8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, her yıl gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında, Baraka Kültür Merkezi ve Kadın Eğitimi Kolektifi ortak organizasyonu ile film gösterimi ve söyleşi gerçekleştirildi.
Meksika’da yaşayan bir genç kadının, kendi yaşam koşullarında maraton koşu yarışına hazırlanışı ve birçok olanağa sahip diğer tüm yarışmacıları geçerek başarı elde edişini konu alan Lorena isimli kısa belgesel, katılımcılar tarafından beğeni ile izlendi. Sadece kendi ailesi ile birlikte şehirden uzakta yaşayan, alışveriş için bile saatlerce yol yürümek zorunda kalan Lorena, koşmayı hayatının merkezine alır ve kendi yaşam koşullarında eğer yarış kazanmazsa ilgi görmeyeceğinin de farkındadır.
Filmin ardından hem filmin düşündürdükleri hakkında sohbet edildi, hem de “Kıbrıs’ta Kadın Olmak” konulu bir sunum ve söyleşi gerçekleştirildi. Lorena gibi, bizim ülkemizde de gerek spor alanında gerekse başka alanlarda, kadınların başarı hikayeleri yazdığını görüyoruz. Ancak bu, ülkemizdeki kadınların özgürleştiği anlamına gelmemektedir. Çünkü Kıbrıs’ta kadın olmak, ataerkil bir sistemde var olmaya çalışmak demek. İşyerinde tacize ve mobinge uğramak demek. Emeğinizin ve bedeninizin sömürülmesi, hak ettiğiniz ücreti dahi alamamanız demek. Şiddet görme tehlikeniniz yüksek olması demek. Ev işlerinin, çocuk veya yaşlı bakımının sizden beklenmesi demek. Yani siz, canla başla çalışıp başarı elde etmeye çalışırken, iki kat ezilmeniz, değersizleştirilmeye çalışılmanız demek.
Ve katılımcıların ortak düşünce ve tecrübe paylaşımları da gösteriyor ki, kadın özgürleşmesi ancak sınıf mücadelesi ile mümkün olabilecektir.
Recent Comments