Öğretmenlerimiz Yalnız Değildir!

UBP-DP-YDP hükümeti, bundan yaklaşık 1 buçuk yıl önce Ankara’dan aldıkları emirle öğretmenler yasasını değiştirmeye çalışarak öğretmen haklarını geriletmeyi amaçlamıştır. Buna karşı duran ve Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan öğretmenlerden 22 tanesine sözde “polisi darp” suçundan dava okunmuştur.

Dahası, toplumun aydınlık yüzü olan öğretmenlerin örgütlü biçimde, bilimsel, laik, çağdaş ve ücretsiz kamusal eğitim için koyduğu çabadan rahatsız olan başta Eğitim Bakanı olmak üzere hükümet edenler;

hiçbir planlama ve altyapı çalışması yapmaksızın tam gün eğitim “kozunu” öne sürerek halk ile öğretmeni birbirine kırdırma arayışına girmiş;

Anayasa’nın laiklik, eşitlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği değerlerine aykırı biçimde eğitim müfredatına müdahale etmiş;

sınıf geçme tüzüğünü delik deşik ederek yine öğretmen, öğrenci ve veliler arasında bölünmeye yol açmış;

geçici istihdamlarla bir yanda “iş bulma kurumu” gibi çalışırken diğer yanda öğretmenlere sözde “polisi darp” suçundan dava okunmuştur.

Öğretmenlerin mahkemeye çağrıldığı tarih olan 24 Kasım Türkiye’de 12 Eylül darbesi ile birlikte birçok öğretmeni, aydını ve sol sosyalist güçleri hapse gönderen, öldüren faşist Kenan Evren’in ilan ettiği bu tarih zaten öğretmenlerin tümünün kabul edip içselleştirdiği bir tarih değildir. Öğretmenleri zaten tümünün içselleştirmediği böyle bir günde mahkemeye çağırmanın peşine düşenler hem bizlere kendilerinin aynı faşist zihniyetin yardakçısı olduğunu göstermektedir hem de oldukça manidardır.

Ada yarımızda yer alan okulların %83’ünde fiziki durumu sıkıntılıdır, %78’inde deprem riski vardır, %80 okulda tuvaletler yeterli değildir, okulların %96’sında kantin, sosyal alan ve beslenme ihtiyacını karşılayacak alan yoktur, %80 okulda spor salonu, laboratuvar ve atölye eksiği vardır. Okulların %100’ünde ise öğretmen ve tam güne geçecek kapasite eksikliği vardır ve öğretmenler tüm bu sorunların yanında bilimsel, laik, çağdaş ve ücretsiz kamusal eğitimin hesabını yapmaktadır.

Hal böyleyken öğretmenleri kendilerince hizaya sokmak isteyen UBP-DP-YDP hükümeti bilmelidir ki öğretmenlerimiz hiç bir zaman boyun eğmemiştir. Bizler Baraka Kültür Merkezi olarak Yönetim Kurulu üyemiz, Eğitim ve Spor Sorumlusu Onur Bütüner’in de aralarında olduğu 24 Kasım günü davası olan 22 öğretmenimizin yanında olduğumuzu belirtiriz. Mücadele edenleri susturmaya, caydırmaya çalışanlara karşı hep birlikte direneceğiz.

Ve direne direne kazanacağız.