağmen, özgürlük ve eşitlik isteyenler, barıştan yana olanlar, milliyetçiliğe ve cinsiyetçiliğe karşı direnenler, bağımsız ve halkları kardeş bir adada yaşamak isteyenler susmuyor… Sahneden, sokaktan ve hayattan bir mücadele yükseliyor…”

 

Yeni oyun yolda:“Ödenmeyecek Ödemiyoruz”

 Baraka Kültür Merkezi’nin tiyatro grubu BTE ayrıca gerçekleştirdikleri Dünya Tiyatro Günü yürüyüşünde yeni oyunlarının da duyurusunu yaptılar. BTE, Nisan ayı boyunca yazar Dario Fo’nun kaleme aldığı ve Füsun Demirel’in Türkçeye kazandırdığı ‘Ödenmeyecek Ödemiyoruz’ oyununu sahnelemeye hazırlanıyor.

Son zamanlarda Kıbrıslı Türkler’in yaşadığı yoksullaşma, ekonomik kriz, zamlar ve emekçilerin durumunu da mizahi bir üslupla yansıtan oyun, Nisan ayı boyunca her Cumartesi ve Salı akşamı saat 20:00’da Arabahmet Kültür Evi’nde sahnelenecek.

Oyuna giriş 5 TL olup biletler Khora Kitap Cafe ve Baraka Kültür Merkezi’nden temin edilebilir.

Bilgi alma ve rezervasyon işlemleri 0542 857 27 09 numaralı telefondan sağlanabilir.


BARAKA TİYATRO EKİBİ’NİN DÜNYA TİYATRO GÜNÜ MESAJI:

TİYATRO HAYATTIR!

Ülkemiz yangın yeri gibi yine… Ne yöne baksak bir sorun yumağı…

Eğitimden sağlığa, kent yaşamından kültür-sanata her yanda insanca yaşama hakkımız gasp edilmekte, bir halk olarak var olma mücadelemiz görmezden gelinmekte.

“Yaşamak görevdir yangın yerinde. Yaşamak, insan kalarak” diyen şaire kulak veriyor ve insan kalmak, hayata tutunmak için tiyatroya sarılıyoruz. Çünkü tiyatro hayattır…

“Tüm sanatlar, sanatların en büyüğü olan yaşam sanatına katkıda bulunur” demişti Bertolt Brecht. Ülkemizi ve dünyayı daha güzele doğru değiştirmek isteyen bizler de repliklerimizle, şarkılarımızla, danslarımızla sahneden ve sokaktan toplumsal mücadeleye, emekten ve barıştan yana katkı koymaya çalışıyoruz.

Bir Dünya Tiyatro Günü’nde daha ülkemizi yönetenlerin, genelde sanata özelde ise tiyatroya verdikleri kıymeti bir kez daha gözden geçiriyoruz. Ve görüyoruz ki onlar için sanat, resepsiyonlarda boy göstermek, kürsülerden boş nutuklar çekmek ve değerli sanatçılarımızı hiçe sayıp Ankara’ya yaranmak için Türkiye’nin popüler isimlerine ödüller vermekten ibaret… Onlar için sanat, şov yapma ve oy toplama aracı…

Oysa bizim için sanat, sanatçısıyla seyircisiyle, toplumu ve dünyayı değiştirmek için prova yapan bir örgüt… Bizim için tiyatro, halkın çıkarlarını işaret eden ve egemenlerin maskesini düşüren bir sahne…

Bu nedenledir ki ülkemizin en ilerici tiyatroları gözden çıkarılıp kapatılmak isteniyor. Yıllardır talep edilmesine rağmen hala bir sahne inşa edilmiyor. Özellikle muhalif oyunlar oynayan amatör dernek tiyatroları yok sayılıyor, sesleri kısılmak isteniyor…

Ama her şeye rağmen, özgürlük ve eşitlik isteyenler, barıştan yana olanlar, milliyetçiliğe ve cinsiyetçiliğe karşı direnenler, bağımsız ve halkları kardeş bir adada yaşamak isteyenler susmuyor… Sahneden, sokaktan ve hayattan bir mücadele yükseliyor!

Ezilenlerin Tiyatrosu’nun kuramcısı Augusto Boal’ın dediği gibi “Belki de tiyatro kendi içinde devrimci değildir ama hiç kuşku yok ki tiyatro bir devrim provasıdır”. Provalar sürüyor…