
Müzik sadece boş zamanlarda yapılan bir hobi gibi görülse de; bazıları için bir meslek, bazıları için bir tutku, bazıları için ise bir yaşam biçimidir. Genellikle hobi olarak görülse de müzik hayatın her alanında yer alır. Çünkü müzik; bir bağ kurmaktır seslerle… Ya dinlediğin sesin tınısında hissedersin ve ürperir için ya da o notaları çalmak için hareketlenen parmaklarının heyecanında bulursun müziği.
Günümüzde bir müzik öğretmeninin en sık karşılaştığı durumlardan biri şüphesiz ki; küçük yaş çocuk ailelerinin “yıllar evvel çok istedim, ben çalmadım, çocuğum çalsın” sözüyle başlar. Genelde de çocuğun müziksel başarısı sorgulanmaz. Kısa sürede ilerlemesi, hemen “çal bize bir şarkıcık da dinleyelim” deyişiyle bir bilindik şarkı çalması beklenir. Niye yapamasın ki? Ne kadar zor olabilir ki?
Müzik çok fazla zaman ve emek ister. Başlangıcı keyiflidir ama çalgıda ilerledikçe çalgı size aslında zor olduğunu gösterir. Bu yüzden sırf yapmak olsun diye ya da “dersten derse takip eder öğrenirim” demekle girilecek bir yol değildir. Notalar zorlaştıkça içinizdeki o deşifre heyecanının alevlenmesi beklenir; işte bu isteğin ve sevmenin göstergesidir. Basit üç nota diye başlar ve yerini sürekli değişen ritimli inişli çıkışlı notalara bırakır. Sizden ilk zaman 30 dakika isteyen bir piyano, altı ay sonra sizden üç saat isteyebilir çünkü bir eseri tam anlamıyla tüm nüanslarıyla çalmak ona ayırdığınız zamana bağlıdır. Zaman kavramı çok geniş bir kavramdır tabii ama bir o kadar da özneldir. Çünkü neye, kime harcandığı çok önemlidir. İnsanlar sevmediği şeylere zaman harcamaz ama değer verdiği ve öncül aldığı şeyler için zaman olmasa da bir şekilde yaratılır.
Müzik de öyledir işte. Baştan sona bir yaratım sürecini kapsar. Pek tabii yetenek düzeyiniz ilerleyişinizi şekillendiren en büyük etmenlerden biridir. Yetenekli öğrencilerin öğrenme hızı gerçekten iyidir ve bu öğrencinin de giderek daha çok bağlanmasını sağlar. O yüzdendir ki müzik yapmak, genel-geçer olarak değil de bir yaşam biçimi olarak tercih edilmelidir.
Örneğin: Öğrenci tarafından evde tekrarı yapılmayan bir çalgı çalışması, başarısızlığı yanında taşır; hatta ne yazık ki küçük yaşlardaki çocuklar için genel olarak müzikten soğuma sebebi bile olabilir. O yüzden müzik sevgisini önce çocuklara aşılamak, sonra gerçekten istediğinden emin olmak gerekir.
Sonuç olarak, müziği sadece eğlenceyle sınırlamak, onun derinliğini ve gücünü göz ardı etmek olur. Müzik, hayatın tam da içinde, her anında bizimle birlikte olan bir sanattır. Bir çiçek gibi tohumdan alıp büyütmek ve her dem yeşil tutmak gerekir.
