Müzik bir nefes, sokak ise özgürlüktür- Saadet Çaluda

PİYANO-SOKAK-MÜZİK-MÜZİSYEN-SANATÇIArgasdi’nin Sokak dosyasından müzikle dolu bir yazı okumak ister misiniz? Pazar gününüze müzikle ve keyifle devam etmeniz için “Müzik bir nefes, sokak ise özgürlüktür” diyoruz.

Sokak müziği; dans, tiyatro, resim gibi sokakta sergilenen performans sanatlarındandır. Ticaret değildir. İsteyen saatlerce dinleyebilir, ücretsizdir. Titreşimlerden meydana gelen ve her insan için kendini farklı hissettirebilen bir ruhtur. Kimine hüzün kimine neşe kimine sevgi kimine de sokaktaki müzisyenlere olduğu gibi ‘özgürlük’ verir. Sokaktaki müzisyenin en belirgin özelliği budur bence. Sokak müziği, her kültüre açık olmasından kaynaklı olarak, bir ülkenin her yanında farklı tarza sahip tınılar yakalatır size.

 

Sokak, kendi fikrini duyurmanın bir yoludur aslında… Bu yüzden biraz da cesaret etmektir. İnsanlar bir şeyleri duyurmak için sokağa çıkmak zorundadır ve olmalıdır da. Barış ve özgürlük ruhu en iyi sokakta aşılanır. Sürekli yayınlanan reklamlar ve doğruyu yansıtmayan programlar olduğu sürece ‘doğru fikrin’ en iyi kendini göstereceği yer sokaktır. Tıpkı Gezi Parkı eylemlerindeki gibi… Çoğumuz meydanlarda, kalanımız da evinde tencere-kaşık sesleriyle sokağa can vermiştir mutlaka.

 

Sokak, her yaşa her tecrübeye ev sahibidir. İzmir kordonunda atık malzemelerden bateri oluşturan çocuktan tutun da profesyonel enstrümanı ile saksafon çalan gençler var hatta köşede akordeonu ile eski zamanlardan dediğimiz müziklerimizi çalıp söyleyen amcaya kadar uzanır ezgilerin yolculuğu. Sokak müzisyenleri arasında ekonomik sebeplerle bu işi yapanlar da var, bunu bir eylem, bir duruş olarak görenler de… Cd’sini alıp dinlediğin bir grup her an sokakta karşına çıkabilir. Örneğin; Şubadap Çocuk Grubu… Değil sokak sokak, şehir şehir gezerek çocukları da peşlerine takıp, eğlendirerek müziğini dinletiyor. En büyük amacı paylaşmak ve eğlendirmektir. Çocuklardan yetişkinlere ruh haliniz kötü olsa bile önce bir kıpırtıyla başlayıp sonrasında katılmaya can atar hale geliyorsunuz.

 

Arzu Akyol bir yazısında İstiklal Caddesi müzisyenleri için şunları söylüyor: “Onların melodileri, kalabalığa inat Cadde’nin telaşlı yolcularının kulaklarını buluyor ve gelip geçenlere kısa bir an için bile olsa hayatın güzelliğini hatırlatıyor”.

 

Dünyada Oscar ve Grammy ödülü almış, milyonlarca albüm satmış, belli müzik türlerinin öncüsü olmuş, bugün konserlerine bilet bulamadığımız birçok efsanevi müzisyenin de belki müziğe devam etmeleri bu paylaşma ve özgürlük hissi sayesinde oldu. Eric Clapton, Bob Dylan, Jimmy Page (Led Zeppelin), Carlos Santana, Simon and Garfunkel, Rod Stewart, Joan Baez kariyerlerine sokak müziği ile başlayan ünlülerin sadece birkaçı…

 

Bizim ülkemizde sokak müziği çok fazla hayat bulmasa da bunu yaşatan örnekler ile karşılaşabiliriz. ‘Müzik her yerde’ fikrinden yola çıkan Sol Anahtarı grubuna baktığımızda, kendi ideolojisi çerçevesinde besteler yapıyor, halktan aldığı ilhamı, uyanma gücü olarak ezgiler yardımıyla halka geri sunuyor. Bunu sokağa çıkarak taçlandırıyor. Sokakta, müzisyenler ile halkı kaynaştırıyor.

 

Sokak size her şeyi sunar. Emeğinizi her sanat dilinden anlatmanıza izin verir. Tanıdık tanımadık her insanla sizi bütünleştirir, paylaşmanızı sağlar. Müzik her zaman her yerde karşınıza çıkar. Ben derim ki o güzel an ile karşılaştığınızda sadece tadını çıkarın; çünkü müzik bir nefes, sokak ise özgürlüktür.