İLK VE SON SÖZÜMÜZ: KATİL DEVLETTİR, GERİSİ DETAY…

fft16_mf81215597 Aralık 2016 tarihinde Genç TV’de yayınlanan Basın Odası programına konuk olan Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, son günlerde Başbakanlık önünde yapılan eylemler hakkında konuşurken, derneğimiz Baraka Kültür Merkezi ve aktivistimiz Münür Rahvancıoğlu ile ilgili olarak provokatör suçlaması yapmış ve yalan yanlış iddialarda bulunmuştur.
Her şeyden önce şunu belirtmek isteriz ki, bu günlerde halkımızı ilgilendiren konu bizim derneğimiz ya da aktivistimiz değildir, olmamalıdır. Konu, ülkemizin gündemine ve bazı insanların ocağına düşen acı “kaza” (veya daha doğru bir deyişle cinayet) karşısında gençlerin ve halkın haklı tepkisi, hükümetin vurdumduymazlığı, sorumsuzluğudur. Hükümet, liseli gençlerin “karanlıkta oklula gidilmez” şeklindeki samimi taleplerini derhal yerine getirmeli, saatleri 1 saat geri almalıdır. Ayrıca “yollar bize mezar olmasın” diyen seslerine kulak vermeli, yol güvenliği konusunda acil ve kapsamlı bir program oluşturmalı ve derhal kaynak yaratarak hayata geçirmeye başlamalıdır. Buna rağmen yaşananlardaki sorumluluğunu üstlenmeli ve başta gençler olmak üzere halktan özür dileyerek istifa etmelidir. Esas konu budur ve hükümetin gündem çarpıtmak için saçmalama düzeyine varan çırpınmalarına karşın unutulmamalı, unutturulmamalıdır.
Hükümetin ikinci adamı olan Denktaş, bunları yapmak yerine farklı fikirde olduğu kesimleri suçlamaya, yıllarca bu ülkeye emek vermiş olan derneğimizi iftiralarla karalamaya, dikkatleri hükümetten başka yöne çekmeye çalışmaktadır. Fakat biz bu konuda gençlerin açtığı yolda yürümeye devam edeceğiz.
Olayı merak edenlere ne olduğunu ve ne yapacağımızı açıklayalım:
7 Aralık günü Genç TV’deki Basın Odası programında konuşan Serdar Denktaş, açıkça derneğimzin ve aktivistimiz Münür Rahvancıoğlu’nun isimini vererek, bizleri hedef göstererek gençleri provoke ettiğimizi, eylemlerde vandalizm yaptığımızı çünkü Avrupa Birliği’nden para ve talimat aldığımızı ve halkı devletten soğutarak olası bir plana evet dedirtmek amacında olduğumuzu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.
Yıllardır siyasetin içinde olan ve Reddediyoruz süreci ile de yakından ilgilenip AB’den para alan derneklerin peşine düşecek kadar seviyeyi düşüren Denktaş’ın, Baraka’nın AB’den tek bir kuruş bile almadığını bilmesi gerekir, bilmiyorsa da öğrenir. Baraka, ilkesel olarak AB, BM, UNOPS, UNDP gibi kurumlardan fon almaya karşıdır, bunları emperyalizmin bir uzantısı olarak görür ve yalnızca kendi dostlarının, halkın öz gücüne yaslanır. Bunun detaylı gerekçelerini ve fonculuk eleştirilerimizi defalarca farklı araçlarla açıkladık. Serdar Denktaş’ı ortaya attığı bu iddiasını kanıtlamaya davet ediyoruz. Şayet derneğimizin hesaplarını merak ediyorsa da her zaman internet sitemizde şeffaf olarak yayınladığımızı belirtelim.
Halkı devletten soğutarak olası bir planda evet dedirtmek konusunda da Denktaş faka basmıştır. kktc denen muz cumhuriyetinin savunulacak pek bir yanı olmasa da bizler her zaman halkın haklarından yana olarak, sosyal devlete sahip çıkılması gerektiğini söyledik ve eyledik. Örneğin devlet okullarının, devlet hastanelerinin sahiplenilmesi ve geliştirilmesi, devletin sığınma evi açması gerektiğini ortaya koyduğumuz kampanyalarımız, onlarca yazı ve eylemimiz vardır. Çözüm ve barış konusunda ise her zaman halkların kardeşliğinden yana olsak da, son süreçte evet kampanyası yapmış değiliz. Hatta, Cumhurbaşkanı’nı desteklemek veya cesaretlendirmek yerine halkın çıkarına olacak noktalardan masaya müdahil olmak, şeffaflık talep etmek, soldan ve emekten yana baskı yapmak gerektiği düşüncesiyle Çözüm ve Barış Platfromu’na dahi katılmış değiliz.
Provokatör olduğumuz ve gençleri kullandığımız iddiasına gelince… Bu, öncelikle hükümetin karşısına dikilen ve sendikaları da arkalarından sürükleyen gençlerimize haksızlık ve hakarettir. Gençler artık böyle yalanlardan usanmış hatta bunu “özgür irademizle buradayız” şeklinde tepkisel pankartlarına da yansıtmıştır. Baraka’nın ve aktivistlerinin yaptığı şey, olsa olsa gönüllü emekle, gençler ve çocuklar için çalışmak ve kendilerini geliştirmeleri ve ifade etmeleri için alan açmaktır.
Gençlerin, bizleri, sendikaları ve halkı arkalarından sürüklediği mücadelelerine gölge düşürmeye, çamur atmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle Serdar Denktaş’ı söylediklerini kanıtlamaya, kanıtlayamıyorsa da derneğimizden ve aktivistimizden özür dilemeye davet ediyoruz. Bu konuda her türlü yasal ve hukuksal yolu ilerleteceğimizi, düzeltme ve cevap hakkı için gereken yerlere başvurularımızı yaptığımızı ve tazminat davası da açacağımızı kamu oyuyla paylaşırız.
Son olarak tüm bu sözleri anlamsız kılan, üç hayatı alan, insanlarımıza derin fiziksel ve ruhsal hasar veren, hükümetlerin sorumsuz kararları ve uygulamalarıdır. Katil devlettir, hesap vermelidir.
Baraka Kültür Merkezi