Adamızın Eşsiz Manastırları – Şifa Alçıcıoğlu (Argasdi 77. Sayı)

Bir yürüyüş patikasının sonunda, şehrin en güzel yerinde, denize bakan bir köyde, ya da kuş uçmaz kervan geçmez bir ormanın en ücra köşesinde, manzarasına bakmaya doyamadığınız yıkık dökük taş yapılara rastlarız bu ada coğrafyasında. Günümüze gelebilenlerin birçoğu tarihi eser olarak sınıflandırılsa da bazıları ise güvercin pisliklerine ya da koyunlara mandıra olarak ev sahipliği yapmakta ne yazık ki… Adamızın Hristiyanlık dönemini yaşadığı Venedik ve Lüzinyan döneminden karşımıza çıkan bu harabe yapılar, binlerce yıllık yaşanmışlığa inat biz vardık dercesine sessiz bir çığlık gibi kuytuluklarından selamlarlar ziyaretçilerini. İşte en bilinen ve bilinmeyenleriyle Kıbrıs’taki manastırlardan bazıları… St. Barnabas Manastırı, Kıbrıs’ın en bilinen manastırlarından biri olarak, Mağusa düzlüklerinde geniş bahçesi, güzel ve bakımlı mimarisiyle karşımıza çıkar. Bu manastırı ünlü yapan bir de hikâyesi vardır. Kıbrıs’ta Musevi bir ailenin çocuğu olarak doğan Joseph, Filistin’e yaptığı bir ziyarette Hz. İsa ve Hristiyanlıkla tanışır. İsa’nın en güvendiği 12 arkadaşından yani Havarisinden biri olur. Bundan sonraki görevi bu yeni dini olabildiğince çok insanla tanıştırıp, yayılmasını sağlamak olacaktır. Bu işe vatanı Kıbrıs’tan başlar hatta Roma’nın Kıbrıs valisi Sergius Paulus’u Hristiyan yaparak büyük bir başarı elde eder ama bir süre sonra Kıbrıslı Musevilerce öldürülüp denize atılır. Öğrencileri tarafından bulunan naaşı ise Salamis yakınlarında bir harnup ağacının altına gömülür. Kimi kaynaklarda ise naaşın bataklığa saklandığı ve takipçileri tarafından kaçırılıp bir mağaraya gömüldüğü yönündedir. Rivayete göre, Barnabas’ın öldürülüşünden 400 yıl sonra, Kıbrıs Başpiskoposu Anthemios bir rüya görür ve Barnabas’ın mezarı tam da rüyasında gördüğü yerde bulunur. Boynunda el yazması bir İncil bile vardır. Bu İncil, Roma İmparatoru Zeno’ya takdim edilir. İmparator da bu hediye karşısında kesenin ağzını açar ve Kıbrıs kilisesinin bağımsızlığını kabul edip çeşitli imtiyazlar sağladıktan sonra buraya görkemli bir manastır inşa ettirir. Birçok tarihi eserin ve fresklerin sergilendiği bir müze de barındıran yapı, önemli eserlerimiz arasındadır. Sourp Magar Ermeni Manastırı ise kıymeti bilinmeyip en çok ziyaret edilenler arasında sayılabilir. Çocukken tanıştığım bu manastır korku filmlerini aratmayacak denli ürkünç, Harry Potter’ın okulu Hogwarts kadar büyülü gelmişti. Alevkayası piknik alanından yabani ada çaylarıyla dolu tatlı bir patikadan ilerlediğinizde ağaçların ardından kendini gösterir usulca. Esas adı Sourp Magar olan manastır, halk tarafından Ermeni Manastırı olarak bilinmektedir. Tarihsel süreci 11. yy başlarına Mısırlı Ortodokslar olarak bilinen Kıpti’lere dayanmaktadır. Manastırın 15. yy civarlarında Ermenilerin eline geçtiği ve uzun yıllar boyunca Ermeniler tarafından Kudüs’e giderken izdivaya çekilme alanı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle Suriye, Lübnan ve Ermenistan’da yaşayan Ermeniler için önemli bir ziyaret alanı ve dini bir merkezdi. 1974’ten sonra bakımsız ve viran bir hal alan yapının içerisinde yaseminler ve turunçgiller yaşamla mücadele verirken manastır da ev sahipliği yaptığı yarasalar, kuşlar ve tilkilerle birlikte yaban hayatın bir parçası haline gelmiştir adeta. Dağlar ve deniz arasında büyüleyici bir manzara arasında Balabayıs köyünde (Beylerbeyi) kurulan de la Paix ya da Bella Abbaye yani Güzel Manzara anlamına gelen gotik yapının bugünkü adıdır Bellapais Manastırı. İlk olarak 12. yüzyılda Augustinian mezhebi rahipleri tarafından yapılan bina daha sonra Fransa Kralı III. Hugh ve IV. Hugh döneminde yapılan eklemelerle son haline getirilmiştir. Binanın sağlam ve var olan kısımları artık bir manastır görevi yapmasa da birçok sergi, konser gibi sanatsal ve kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. En son tanıştığım ve varlığından yeni haberdar olduğum manastır ise Sina Manastırı’dır. Hakkında pek az bilgi olan bu Manastır Vasilya (Karşıyaka) ormanı içerisinde dağlara paralel muhteşem bir deniz manzarası görmektedir. Krallar köyü anlamına gelen Vasilya’nın bir de hikâyesi vardır. Adada yaşayan bir kral ve kraliçe her yeri gezerler ama hiçbir yeri burası kadar sevmezler. En sonunda manastırın yanında bir yere yerleşmeye karar verirler. Daha sonra iki çocukları olur. Erkek olanın adını Vasili, kız olanın ise Vasilea koyarlar. Vasili büyüdüğü zaman keşiş olmak için Fransa’ya gider ve bir kavgada öldürülür. Kız kardeşi de bu acıya dayanamayarak kendini öldürür. Kral ve kraliçe de çocuklarının adını yaşatmak için köye, Vasili’nin ya da Vasilea’nın köyü anlamına gelen Vasilya adını verirler. Sina Manastırı’na baktığımızda ise kökeninin Bizans imparatorluğuna değin gittiği söylenmektedir. Aynı isimde Mısır’ın Sina Dağı’nda bulunan bir manastır daha vardır ve o zamanlar zengin bir dönem yaşayan kilise, Bizans egemenliği altında bulunan birçok yerden mülk edinmeye başlar. Kıbrıs da o dönem Bizans İmparatorluğu’na bağlıdır ve aldığı bu mülklere dört tane manastır yaptırır. En büyüğüne de Sina Manastırı adı verilir. Manastırın içinde bulunan su kanalları ve İngiliz döneminden kalma çeşmesi hala durmaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti yıllarına değin önemli bir keşiş okulu olduğu söylenen bilgiler arasındadır. Yıllardır bilinçli olarak yapılan politikalar Hristiyan dinini simgeleyen bu yapıların adını bile geçirmeye çekinmektedir. Örneğin her zaman bir Türk köyü olan ve orjinal adı “Gurumanastır” olan köyümün adında “manastır” kelimesinin geçmesi neticesinde köyün adı değiştirilerek Çukurova haline getirilmiştir. Köyde manastır görünümlü tek bir yapı olmamasına rağmen, şimdi cami olan alanda bir zamanlar manastır olduğu söylenmektedir. Ülkemizde bulunan manastırlar zaman zaman Kıbrıslı Elenler tarafından dini vazife yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Bunun dışında birçoğu açık hava müzesi olan antik eser vazifesindedirler. Bu yapıları restore etmek, tarihini öğrenmek ve öğretmek onları korumak bir devlet politikası haline getirilmeli ve gereken önem verilmelidir.

Kaynaklar: Kıbrıs Tarihinden Sayfalar- Haşmet Gürkan https://www.youtube.com/ watch?v=hgaJQJ6h69Y

Leave a Reply

Facebook6k
Twitter2k
646