BARAKA KÜLTÜR MERKEZİ’NİN NÜKLEER SANTRALLERE KARŞI BASIN AÇIKLAMASI

 

Bu gün, Çernobil faciasının 25. yıldönümü…

 Bundan 25 yıl önce Ukrayna’da Kiev yakınlarındaki Çernobil kasabasında bulunan nükleer santralde bir patlama yaşandı. Ve patlamayla birlikte büyük miktarda radyasyon atmosfere dağıldı. Çernobil’de o gece, ABD tarafından Hiroşima’ya atılan gibi belki de yüzlerce atom bombası patlamıştı. Radyasyon önce Ukrayna, Belarus ve Rusya’yı vurdu. Radyasyon yüklü bulutlar, fazla gecikmeden Avrupa ülkelerinin pek çoğunu, Türkiye’yi ve ülkemizi de ziyaret etti. Bu felaket, zaman içinde on binlerce kişinin ölümüne yol açtı, binlerce çocuk sakat doğdu, beş milyona yakın kişi çeşitli oranda radyasyona maruz kalarak kanserle boğuşmak zorunda kaldı.

Çernobil’in apaçık bir şekilde gözler önüne serdiği gibi nükleer santraller, ölüm demektir. Çernobil’in aşikar bir şekilde gösterdiği gibi nükleer santraller, doğaya ve onun bir parçası olan insana yapılabilecek en büyük kötülüktür. Çernobil’in bir kez daha kanıtladığı gibi çevre sorunları evrenseldir ve bulutlar sınırlarda durmaz.

Bu gün tüm Avrupa’daki çevreci ve ekolojistlerin yaptığı gibi biz de Çernobil mağdurlarını anıyoruz ve yeni acılar yaşanmaması için “Nükleer santrallere hayır” diyoruz.

25 yıl önce Çernobil’de yaşananların bir benzeri, daha bir kaç hafta önce Japonya halkının da başına geldi. Tüm bunlara rağmen halkını değil sermayenin çıkarlarını düşünen AKP Hükümeti, Mersin’in Akkuyu ilçesinde bir nükleer santral yapma hazırlığında. Önümüzdeki ay temeli atılması planlanan böylesi bir nükleer santral, tüm Akdeniz için ve Mersin’e sadece 90km uzaklıktaki adamız için ölüm tehtidi demektir. Aylardır Türkiye halkları çeşitli eylem ve etkinliklerle nükleer santral istemediklerini haykırıyorlar. Bu gün, biz burada eylemimizi gerçekleştirirken yoldaş örgütümüz Halkevleri’nin de içinde olduğu Mersin Nükleer Karşıtı Platform da bir eylem yapmakta. Doğa dostu, alternatif enerji üretiminin bilimsel olarak mümkün olduğu çağımızda nükleer enerjinin, insanlığın değil sermayedarların yararına olduğunun bilinciyle nükleer karşıtı mücadeleyi, Türkiye ve Kıbrıs halklarının kardeşliğinin bir vesilesi olarak yükseltiyoruz. Nükleer Karşıtı Platform ile dayanışıyor ve bu kar düzeninin, birleşen halkların gücü karşısında yıkılmaya mahkum olduğunu vuruguluyoruz.

Baraka Kültür Merkezi


26 Nisan 2011 Lefkoşa, TC Elçiliği önü