“Kültür mirasına sahip çıkalım”

“Kültür mirasına sahip çıkalım”

 

 * “İskele-Kalecik bölgesinde, yıllardır uygulanan yanlış politikalarla, doğal ve kültürel bir tahribat yaşanıyor”

* “K-Pet tesislerinin kapasite artırma çalışmaları esnasında yapılan inşaat, Templar Şovalyeleri’nden kalan Gastria Kalesi’nin kalıntılarını büyük ölçüde yok etti.”

* “Bakanlık ve bölge Kaymakamlığı, basının ve kamu oyunun dikkatinin Kalecik’e çevrilmesi üzerine inşaatı durdurduğunu açıkladı. Ancak verilen hasarın boyutlarıyla ilgili hiç bir araştırma ve açıklama yapılmaması şöyle dursun, izinsiz ve yasa dışı bir şekilde arkeolojik eserlere zarar veren, Eski Esreler Yasası’na göre açıkça suç işleyen şirketler hakkında hiç bir yasal işlem başlatılmadı.”

* “ÇED raporunun sonucuna göre inşaatın devam etme olasılığından dahi söz edilmekte.”

 

Baraka Kültür Merkezi, Biyologlar Derneği ve Yeşil Barış Hareketi K-Pet, tesislerinin kapasite artırma çalışmaları esnasında, Gastria Kalesi’nin kalıntılarını büyük ölçüde yok olmasını ve bölgede yaşanan ekolojik tahribatı Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı önünde protesto etti. Yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu, doğal ve kültürel bir tahribatın yaşandığı İskele-Kalecik bölgesinde, son günlerde gerçekleşen tahribatla ilgili habersiz olduğunu iddia eden Bakanlık ve bölge Kaymakamlığı’nı, yazdıkları basın bildirisi ile protesto eden örgütlere, basın açıklaması okunduğu sırada Templar Şovalyesi kostümlü iki aktivist de eşlik etti. Açıklamada, özelleştirmelerin, kuralsızlık ve sermayeye boyun eğmeyi beraberinde getirdiğinden, sadece emekçilerin haklarını değil, doğal ve kültürel varlıkların durumunu da olumsuz etkilediği vurgulandı. Ayrıca, zengin bir flora ve fauna barındıran bölgede, petrol, elektrik, çimento ve diğer tesislerin faaliyetleri sebebiyle hava, toprak ve deniz kirliliğinin her geçen gün arttığına ve halk sağlığını tehdit eder boyutlara geldiğine dikkat çekildi. 

 

Açıklamanın tam metni şöyle;

Değerli basın emekçileri, duyarlı halkımız ve ülkemize sahip çıkmaktan sorumlu yetkillier,

 

Doğal güzellikler ve ekolojik çeşitlilik bakımından ender bulunan bir coğrafyaya sahip ülkemizde, neredeyse her gün bir çevre sorunu, bir ekolojik tahribatla karşı karşıya kalmaktayız. Medeniyetlerin beşiği olan Akdeniz’de, insanlık tarihine mal olmuş kültür mirası eserler birer birer yok edilmekte. Çevre ve kültürden sorumlu Bakanlık ise doğal ve kültürel hazinelerimizi korumak ve geliştirmek yerine yıkmanın ve yok etmenin önünü açmakta. Şirketlerin izinsiz ve gayrı yasal icraatlarına karşı gereken önlemleri almamakta, yasal yaptırımları uygulamamakta…

 

Yıllardır uygulanan yanlış politikalarla, doğal ve kültürel bir tahribatın yaşandığı İskele-Kalecik bölgesinde, son günlerde yeni bir talan daha gerçekleşti. K-Pet tesislerinin kapasite artırma çalışmaları esnasında yapılan inşaat, Templar Şovalyeleri’nden kalan Gastria Kalesi’nin kalıntılarını büyük ölçüde yok etti. Olanlardan habersiz olduğunu iddia eden Bakanlık ve bölge Kaymakamlığı, basının ve kamu oyunun dikkatinin Kalecik’e çevrilmesi üzerine inşaatı durdurduğunu açıkladı. Ancak verilen hasarın boyutlarıyla ilgili hiç bir araştırma ve açıklama yapılmaması şöyle dursun, izinsiz ve yasa dışı bir şekilde arkeolojik eserlere zarar veren, Eski Esreler Yasası’na göre açıkça suç işleyen şirketler hakkında hiç bir yasal işlem başlatılmadı. Hatta ÇED raporunun sonucuna göre inşaatın devam etme olasılığından dahi söz edilmekte.

 

Bilindiği gibi K-Pet tesisleri özelleştirilmiş ve hisselerinin çoğunu Levent ve Hacı Ali şirketleri almıştı. Bu olaydan da görülüyor ki özelleştirme, bereberinde kuralsızlık ve sermayeye boyun eğmeyi de getirdiğinden, sadece emekçilerin haklarını değil, bölgedeki doğal ve kültürel varlıkların durumunu da olumsuz etkileyebilmektedir.

 

İskele bölgesi, bilgiden, bilimden, halkın ihtiyaçlarından ve ülke sevgisinden uzak alınmış bir Bakanlar Kurulu kararıyla kirli sanayi ve enerji depolama alanı ilan edilmiş, bölgede petrol dolum tesisi yapılmak istenmişti.  Bu kararlar, halkımızın çok büyük kesimlerince tepki almasına rağmen halen ortada durmaktadır ve halkının değil sermayenin yanında olan hükümet, her an karşımıza yeni sorunlar çıkarmaya gebedir.

 

Bölgede Gastria Kalesi kalıntılarını yanı sıra Fenikelilere ait mezarlar da bulunmaktaydı. Ancak arkeologların uyarılarına rağmen bölgede kurulan fabrikalar pek çok mezarın ve tarihi eserin yok edilmesine sebep olmuştur.

 

Zengin bir flora ve fauna barındıran bölgede, petrol, elektrik, çimento ve diğer tesislerin faaliyetleri sebebiyle hava, toprak ve deniz kirliliği her geçen gün artmakta ve halk sağlığını tehdit eder boyutlara gelmektedir.

 

Bölge bunca sorunla mağdur edilmiş, tüm insanlığa ait kültürel mirasın bir kısmı hal-i hazırda yok edilmişken yeni tahribatlara yol açacak inşaatlara izin verilmemesi gerekmektedir. ÇED raporunu inceleyecek olan Komisyonun ve çevre ve kültür varlıklarını korumakla yükümlü Bakanlığın, sermayeye değil ülkesini seven halkına kulak vermesini istiyoruz. Suç işleyerek doğa ve kültür varlıklarını yok eden şirketler hakkında yargısal süreçlerin başlatılmasını talep ediyoruz.

 

Baraka Kültür Merkezi, Biyologlar Derneği, Yeşil Barış Hareketi