Dünya Dönüyor Sen Ne Dersen De! – Kemal Vural

Argasdi dergimizde yayınlanan bir yazımız…

21 Haziran 1633: Galileo Galilei, Engizisyon Mahkemesi’nde dünyanın döndüğüne ilişkin tezini inkara zorlandı.

Galileo-Galilei

Galileo Galilei, 1564 yılında İtalya’da dünyaya gelmiş, astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçidir. “Modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimlerle anılmaktadır. Eserlerini elit tabakanın dili olan Latince yerine İtalyanca yazması, yaygınlaşmalarını kolaylaştırdı. Ama belki de onun hakkında herkesin aşina olduğu bilgi, Engizisyon Mahkemesi’nde kendi tezini inkar etmeye zorlanmasıdır. Peki Galileo’nun tezinde ne yazıyordu da mahkemede inkara zorlanmıştı?

Galileo’nun yaşadığı dönemde dünya merkezci sistem geçerliydi. Bu sistemde dünya evrenin merkezindeydi ve incili doğrular nitelikte olduğu için kilise tarafından da doğru kabul ediliyordu. Galileo ise bunun aksine Kopernikus’un güneş merkezci sistemini savunmaktaydı. Fakat bu sistemi savunmak Engizisyon tarafından yasaklanmıştı. Bunun nedeni de egemen sınıftan olan kilisenin, halkı kandırıp sömürebilmesi ve halka kendi gerçeklerini dayatabilmesi için yalanlarından şüphe duyulmamasının gerekliliğiydi. Kiliseye karşı gelmenin cezası Engizisyon Mahkemelerinde yargılanmak, işkenceden geçmek ve ölmekti çoğu zaman. Galileo uzun süre bu yasak karşısında koruduğu sessizliğini “İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog” adlı, iki bilim insanının karşıt düşüncelerini anlatan eseriyle bozdu. Burada sözde kendisi savunmadan Kopernikus’un görüşlerini ve kilisenin buna karşı çıkışını anlatmaktaydı. Kitapta dönemin papası VIII. Urban’a da çatmaktaydı. Bu eser üzerine kilise Galileo’nun Engizisyon Mahkemesi’nde yargılanmasına karar verdi. Mahkemede tezini savunan Galileo, işkence ve ölüm tehditleri karşısında tezini inkâr etmek ve ‘dünya dönmüyor’ demek zorunda bırakıldı. İnkârı sonrasında ölüm cezası ev hapsine çevrildi.

Günümüzde Engizisyon Mahkemeleri tarihin tozlu raflarındaki yerini almış ve Galileo’nun doğruluğu kanıtlanmış olsa da, kendi gerçekliklerini dayatmak isteyen egemen sınıfı halen daha mevcudiyetini korumakta. Yakın coğrafyamızdaki Türkiye’de AKP iktidarının istikrarı sağlama bahanesiyle neredeyse 2 yıldır sürdürdüğü olağanüstü hal ve bundan aldığı yetkiyle çıkardığı kanun hükmünde kararnameler, kendinden olmayanları işinden etti ve hatta hapse attırdı. Gerçekleri yazıp söyleyen gazeteci ve akademisyenler ya hapiste ya da yurt dışına kaçmak zorunda bırakıldı. Yine ülkemizde ocak ayında Afrika gazetesinde yayımlanan bir haberi T.C. Cumhurbaşkanı’nın hedef göstermesi sonucu egemenlerin yarattığı sahte gerçekler dışında bir fikre tahammülü olmayanlar, gazete binasına saldırı gerçekleştirmiş ve bu saldırının esas hedefinde ise fikir ve ifade özgürlüğü olmuştur.

Dönelim Galileo’nun mahkemesinin sonuna: bir rivayete göre Galileo, mahkeme çıkışında ‘dünya yine de dönüyor’ diye mırıldanmıştır. Bu rivayet aklıma Yaşar Kemal’in şu sözlerini getirdi: “Yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır.” Günümüzde yalanın teşkilatlanma imkânları medya ve sanal ortam sayesinde daha da artmış durumda. Ama çaresiz değiliz. 26 Ocak’ta gerçekleştirilen kitlesel Barış ve Demokrasi yürüyüşünde olduğu gibi, örgütlü kötülüğe karşı durmanın tek yolu, örgütlenip doğruyu hep beraber haykırmaktan geçer.