25 Nisan Mitingi Hakkında

 

 

Baraka Kültür Merkezi olarak, toplumsal varoluş mücadelemizde son dönemde yaşanmakta olan olayları kaygı ile takip ediyoruz.

 

Bilindiği gibi Sendikal Platform, 2011 yılını Toplumsal Varoluş İçin Mücadele Yılı olarak ilan etmiş, Platform’un ortaya koyduğu 13 maddelik ilkeleri destekleyen örgüt ve bireyler de 28 Ocak ve 2 Mart tarihlerinde meydanlara sığmamıştı. Bunun yanında sendikalarımız ve üyeleri büyük özverilerde bulunarak uzun süreli grevlere çıkmış, bu grevler UBP hükümetinin anti-demokratik mantığına uygun olarak yasaklanmıştı.

 

Bugün gelinen noktada siyasal partilerin tavırlarından kaynaklı sıkıntıların Kıbrıslı Türk halkının toplumsal varoluş azmine gölge düşürmemesi gerekmektedir. Halkımızın Sendikal Platform tarafından ortaya konan 13 maddelik talepler/ilkeler listesi etrafında birleşmesi, bölünmemesi önemlidir. Toplumsal varoluşumuzu tehlikeye sokan politikalar sadece son bir yıllık UBP hükümetleri ile  gündeme gelmemiş tam aksine on yıllardan beridir devam etmektedir. Bunu ortaya koymamaızın sebebi herhangi bir kesimi aklamak veya suçlamak değildir. Amacımız bir halkın varoluş sorunu gündeme gelmişken, herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi, varsa hataları ile yüzleşmesi ve siyasal ihtiraslarını bir kenara koyması gerektiğini vurgulamaktır. Bu sebeple de sadece AKP’den değil gelmiş geçmiş tüm Ankara hükümetlerinden dayatılan, ve sadece UBP tarafından değil gelmiş geçmiş tüm Lefkoşa hükümetleri tarafından sineye çekilmiş olan politikalardan vazgeçilmelidir. Kıbrıslı Türklerin arzusu budur, bu arzu Sendikal Platform tarafından 13 madde halinde özetlenmiştir. Kıbrıslı Türkler bu 13 maddeyi ortaya koyan örgtülere güvenini belirtmiş, onların çağrısı ile kitlesel eylemlerde buluşmuştur.

 

25 Nisan tarihinde CTP ve TDP tarafından gerçekleştirilecek mitingin, Sendikal Platform’a bir alternatif olarak kurgulanması da rahatsızlık vericidir. Bu rahatsızlık gerek Tabipler Birliği tarafından açıkça gerekse de Sendikal Platform’un hiçbir bileşeninin 25 Nisan mitingine destek vermemesi aracılığıyla dolaylı olarak ortaya konmuştur. Halkımızın toplumsal varoluş mücadelesinin, kösteklenmeye değil desteklenmeye ihtiyacı vardır. Yokoluşla yüzyüze bir halkın önderlik ile ilgili gerilimlere, rekabetlere prim verecek imkanı yoktur. Zaten mücadelemiz başarılı olamaz ise, gelecek kuşakların bugün tartışılan konuları bilmeleri de mümkün olmayacaktır. Bu sebeple, tüm taraflara çağrımız eğer 13 maddelik ilkeleri destekliyorlarsa, bu ilkeleri ortaya koyan meşru yapının, Sendikal Platform’un etrafında birlleşmeleridir. Böylesi bir birleşme Platform’un karar mekanizmasında olup/olmamaktan, Platform’un içinde bulunup bulunmamaktan, hatta Platform tarafından muhattap kabul edilip edilmemekten kat kat daha önemlidir. Çünkü söz konusu olan Kıbrıslı Türk halkının varlığı/yokluğu sorunudur.

 

Gerekli olgunluğun gösterileceğine inanmak istiyoruz.