BU SAVAŞ BİZİM SAVAŞIMIZ DEĞİLDİR

 

Ülkemizde, son aylarda petrol ve gaz konusu ile ilgili hızlı ve gergin bir gündem hakim oldu. Öyle ki bu süreç, kısa süre içinde bir krize kadar vardırıldı ve bitmez tükenmez müzakere süreci, yerini efelenmelerle dolu savaş tamtamlarına bıraktı. Bir yandan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD bayrağı gölgesinde, petrol sevdasıyla gözünün kararması, diğer yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı edalarıyla kabadayılığa soyunması…

Son haftalarda yaşananlar bizlere göstermiştir ki; her iki tarafın da egemenleri ne barış niyetinde samimidir ne de halkların kardeşleşmesi söylemlerinde. Petrol söz konusu olduğu anda kuzeydeki hükümet de güneydeki hükümet de, Yunanistan egemenleri de Türkiye egemenleri de “barış” maskelerini çıkartarak nefret ve petrol karası çirkef fışkıran gerçek suratlarını birbirlerine göstermeye başladılar. Baraka Kültür Merkezi olarak, halklara dayatılan tarafların herhangi birinin destekçisi olmanın Kıbrıs halklarının geleceği ve kardeşliği bakımından yanlış olduğunun altını çiziyoruz.

Açıkça söylenmelidir ki bu kavga Kıbrıs halklarının kavgası değildir. Büyük petrol şirketlerinin rantı ve egemenelerin stratejik çıkarları pahasına, adamız üzerinde tekrardan savaş bulutları yaratılıyor, milliyetçilik ateşinin içine kömür atılıyor. Tarihi boyunca kaderi, emperyal güçler ve işgalciler tarafından belirlenen Kıbrıs halkları, bu konuda da edilgen ve iradesiz kılınıyor. Öncelikle ada üzerinde yaşayan halkları ilgilendiren petrol konusunda kimse Kıbrıs halklarının sözünü umursamıyor.

Siyasi sonuçlarının yanı sıra, ada çevresinde petrol çıkartılması ekolojik olarak da büyük bir felaket olacaktır. Egemenlerin savaş, milliyetçilik ve ekolojik yıkım anlamına gelen rant odaklı zihniyetine karşı, barış, kardeşlik ve alternatif/yenilenebilir teknolojileri gündemimize almamız gerektmektedir.

Yaşanan gerginlik ve savaş tamtamları bir yandan milliyetçiliği perçinlerken, bir yandan ekolojik yıkımın önünü açmakta, diğer yandan ise Kıbrıs’ın yeniden sömürgeleştirilmesine zemin hazırlamaktadır. Daha şimdiden söz duellosu şeklinde bir savaş yaşanmakta, toplumsal ve ekolojik sonuçları hiç düşünülmeden adımlar atılmaktadır.

Baraka olarak, bu pis ve onursuz savaşın halkların savaşı olmadığının altını çiziyoruz. Petrol ve gaz arama ve çıkartma çalışmaları her iki tarafta da durmalıdır. Halkların, egemenlerin çıkarları arkasında sürüklenmek yerine, savaş çığırtkanlığı yapan, ekolojik dengeyi talan eden egemenlere karşı ortak mücedele bayrağını çekmesinin zamanıdır.