Müzisyenlik… Oh Ne Rahat!

Ülkemizde müzisyen olmanın ve müzisyenliğin zorluklarını anlatan yazı Argasdi’nin 61. sayısında Saadet Çaluda’nın kaleminden sizlere ulaşıyor. Argasdi’ye 10 TL karşılığında Baraka Kültür Merkezi’nden, Khora Kitabevlerinden ve gazete bayiilerinden ulaşabilirsiniz.

Şimdiden duyar gibiyim “hem para kazanırsınız”, “hem eğlenirsiniz!” O bar senin, bu konser benim, çok fazla “çalışmaya da gerek yokSadet!” Bir de ürettikleriniz güzel veya çaldığınız enstrümanda da iyiyseniz hayran kitleniz de hazır. Ne âlâ memleket! Yeteneğiniz var diye çalışmaya da gerek yok. Tembellik yapıp yaşayın gidin…

Tüm bu önyargıların tersine, günümüzde müzisyen olmak gerçekten zor. Müziğe tutku ve ilgi küçük yaşlarda vücut bulur. Ama tüm hayatınızı etkileyecek bu kararı ergenlik çağında alabilmek ve hayatın zorluklarına göğüs germek oldukça güç koşulları beraberinde getiriyor: Kararınız okumak ya da alaylı bir müzisyen olmak olsa bile “tembel” damgasına razı olmak, üstelik sizi neyin beklediğini, bu meslekle nasıl geçineceğinizi, düzenli bir gelire sahip olmayan “boş gezenin boş kalfası”, “çalgıcı parçası” gibi algılanacağınızı bilmeden, sadece içinizdeki ritme ve kulağınızdaki muhteşem ezgilerin akışına her şeyi bırakmak…

Müzik ile ilgilenmeye karar verdiğinizde bunun iki yolu vardır. Hatta biri için ciddi bir şansa bile ihtiyacınız vardır. Birinci yol; ailenizin destek verdiği, yaklaşık 11 yaşında etrafınız önemli müzik öğretmenleri ve müziğin her alanında bilgi sahibi olacağınız mio (müziksel işitme ve okuma) koro, orkestra, şan (ses eğitimi) armoni (nota yazımı ve analizi) ana dal ve yan dal olmak üzere en az 2 çalgı alanında profesyonel eğitim alabileceğiniz bir okulda okumaya başlayabilirsiniz ve bu üniversiteye kadar giden upuzun 11 yıl demektir. Sonucunda bir konservatuara gidebilir, önemli orkestralarda müzisyen olabilir ya da eğitim fakültesine gidip müzik öğretmeni olarak mezun olabilirsiniz. Bu şansa herkes sahip olamıyor; yalnızca belirli bir düzeyde geliri olabilen ayrıcalıklı insanlar…

Gelelim ikinci yola; özellikle yatarak geçinip, tembellik yapan insanlar gibi düşünülen müzik emekçilerinin yoludur bu. Müziği küçük yaşlardan itibaren hissederler fakat okuma şansı olamayan ya da “güvencesi” yok, “meslek mi bu” diye düşünülüp yönlendirilmeyen insanlar, sırf ilgi ve sevgisinden dolayı müzisyenlerin çalgılarını taşıyıp, karşılığında çalgı sahibi olduğu bir hayata adım atar. Müzikleri önce sokakta başlar. Bizim zevkle izleyip video çektiğimiz sokağa can veren müzisyenler… Tabii hayata uzaktan bakan gözü kapalı insanlar, müzisyenleri, gününü gün eden, istediğini istediği zaman yapan, çalgısını sırtına atıp dilediği yere gidebilen, havalı ve tasasız insanlar olarak görür. Halbuki durum tam tersidir. Evet gerçekten yaptığı işten zevk alan insanlar oldukları tartışılmaz fakat iş güvencesi olmayan, maddi durumları her an yerle bir olabilecek, gündüz boşta kaldığı sanılıp aslında akşamki programında çalacağı parçaya çalışıp, herkes sıcacık evine gidince esas o zaman işe başlayanlardır müzisyenler. Öğretmenlik eğitimi alamadığı için özel sektör veya devlette iş bulamayıp, hiçbir iş güvencesi olmayanlardır müzisyenler. Abartmıyorum, içkili ortamlarda müzik yapıyorsa, sırf istek parçasını çalmadı diye şiddete maruz kalanlardır müzisyenler. Yeteneğine ve müzik sevgisine güvenerek çıktığı bu yolda, aile kurmak için bile iki kere düşünmesi gereken kişilerdir onlar. Gözünü tüm olumsuzluklara rağmen kapatıp, sahnede bizi deli gibi eğlendirip evimize yollarken, kendisi bazı zamanlar ne yapacağını bilmeyenlerdir müzisyenler… Kendini bilmez karaktersiz insanlar tarafından öldürülme tehlikesini bile göze alanlardır. Sözün özü, müzisyen olmak kolay değildir, adını ezbere bildiğimiz müzisyenlerin hayatları da dışarıdan göründüğü gibi olmayabilir. Her gün yeni bir maceraya uyanma heyecanı taşıyan, yalnızca bir gece sahne alacağı 30 şarkıyı aylar önceden çalışmaya başlayan, düzenli olarak grup çalışması yapan, sigortasız ve iş güvencesiz çalışan bu müzik emekçilerine haksızlık yapmamalıyız. Bugün özellikle yaşadığımız Pandemi koşullarında tamamen görünmez kılınan hiç kale alınmayan insanlardır müzisyenler. İster alaylı olsun ister mektepli hepsi de oldukça çalışkan insanlardır. Evet, iyi bir müzisyen olmak için yetenek önemlidir. Ama ne yazık ki sadece yetenek yeterli değildir. Aslına bakarsanız tembellik yapabilmeyi en çok, oldukça ağır çalışma şartlarına, disiplin ve bilgi birikimine sahip müzisyenlerin hak ettiğini söyleyebiliriz. Ama gerçeklik böyle değil!