ONUR YÜRÜYÜŞLERİ VE LGBTI MÜCADELESİ

Renkli bir haftaya hazırık derken, Argasdi’nin “Onur” dosya konulu 42. sayısından LGBTI mücadelesi ile ilgili roportajları paylaşıyoruz sizlerle…

Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 42. sayımız tüm kitap evleri, market ve bayilerde…

12207878_10152974743282395_570321883_n

Nazen Şansal

nazen_sansal@yahoo.com

Dosya konumuz “Onur” olunca, LGBTI mücadelesinin sokağa damgasını vurduğu Onur Yürüyüşlerini de ele almak istedik. 1969 yılında Stonewall Inn adlı bir barda şiddete uğrayan eşcinsellerin ayaklanması ve polisi bara hapsederek dört gün boyunca eylemlerini sürdürmesi anısına, her yıl haziran ayında, dünyanın pek çok ülkesindeki insanlar sokağa çıkıp “eşcinseller vardır” diyor! Sokak eylemlerinin yanı sıra Onur Haftası çerçevesinde çeşitli etkinlikler, paneller, film ve tiyatro gösterileri, konserler de gerçekleştiriliyor. Amacı, cinsel yönelim veya cinsel kimliğe dayalı ayrımcılık, baskı ve şiddeti protesto etmek ve LGBTI bireylerin toplumda eşit ve özgür bir şekilde yer almasını savunmak olan Onur Yürüyüşleri, son iki yıldır Kıbrıs’ın kuzeyinde de yapılıyor. Biz de sözü, bu alanda mücadele eden Kuir Kıbrıs ve Envision Diversity Derneği’nden dostlara bıraktık.

Kuir Kıbrıs Derneği, Onur Yürüyüşleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı…

“Durmak yok, mücadeleye devam!”

12064331_10152974743062395_1806480920_nOnur Yürüyüşleri Kıbrıs’ın kuzeyinde çok yeni, olumlu veya olumsuz nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Onur Yürüyüşü Kıbrıs’ta düzenleneli ikinci yılımız, yolun daha çok başındayız. LGBTI tarihinde büyük önemi olan Onur Yürüyüşü’nü, Kıbrıs’ın kuzeyinde yerel özellikleri de göz önünde bulundurarak düzenlemenin önemli olacağını düşünüyoruz fakat tam olarak yerelde düzenlenecek bir eylemin de kendi karakteristiğini belirlemesi, haliyle zaman alacak bir durum. Bu nedenle her yıl biraz da deneysel olarak bu yürüyüş şekil aldı. Görünen boyutta aldığımız olumsuz bir tepki olmadı fakat bu da görünmeyende çok büyük bir olumsuz tepkinin sonucu olabilir yani toplumun umursamazlığı veya etkinliği fark etmeyişi… Kuir Kıbrıs olarak mücadele alanlarının kesişimliğine inanan politik bir dernek olduğumuz için zaten hali hazırda birçok farklı eylemde gökkuşağı bayraklarımızla yer alıp sloganlar atıyoruz. Bu da belki de bizleri görmeye alışık olan toplumun Onur Yürüyüşü’nde de tepkisizleşmesine neden oluyor. Tabi ki bu tepkisizliğin birçok sebebi olabilir ve üzerine düşünülüp neler yapılabileceği konuşulmalıdır.

Bu yılki Onur Yürüyüşü için planlarınız neler?

Bu yılki Onur Yürüyüşü’nde bir komite oluşturup açık çağrı yapmayı düşünüyoruz. Örgütlerin ve bireylerin dahil olabileceği ve kolektif bir şekilde planlanan belki bir belki birkaç etkinlik gerçekleştirip farkındalığı artırmak kaygısındayız. Açık bir çağrı ile tüm kamuya duyurulacak olan komite toplantılarına bu konuda hassasiyeti olan herkes katılıp fikir beyan edebilecek, etkinliğin düzenlenmesinde karar verici mekanizma olabilecek.

Kendini solda tanımlayan, özgürlükçü örgütlerin destek ve dayanışması nasıl, yeterli mi sizce?

Kendini solda tanımlayan kesimlerden maalesef beklenilen kadar destek veya dayanışma görmüyoruz. Gönüllülük esaslı çalışan bir derneğiz ve etkinlikleri düzenlerken de çeşitli maddi sıkıntılar yaşıyoruz. Sol örgütlerin kimlik mücadelesi verdiğimiz ve sınıfsal mücadeleye zarar verdiğimiz kaygısı halen günümüzde maalesef ki mevcut. Geriye kalan örgütlerin üyelerinin çoğunda görülen homofobi, transfobi ve bifobi kaynaklı bir sessizlik var, bazı örgütler bunu çekinmeden dile getirebiliyor. 27 Ocak 2016 günü düzenlediğimiz gökkuşağı bayrağı eyleminde kendini solda tanımlayan partilerin çoğundan destek aldık. Ancak isteğimiz, farkındalığın bu örgütlerin iç mekanizmalarında da yer alabilip bizim müdahalemiz gerekmeksizin sürdürülebilir bir şekilde devamlılığını sağlamasıdır. Bu noktada dernek olarak da bize çok görev düşüyor fakat bu tarz faaliyetleri gerçekleştirmek için bir talebin oluşması da önemli. Aksi taktirde çoğu girişim başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Yani durmak yok, mücadeleye devam!

 

Envision Diversity Derneği’nden Enver Ethemer anlattı…

“Bir isyandı, bir başkaldırıydı!”

12476554_10152974743157395_1288935326_n

Sizce toplumda LGBTI bireylere bakış nasıl?

2014 sonrası erkek erkeğe olan eşcinsel ilişkinin suç olmaktan çıkarılması sonucu, LGBTI bireyler yasal büyük bir engeli aştılar. Buna rağmen ağır önyargılar hala daha sürmektedir. Aile ve özel alanda LGBT bireyler, gizli kalmak ve kimliklerini gizli yaşamak zorunda bırakıldıkları gibi kamusal alanda da ayrımcılık ve dışlanmaya maruz kalıyorlar. Eğitim kurumlarından tutun da devlet ve kamu kurumları olsun, medya dahil olmak üzere dil ve yaşam pratikleri açısından LGBTI bireyler toplumda ağır bir cinsel yönelim ve kimliğe dayalı ayrımcılık ile yüzleşmekteler. Heteroseksüel toplumun genel olarak sık kullandığı argümanlardan biri de “Ben eşcinselliğe karşı değilim ama yüzümüze vurmasınlar.”

Bunu değiştirmek yönünde sokağın önemine nasıl bakıyorsunuz?

Taban hareketi, bütün toplumsal hareketlerde ve sistemi yapboz yapan anarşist başkaldırı hareketlerinde büyük öneme sahiptir. Hem politik kanalda hem de kamusal alanda kamuoyuna mesaj vermesi açısından sokağın sesi her zaman bir var oluşçu duruş demektir. Bu duruş, hem sivil iradeyi gösterir hem de hareketin sesini kitlelere ulaştırmak ve değişimi talep etmek adına çok önemlidir. LGBTI hareketi için de toplumsal dönüşüm ve kolektif dayanışma kültürü çok önemlidir. Bu nedenle bütün mağduriyetlerin ortak paydasının, kendini ötekileştiren ideolojiye karşı duruş ve direnme olduğunu düşünürsek, LGBTI hareketinin de sokakta herkese seslenen ve değişimi ve sistemi yapboza uğratacak direnci gösterme birlikteliğine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

LGBTI bireylerin ve elbette eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenlerin sokağa çıktığı Onur Yürüyüşlerinin amacı nedir? Sizce neden önemli?

Onur yürüyüşleri dışlanma, ötekileştirme ve ayrımcılığa karşı hem politik bir duruş hem de LGBTI bireylerin toplumsal olarak “varız ve eşitlik istiyoruz” dedikleri geleneksel bir eylemlilik haline dönüşmüştür. LGBTI bireylerin egemen heteroseksist sisteme bir başkaldırı ve kamusal alanda var olduklarını simgelemek açısından Onur Yürüyüşü politik bir söylem içermektedir. Onur Yürüyüşü, LGBTI bireylerin de karşı karşıya kaldıkları ayrımcılık ve hatta nefret ve homofobiye karşı kamusal, görünür alanda bir duruş sergilemek açısından önemlidir. Stonewall ayaklanması da baskıcı otorite ve onun maşası sayılan polise karşı büyük bir direnişi sergilediğinden LGBTI hareketi için önem taşımaktadır. Bir isyandı, bir başkaldırıydı!

Kıbrıs’ın kuzeyinde ilk onur yürüyüşü ne zaman yapıldı? Nasıl geçmişti?

Kıbrıs’ın kuzeyinde ilk Onur Yürüyüşü 2014 yılında yapıldı. Katılım beklenenin üzerinde 200 kişi civarında olmuştu. İlk yürüyüş, özelikle feminist örgütler olmak üzere birçok örgüt tarafından desteklenmişti. Genel olarak kamuoyu tarafından verilen tepkiler geniş bir spektruma yayılmaktadır. Özellikle medya güdümlü muhalif kısımlar gelenekselci söylem çerçevesinde “toplumun buna hazır olmadığı ve gelenek ve göreneklerimize karşı olan bir durum” gibi söylemlerle suni gündem yaratmak istemişlerdi. Buna rağmen yürüyüşe destek veren örgütler ile birlikte, etkinlik başarılı bir şekilde gerçekleşti. Bu eylem, Ceza Yasası değişikliği sonrası LGBTI hareketinin sesini yükseltmesi anlamında ve muhalif seslere karşı bir duruş sergileme açısından önemli bir ilkti.