Denizleri Anma

“…Egemen synyflar sa?lyklarynda, büyük devrimcileri ardy arkasy gelmez amansyz cezalarla mükafatlandyryrlar; doktrinlerini, en vah?i dü?manlyk, en koyu kin, en namussuz yalan ve iftira kampanyalaryyla – kar?ylarlar. Ölümlerinden sonra büyük devrimcileri zararsyz azizler haline getirmeye söz uygun dü?erse evliyala?tyrmaya, ezilen synyflary teselli etmek ve onlary aldatmak için isimlerini bir hale ile süslemeye çaly?yrlar. Böylece onlaryn devrimci doktrinlerinin gerçek özü unutturulur, basitle?tirilir ve devrimci keskinlikleri törpülenir” (Lenin)

   

     

Deniz Gezmi?, Yusuf Aslan, Hüseyin Ynan, Türkiye’nin tam ba?ymsyzly?y için; emperyalizme, kapitalizme ve onlaryn yerli i?birlikçisi iktidarlara kar?y mücadele ederlerken yakalandylar. Düzmece bir mahkemenin sonunda idama mahkum edildiler. Bu idamyn engellenmesi, devrimci yolda?larynyn kurtarylmasy için mücadele eden THKO ve THKP-C’nin daha sonraki eylemleri de ba?arysyz oldu. 1972 yyly, 1960’ly yyllaryn ö?renci gençlik ve i?çi mücadelelerinin yaratty?y en ileri kadrolaryn, TC oligar?isi tarafyndan topyekün yok edilmesi ile kapanyrken; Türkiye devrimci hareketi ciddi ve inkar edilemez bir yenilgi ile yüzle?ti.

     

1960’ly yyllaryn mücadeleleri içerisinden süzülerek gelen bu devrimci gençlik dinamizmi elbette burada son bulmady. Önce 1970’li yyllaryn i?çi-ö?renci-köylü mücadelelerinde pratik bir yanky yaratty ve günümüzde ise devrimci hareketin hemen her kesiminde saygyn bir yol gösterici olarak algylanmaktadyr.

   

?imdilerde Denizleri sahiplenmeye çaly?yp, Che t-shirtleri ile ortalarda gezinmeye ba?layanlaryn, silahly mücadeleyi terörizm, gerillacyly?y da maceracylyk olarak gördüklerini tarihe bir not olarak dü?elim: 1972 sonrasy TYP’in sovyetik çizgisini devralan TKP, genel olarak gerilla hareketini ve özel olarak 12 Mart’a kar?y verilen silahly direni?i küçük burjuva–ö?renci “go?ist” unsurlaryn synyf mücadelesinden sapmasy olarak de?erlendirdi. “Go?ist” uydurma nitelemesi Türkiye revizyonist solunun, devrimci harekete yönelik bir karalama ibaresi olarak kullanylmy?tyr. Bu kavram daha sonra CTP revizyonizmi tarafyndan Halk-Der için de syk syk kullanylmy?tyr. Ne Marx-Engels-Lenin’e ait eserlerde ne de Marxizmi geli?tirmi? olan daha yeni yazar veya kaynaklarda tanymy bulunmayan ve tamamen uydurma olan bu kavramyn içeri?i her zaman mu?lak kalmy?tyr. Revizyonistlerin ihtiyaçlaryna göre tanymladyklary ve hangi güncel meselede nasyl bir tanymla içini doldurmaya ihtiyaçlary varsa ona göre ?ekil verdikleri köksüz bir kavram olarak, bilim dy?y bir karakter arzeden “go?izm” ifadesinin rastlayabildi?imiz en bütünlüklü “tanymy” 8 Mayys 1980 tarihli Yenidüzen gazetesinde Hasan Kamil isimli Konuk yazar tarafyndan ?öyle verilmektedir: “Nedir Go?izm? Kabaca tanymlamak gerekirse, Go?izm; sol içinde, emekçi synyflar adyna yola çykan, hatta i?çi-köylü iktidary amaçlar görünüp, özüyle eylemiyle, yöntemleriyle i?çi synyfy çizgisinden sapan, maceracylyk noktasyna varan, i?çi synyfy biliminden ayrylarak keskinli?e ve terörizme saplanan, bilerek veya bilmeyerek i?çi synyfynyn nihai hedefi olan sömürünün ortadan kaldyrylmasy sava?ymyny baltalayan bir dü?ünce ve eylem biçimidir. Belli bir bilimsel temelleri ve ö?retileri olmady?yndan her ülkede, farkly biçimlerde görülür. Anar?izmden, Troçkizme, Maoculu?a kadar giden bu yolda hepsini birle?tiren ortak bir yan vardyr: Y?çi synyfyna inançsyzlyk, i?çi synyfy bilimine güvensizlik, i?çi synyfyna dü?manlyk…”

Y?te revizyonistlerin, CHE’yi, Deniz’leri ve Mahirleri algylama ?ekli budur.

     

Peki, 1960’ly yyllarda olu?an, 1968 ile birlikte olgunla?an ve 1970’li yyllaryn hemen ba?ynda yaratty?y teorik-pratik kopu?la, Türkiye devrimci haraketinin iskeletini olu?turan devrimci akymdan bize miras kalan nedir? Baraka Kültür Merkezi olarak bize göre, bu akymyn bugün hala geçerlilik arzeden unsurlary ?u ?ekilde tasnif edilebilir:

     

1- Politik Yktidar Ancak Devrimci Eylemle Ele Geçirilebilir

  

1960’ly yyllaryn devrimci gençli?i, THKO ve THKP-C örgütlülü?ünde, özellikle de Deniz ile Mahir’in ki?ili?inde; parlamentarizmi, evrimcili?i, reformizmi ve revizyonizmi mahkum etmi?tir. Devrimci gençlerin TYP ile ya?ady?y safla?ma, parlamenter yollardan iktidary ele geçirmeyi hedefleyen evrimci-revizyonist “sol” ile, devrimci solun safla?masydyr.

      

2- Y?çi Synyfynyn (Ydeolojik) Önderli?i

  

Devrimci Gençlik, kendi teorik pratik tavryny olgunla?tyryrken çe?itli yanly? görü?lerin ele?tirisini de gerçekle?tirmi?tir. O dönemlerde, devrime katylacak halk katmanlary belli iken, devrime hangi kesimin önderlik edece?i de ciddi bir tarty?ma konusudur. Bir kysym “solcu” milli burjuvazinin önderli?ini, bir kysym “solcu” devrimci küçük burjuvazinin önderli?ini savunurken; devrime model olarak, TSK’nin önderli?inde gerçekle?ecek ilerici bir darbeden bile söz edilebiliyordu.

    

Denizler ve Mahirler için, Türkiye Devrimi i?çi synyfynyn önderli?inde yürütülecek bir halk sava?y ile gerçekle?ecektir.

     

3- Mevcut Uluslararasy Merkezlerden Ba?ymsyz Bir Enternasyonalizm

  

Dönemin belirleyici bir unsuru olan Çin-Sovyet kutupla?masynda, Devrimci Gençlik mevcut uluslararasy merkezlerden ba?ymsyz bir duru?u savunmu?tur. Çin Halk Kültür Devrimi, Vietnam Kurtulu? Sava?y, Küba Devrimi ve Filistin’deki Mücadele ana beslenme kaynaklary olmakla birlikte, hiçbir komünist merkeze tabi olmamy?lar, büyük ülke küçük ülke, devrimini yapmy? ülke , devrimini yapmamy? ülke gibi hiyerar?ik baky? açylaryna prim vermemi?lerdir.

     

4- Yeni-Sömürgecilik Tespiti

  

Emperyalizmin bunalym dönemleri kavramsalla?tyrmasy, Emperyalizmin 3. Bunalym Dönemi tespiti ve bu bunalym dönemi ile ba?lantyly olarak ortaya çykan Yeni-sömürgecilik de?erlendirmeleri; emperyalizmin tahlil edilmesinde gerçek diyalektik baky? açysyny sunmaktadyr. Bu sebeple yeni sömürgecili?in do?rudan bir sonucu olarak, emperyalist ili?kiler artyk sadece dy?sal ili?kiler de?il, içsel ili?kilerdir de. Bu sebeple dönemin do?ru tespiti ile Türkiye devrimi anti-emperyalist, anti-oligar?ik bir yeni sömürge devrimi olacaktyr.

      Tarihin bir ironisi olarak, bu devrimci inisiyatif fiziki olarak ma?lup olurken, politik olarak zafer kazanmy? ve gerek sol içi yanly? görü?leri (parlamentarizm, revizyonizm, cuntacylyk, uluslararasy devrimci merkezlere tabilik), gerekse de emperyalizm ve yerli i?birlikçilerinin niyetlerini (oligar?inin krizinin a?ylarak yeni-sömürgecili?in kurumsalla?tyrylmasy) sekteye u?ratarak; kendinden sonra gelecek devrimci harekete elveri?li bir zemin devretmi?tir.Fiziksel olarak ma?lup olan 1968 Devrimci gençli?i, kesinlikle politik bir zafer kazanmy?tyr. Bu zafer iki cephede elde edilmi?tir. Türkiye’de yeni-sömürgeci ili?kileri kurumsalla?tyrmayy hedefleyen 12 Mart 1971 fa?ist darbesi silahly direni? ile kar?ylanmy? ve maskesi dü?ürülerek gerçek yüzü ortaya çykarylmy?tyr. Bu sebeple yeni-sömürgecilik kurumsalla?tyrylamamy? TC Oligar?isinin krizi 1970’li yyllar boyunca devam etmi?tir.

Di?er yandan Türkiye solunda revizyonizmin hegomonyasy kyrylmy?, bu tarihten sonra parlamentarizm ve cuntacylyk ise tarihe kary?my?tyr.

      

 “Byrakyn liberallerin ve deh?ete dü?mü? entellektüellerin özgürlük adyna verilen ilk gerçek kitle muharebelerinden ödleri kopsun, byrakyn korkaklar gibi dö?ü?tü?ünüz yere tekrar gitmeyin, ölüme giden yola bir daha ayak basmayyn desinler. Synyf bilincine sahip proletarya onlara ?öyle cevap verecektir: Tarihte bütün devrimlerin büyük sorunlary sadece ileri synyflaryn tekrar tekrar saldyrylary ile çözülmü?tür. Ve onlar yenilgi derslerini ö?rendikten sonra zafere ula?tylar. Yenilmi? ordular iyi ö?renirler.” (LENYN)