CİNSİYETÇİ MEDYANIN TAKİPÇİSİYİZ

Bugün, ataerkil kalıplar içerisinde kutsanmış ailenin her bir üyesi erkeğin mülkü durumundadır; dolayısıyla erkek, “tasarrufunda” bulundurduğu aile fertlerine dilediği gibi davranmayı bir hak olarak görebiliyor. Mustafa Diker tecavüzü/cinayeti de bu duruma bir örnekti…

Hatırlanacağı gibi birçok gazetede tecavüzün detayları hikayeleştirilerek sayfa sayfa anlatılmış, ataerki ile kol kola girmiş işbirlikçi medya bu meseleyi olağanlaştırmıştı. Bu olayda Yenidüzen Gazetesi’nin haberin veriliş biçimine yönelik geliştirtiği hassasiyet de bir umut ışığı yakmıştı içimizde. Ancak 15 Eylül Cumartesi günü yayınlanan, “Kadın Pazarı Ürkütüyor” başlıklı “haber”, yoksa yanıldık mı sorusunu kendimize sormamıza neden oldu…

Ne yazık ki Yenidüzen’in haberinde kadın bir “hizmet sektörü” olarak tanımlanırken; alınıp satılabilir bir meta, bir seks objesi gibi sunuldu… Haberde, kendi sözleri ile “yasa dışı fuhuş”u engelleme çabalarına geniş yer verilerek, “yasal fuhuş” ve “yasa dışı fuhuş” kategorileri yaratılıyor. Üstelik bu kategoriler üzerinden “yasal”(!) çalışan gece kulüpleri meşrulaştırılmış oluyor. Oysa kadınların satışa çıkarıldığı, pazardaki bir et parçasıymışçasına muamele gördüğü, insanca yaşam koşullarından mahrum bırakıldığı ve şiddet gördüğü gece kulüplerinin meşrulaştırılmasını kabul etmek mümkün değil…

Haberde kadın bedeninin satılmasına sadece “imaj” ve “halk sağlığı” gibi egemen ahlak anlayışına paralel ve aterkil bir noktadan bakılmasıyla, sağlıksız bir ortamda, tamamen güvencesiz bir şekilde çalışan seks işçisi/kölesi kadınların görünmez kılındığı aşikardır. Oysa, gece kulüpleri konusuna egemen erkek gözünden değil, ezilen seks işçisi kadın gözünden bakılması “çok taraflı” gazetecilik yaklaşımına daha uygun olacaktı…

Ataerkil kapitalist sistem eleştirisi yapmadan, neoliberal uygulamalarla daha çok yoksullaşan kadınların neden vücutlarını satmak zorunda kaldıkları hakkında kafa yormadan, salt yasa dışılıktan ve halk sağlığından bahsedilmesi üzücüdür…

Oysa gerçek bir değişim için; yasalcı ve şekilci orta sınıf ahlakını sorgulamak; konuya sosyalist feminist perspektiften bakmak gerekir. Bu yapılmadığı sürece, niyet ne olursa olsun gün geliyor erkeklik perde arkasına sığmıyor, bir kenar köşeden çıkıyor gün yüzüne!

Yenidüzen bu haberi ile kadın onurunu zedelemiştir. Bünyesinde basın meslek etiğine duyarlı insanları da barındırdığını bildiğimiz Yenidüzen Gazetesi’ni, halkımızdan özür dilemeye davet ediyoruz.