Dune: Sömürülen Bir Çöl Gezegeni – Sezgin Keser

Yaşamımızı devam ettirebilmek ve de kolaylaştırmak için dünyamızın doğal kaynaklarına ihtiyacımızın olduğu ne kadar belirgin bir gerçekse, bu kaynakları elde edip büyük ekonomik ve politik çıkarlar kazanmaya çalışan ülkelerin ve şirketlerin olduğu da bir o kadar gerçektir. Petrol için emperyalist ülkelerin, özellikle ABD’nin Orta Doğu’da gerçekleştirdiği politikalar, çıkardığı savaşlar ya da yanı başımızda, Akdeniz’deki doğalgaz için ülkeler arasındaki yarış birebir tanık olduğumuz ve etkilerini yaşadığımız durumlardır. Şimdi bu kaynak yarışının ülkeler arasında değil de gezegenler arasında olduğunu hayal edin. Yani bir gezegenin sahip olduğu kaynaktan ötürü yıllarca sömürüldüğünü zihninizde kurgulayın. Eğer ki kurgulayamazsanız hiç sorun değil çünkü Frank Herbert ilkinin 1965 yılında yayınlandığı Dune adlı kitap serisiyle bu kurguyu yapmış. Tabii ki bu ilgi çekici konu sadece kitapla kalmadı, 1984 ve 2021 yıllarında sinemaya yansıtıldı. 1984 yapımının yönetmeni kendi eserini pek beğenmemiş ve filmin devamı da gelmemiş. Bu yazının konusu olan ve bu sene gösterime giren Dune filmi ise 2021’nin en iyi filmleri arasında yer alıyor ve devam filmleri de bekleniyor.
Arrakis adlı çöl gezegeni “baharat” adı verilen değerli bir kaynağın üretim yeridir. Baharat bir yandan bu evrende yıldızlararası yolculuğun kaynağı iken bir yandan da insanda yüksek bilinç ve uzun yaşam süresi gibi etkiler sağlıyor. Soylu aileler tarafından yönetilen diğer gezegenler, Arrakis’in yani diğer adıyla Dune’un yönetimini ele geçirmek için yarış halindeler. Feodal sistemle yönetilen gezegenlerin bağlı olduğu imparatorluğun kararıyla Dune’un yönetimi Harkonnen ailesinden Atreides ailesine geçiyor. Bu sıradan bir yönetim değişikliği değil, baharat uğruna verilecek savaşın başlangıcıdır. Atreides ailesinin veliahtı Paul geleceği kısmen görebilmek gibi doğaüstü güçlere sahip biridir ve Dune gezegeninin yerli halkı Fremenler tarafından kendilerini bu sömürüden kurtaracak mesih olarak görülüyor.
Fremenler’in çöl gezegenindeki yaşamları insanların zorlu doğa koşullarına teknolojik ve bilimsel olarak adapte olabilecek yetiye sahip olduğunun kanıtıdır. Giydikleri kostümler vücut sıvılarını suya dönüştürüp su ihtiyaçlarını karşılıyor. Her su damlasının çok kıymetli olduğu bu gezegende tükürükleriyle karşısındaki insana saygı gösterisinde bulunan Fremenler çölün derinliklerinde yaşayan dev solucanlara rağmen hayatlarını sürdürüyorlar. Filmde ilahi güçlere sahip ana karakterin kahramanlaştırılması yerine bu zorlu koşullarda hayatta kalmayı başaran Fremenler’in içinden bir direnişin örgütlenmesi daha ilgi çekici olurdu ve klasik Amerikan filmlerinden farklı bir hikaye seyretmemizi de sağlayabilirdi. Filmde az gösterilse de filmin hikayesinde ve önümüzdeki yıllarda gösterime girmesi beklenen devam serilerinde önemli rolleri olacağı anlaşılan Bene Gesserit adlı rahibeler topluluğu ruhban sınıfın ülkelerin yönetiminde “Dune” evreninde ise gezegenlerin yönetiminde ne kadar etkin olduğunu gösteriyor.
Bilgisayar insanlardan teknoloji harikası savaş ekipmanlarına hatta ekolojik yaşam anlayışına kadar farklı içeriklere ve mesajlara sahip Dune filminin yönetmenliğini ise Denis Villeneuve yaptı. Görsellik ve kurgu olarak gayet başarılı olan filmde oyunculuklar da üst seviyede. Hikayenin yavaş ilerlemesi ve aksiyon sahnelerinin azlığı göze çarpsa da filmde anlatılan politik entrikalar, güç kavgaları, kaynağı için sömürülen bir gezegenin hikayesi daha fazla ön plana çıkıyor. Son yılların en başarılı bilim kurgu filmlerinden olan Dune izleme listenizin en üst sıralarına koymanız gereken bir film. Devam filmlerinin gelmesini sabırsızlıkla bekleyeceğiniz bu yapıtı izleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler.