AHLÂKSIZLIKLAR CUMHURİYETİ= kktc!

 

 banana

 

 

Geçen günlerde medyaya yansıyan bir haber üzerinden yola çıkarak, şu an okumaya başladığınız bu yazımın konusunu kafamda belirlemiştim. Haber şöyleydi: “HP’den istifa ederek siyasi hayatlarına UBP’de devam etme kararı alan Bağımsız Milletvekilleri Mesut Genç ve Hasan Büyükoğlu UBP rozetini taktı.” Bu haberi okur okumaz, başka bir partiden UBP’yi eleştirerek aday olan ve milletvekilliği kazanıp daha sonra da istifa ederek UBP’ye geçen bu iki şahsın, siyaseten ne kadar ahlâksızca davrandığını, halkta zaten maalesef var olan siyasete ve siyasilere güvenmeme algısını pekiştirdiğini falan yazacaktım. Daha sonra ortaya herkesin malumu bir video kaydı çıktı ve kendi kendime şöyle dedim: Yahu Hasan Bey ve Mesut Bey’in ne günahı var allah aşkına? kktc dediğimiz bu yapı, zaten koskocaman bir ahlâksızlıklar cumhuriyeti değil mi? kktc zaten bunun için kurulmadı mı? Yani bu ülkedeki mafya siyaset ilişkisi iyice ayyuka çıkmış, aynı parti mensubu insanlar birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışırken, ortada milletin cinsellik içeren videoları dolanırken, parti değiştiren milletvekillerini mi eleştireceğiz? Onlarınki diğerlerinin yanında resmen devede kulak kalır. Normal bir ülkede yaşasak bu iki milletvekili bir daha sokağa bile çıkamazdı ancak gelin görün ki normal bir ülkede yaşamıyoruz.

 

Türkiye’de, mafya lideri ve derin devletin en azılı elemanlarından faşist Sedat Peker’in AKP ile bazı noktalarda zıt düşmesiyle birlikte sosyal medya üzerinden yayınladığı videolarla mafya-devlet- medya ilişkilerini ortaya dökmesinin ardından, konuların Kıbrıs’a kadar uzanmaması zaten mantıksız olurdu. Zira 1974’ten bugüne kadar, Türkiye tarafından her türlü pis işin, kara para aklamanın, uyuşturucu ticaretinin döndürüldüğü; TC’nin kalın bağırsağına dönüştürülen bir yerdir Kıbrıs’ın kuzeyi. Dolayısıyla ne Peker’in ifşalarının Kıbrıs’a kadar dayanmasında ne de tüm dertlerinin arasında hâlâ daha Peker’in Kıbrıs’la bu denli ilgilenmesinde bir anormallik var. Ancak şunu da unutmamalıyız ki bu sistemin içerisinde yer alan, buradaki çarpıklıktan nemalanan birçok yerli siyasetçimiz de vardır. Mafya – siyaset ilişkisi bir ülkedeki en büyük halk düşmanlığıdır ki ülkemiz halk düşmanı siyasilerle doludur. Mafya ile ilişkileri bulunan, kendi şahsi çıkarları için halkın sırtından mafyaya her türlü imtiyazı sağlayan şahısların pek çoğu yıllarca bu ülkede milletvekilliğinden tutun da devletin en tepesine kadar her kademede görev yaptılar. Halk da bu insanları çok iyi bilmektedir. Bilmektedir ve bu sebeple ne siyasete ne de siyasetçiye güvenmemektedir. Ancak bu doğru bir düşünce değildir. Çünkü bu ülkede şerefiyle, alnının akıyla ve en önemlisi sadece halkının çıkarları için siyaset yapan temiz siyasetçiler de vardır. Herkesi aynı kefeye koymak, büyük haksızlık olur.

 

Gelelim Ersan Saner’le ilgili görüntülere. Bu ve bundan sonra ortaya çıkması muhtemel başka benzer skandallarda halk olarak odaklanmamız gereken nokta konunun magazinsel boyutu değil, siyasi boyutudur. Konunun magazinsel boyutuyla gereğinden fazla ilgilenmek ve sadece o boyutunu dillendirmek, adı skandala karışan şahsa “mağduriyet” kazandırır. “Mağdur” duruma düşen bir kişi de konunun gerçek boyutlarını rahatlıkla gizleyebilir. Siyasi boyutunda odaklanmamız gereken çok önemli konular vardır. Örneğin; Ersan Saner’e söz konusu görüntülerle ilgili şantaj yapılmışsa, kendisi görüntülerin uzun süre ortaya çıkmasını engellemek için kimlere ne gibi imtiyazlar tanımıştır ya da tanımış mıdır? Hangi yasadışı odaklara bulaşmıştır ki başını böyle bir “belaya” sokmuştur? Böyle bir insanın yöneticilik görevinde bulunması halkın yararına mıdır zararına mıdır? Ve bunun gibi daha birçok soru… Sorgulanması gereken ve halkı ilgilendiren boyut budur.

 

 

Tüm bu mafyatik hesaplaşmalar arasında olan yine emekçi halka oluyor. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki para ve mafya babalarının, siyasetçilerle olan kirli ilişkileri açığa çıktıkça nasıl bir çirkefin içinde dövündüğümüz daha net görünüyor. Ama unutulmamalıdır ki emekçiler elbet bu çirkefi temizleyip, mafyanın yönettiği bu ahlaksızlıklar cumhuriyetini yıkacak ve halkın iktidarını kuracak.

 

Mehmet Adaman

Baraka Aktivisti