8 Mart’ta Kadınlar Sokaklarda Haykırdı: “Saray Değil Sığınmaevi”

8 Mart Organizasyon Komitesinin (Kadın Eğitimi Kolektifi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, GÜÇ-SEN, HAK-SEN, KTOEÖS, TDP, TDP TOCEK, TDP GENÇLİK), pandemi koşullarına uygun bir şekilde düzenlediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yürüyüşü, Lefkoşa’da maskeli ve mesafeli bir şekilde gerçekleştirildi.
Pronto çemberinden başlayıp Meclis önünde biten yürüyüşün başında Ekmek ve Güller adlı şiir okunarak kadın mücadelesi temalı çeşitli şarkılar dinlendi. Yürüyüş boyunca “Kadın, emek, özgürlük”, “Mutfaktaki tencere kimin umrunda, dünyanın yükü benim omzumda”, “Ataerki isyan, emek sömürüsü isyan, şiddet isyan”, “Cami değil sığınma evi”, “Saray değil, sığınma evi”, “Ataerki virüsten daha tehlikelidir” gibi sloganlar atıldı. Meclis önünde bildiri okunmasıyla son bulan eylemin bu yılki teması “Kadınlar Devletten ve Patronlardan Alacaklı” oldu.
8 Mart Organizasyon Komitesinin bu yıl ki bileşenlerini oluşturan örgütlerin ortak bildirisinde, kadınların pandemi döneminde daha da yoksullaştırıldığına, iş yükünün daha da arttığına, ev izolasyonu süresince artan çocuk bakımı, ev işleri ve evden çalışmanın zorluğuna, asgari ücretin insani bir yaşam sürdürülebilmesi için yetersiz olduğuna vurgu yapıldı. Bildirinin tam metni şöyle;

Kadınlar Devletten ve Patronlardan Alacaklı!

Pandemi ile birlikte en çok biz kadınların hayatları daha da zorlaşmıştır. Önceleri iş yerinde ayrı evde ayrı mesai yapıp sadece iş yerinde emeğini satarak ücret alan kadınlar için iş yükü daha da artmış durumda.

Ev izolasyonunda artan ev işleri ve bakım yükü, evde çocuklar varken evden çalışmanın zorlayıcılığı, çalışıyor olmamıza rağmen eksik maaş ödenmemiz, pandemi sürecinde işimizi kaybetmemiz kadınlar olarak bu süreçte yaşadığımız güçlüklerin sadece bazıları. Kapanma süreci bizleri deyim yerindeyse ev içi köleye dönüştürmüştür. Evden çalışanlarımız için mesai saatleri hepten ortadan kalkmış ve uzayan çalışma saatlerine rağmen yapılan maaş kesintileri daha da fakirleşmemize neden olmuştur.

Ev izolasyonu, herkesin evlere kapalı olması, çocukların okula gidemiyor olması, yaşanan maddi sıkıntıların yol açtığı gerilimler de birleşince ev içi şiddet ve çocuk istismarı olayları artmıştır. İçinden geçtiğimiz süreçte gazetelere eş şiddeti, çocuğa cinsel istismar vb. haberlerin yansımadığı bir gün dahi yaşanmamıştır. Resmi makamlara yansımamış, süregelen şiddet ve istismar vakalarını önlemek adına devletin hiçbir sosyal girişimi olmamıştır. Yıl 2021 olmuş, halen şiddet önleme merkezleri, kadın sığınma evleri ve çocuk izlem merkezleri kurulmamıştır. Hükümet çalışan, işsiz, ev emekçisi kadınların insani bir yaşam sürdürecek geliri elde etmesini sağlayacak ekonomik önlemler almadığı gibi, sosyal önlemler de almayarak biz kadınları tamamen şiddete açık hale getirmiştir.

Gittikçe fakirleşen haneler sonucunda psikolojik sıkıntı yaşayan bireyler arasında kadınlar maalesef çoğunluktadır. Ev geçindirme ve çocuk bakımı için yetersiz maddi koşullar sonucunda kadınlar psikolojik sıkıntılar çekmeye başlamış ve ne maddi ne manevi destek alabilecekleri kamusal bir merkeze dahi başvuramamışlardır. Hükümetin elektrik, su ve insani yardım yanında bu dönemde ihtiyacı olan insanların başvurabileceği merkezler kurmalı ve ücretsiz psikolojik destek imkanları sunmalıdır. Birçok kadın yine bu dönemde işten çıkarılmış veya ciddi maaş kesintilerine maaruz kalmıştır. İş yerinde mobbinge, tacize uğrayan kız kardeşlerimiz böyle sıkıntılı bir dönemde işlerini kaybetmemek adına kötü muameleye maruz kalmaya devam etmektedir. Bir yılı aşkın süredir artırılmayan asgari ücretin binbir dalavare ile geçtiğimiz haftalarda belirlendiği miktar ise halen insani bir yaşam sürdürebilmenin çok gerisindedir.

Her geçen gün, çalışarak yaşamını kazanabilen kesimler için ekonomik koşullar kötüleşirken biz kadınların artık daha da fakirleşmeye, sömürüye, şiddete zerre tahammülümü kalmamıştır.

Hükümet edenlerden taleplerimiz nettir!

-Her bölgeye şiddet önleme merkezleri ve kadın sığınma evi istiyoruz!

-Çocukların okula gitmediği dönemde artan istismar vakaları da gözetilerek çocuk izlem merkezlerinin bir an evvel kurulmasına öncelik verilmelidir.

 -Sosyal hizmetler Dairesi’nin fakirlere yardım dağıtan bir dernek gibi değil, ülkemizde yaşayan insanları sosyal olarak koruyan bir devlet kurumu olarak çalışabilmesi için daha fazla bütçe ve personel sağlanmalıdır.

 -Asgari ücret en düşük kamu maaşına sabitlenecek şekilde yasal düzenleme yapılarak bu köhne ve küflü komisyon lağvedilmelidir.

 -Maddi sıkıntı çeken kadınlar ve toplumun her kesimine elektrik, su, gıda vb temel ihtiyacını karşılayacak devlet desteği sunulmalıdır.

-Özel sektörde sendikalaşmanın sağlanabilmesi için hükümet özel düzenleme ve uygulamarda bulunmalıdır.

-Kamusal kreş ve etüt merkezleri hayata geçirilmelidir.

 -Kadınlara doğum izni yerine her iki ebeveynin de yeni doğan çocuğuna bakabilmesini sağlayacak ebeveynlik izni yasalaşmalı, hamileyken kadınları işten çıkarmak yasaklanmalıdır .

Kadınlar devletten ve patronlardan alacaklıdır. Ellerimiz, kadınların hayatını yaşanmaz kılan herkesin yakasındadır.

Emeğimizin sömürülmeyeceği, bedenlerimizin özgürleşeyeceği, yaşamlarımızın insanca koşullara erişeceği ana dek mücadelemiz sürecektir.

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın Emekçi Kadınların Mücadelesi!

8 Mart Organizasyon Komitesi

x q 20 19 18 17 16 15 14 13 12 11 9 8 7 2 3 4 5 6