“BU ABLUKA DAĞITILACAK”

İçinde bulunduğumuz şu günlerde çok sancılı bir süreçten geçiyoruz. Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın batırılmasının ardından aylardır gece gündüz demeden direnen emekçilerin mücadelesi egemenlerce görmezden gelinmekte; basın emekçileri, devletin ve özel şirketlerin kolluk güçlerinin saldırılarına maruz kalmakta; telekomünikasyon ve elektrik kurumları sermayeye peşkeş çekilmektedir. Tüm bu neo liberal ve baskıcı uygulamalarla ülkemiz bizden yani halktan koparılmaya çalışılmaktadır.

Bu yaşananlar istisna değildir. Yıllardır sistematik bir şekilde TC egemenlerince ve buradaki işbirlikçi kesimlerin politikalarıyla uygulanmakta, halkımız adım adım  yokoluşa sürüklenmektedir. Kıbrıs Türk Hava Yolları çalışanları, haklarını aramak için günlerdir eylemlilikler ortaya koymakta, buna karşılık devleti yönettiğini iddia edenler, çalışanlara yakalanmamak için devlet binalarının arka kapılarından deyim yerindeyse sıvışıp kaçmaktadırlar. Bu da yetmezmiş gibi hükümetin en yetkili ağızları, hakları için eylem yapanları “terörist” diye nitelendirerek onların üstüne polisi salmaktadır. Öte yandan her yanı peşkeş çekilmiş Girne’mizde, sözde en büyük gelir kaynaklarımız olan otellerde büyük sermayedarlar kendi diktatörlüklerini kurmuş durumdadırlar.  Yaşanan bir yangın olayının bile görüntülenmesine izin vermeyenler, basına saldırmayı kendilerince hak görebilmektedir. Barışçıl eylemlerde insanlara şiddet uygulayan devlet, göstermelik tutuklamalarla bu olayları münferit gibi göstermeye çabalamaktadır. Bu şirketler adeta kendi yönetimlerini kurarak, devlete bir kuruş vermeden zenginliklerine zenginlik katmakta ve adayı bir kumar yuvasına dönüştürmektedir. Ne kadar vergi ödedikleri veya elektrik borçlarını ödeyip ödemedekleri ise tam bir soru işaretidir. Ancak devlet, yasa tanımaz bu şirketlere müdahale etmek yerine telekomünikasyon ve elektrik kurumu gibi kurumların zarar ettiğini söylerek bu tarz kamusal değerleri özelleştirmekten bahsetmektedir. Kısacası devlet yetkilileri, bu halk düşmanı politikaları engelleyeceğine bilakis bunlara zemin hazırlayan taraftır. Öte yandan hükümet dışı meclis partileri de büyük bir samimiyetsizlikle hükümeti eleştirmektedir. Artık herkes şunun farkına varmaya başlamıştır: Meclis partilerinin muhalefetteki söylemleri ne olursa olsun başa geçtiklerinde yaptıkları şey aynı olmuştur ve olacaktır. Çünkü koltukta kalabilmenin koşulu budur; bu bağımlılık ve sömürü düzeni devam ettişği sürece de böyle olacaktır. Dolayısıyla halkımızın karnı, boş vaadlere ve sahte mücadelecilere toktur. Bizim için çözüm, halkımızın öz gücüne dayalı bir anlayışla mücadeleden geçer.  Ancak tabandan gelecek bir halk muhalefetiyle, çift başlı bir canavar gibi halkı ezen sermaye ve hükümetin neo-liberal saldırılarına karşı durabilir ve halk düşmanı politakaları durdurabiliriz.

Baraka olarak Kıbrıs Türk Hava Yolları çalışanlarına, basın emekçilerine ve halka  yapılan tüm saldırılara karşı direnenlerin yanında olduğumuzu  ve devrimci dayanışmamızı bildiririz.

Bu abluka dağıtılacak!