Anonim Gençlik, Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Lefkoşa’da eylem gerçekleştirdi. Örgütlerin ortak çağrısıyla gerçekleşen eylem Lefkoşa Kuğulu Park’ta başladı. 1 Eylül’de sokakta olmanın öneminin vurgulandığı eyleme Barış Derneği, yetkilileri de katılarak dayanışma belirttiler.
Eylem sırasında, “Barış bizlerin ellerindedir”, “Umutların kuşatılmasın bu abluka dağıtılacak”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Susma haykır, savaşa hayır”, “Nehirden, denize özgür Filistin”, “Siyonizm’e, faşizme, şeriata geçit yok”, “Out Out British Bases Out”, “Gün gelecek, devran dönecek, Tatar halka hesap verecek”, “Bu memleket bizim, biz yönetelim”, “Vardık, varız, var olacağız. Direne, direne kazanacağız”, “Kıbrıs’ta Barış, Filistin’de hemen, Ukrayna’da şimdi! Barış hemen şimdi!” sloganları atıldı.
Kuğulu Park’ta başlayan eylem, Cumhurbaşkanlığı’na yürünerek devam etti. Örgütler adına Cumhurbaşkanlığı önünde Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan açıklamada bulundu.
Özkızan: Kıbrıs Barışa Aç ve Barışa En Çok İhtiyaç Duyan Coğrafyalardan Bir Tanesi
Özkızan yaptığı açıklamada, Kıbrıs’ın barışa aç ve barışa en çok ihtiyaç duyan coğrafyalardan bir tanesi olduğunu belirterek, on yıllardır bölünmüşlüğün acısını yaşayan bir ada olduğunu vurguladı. Kıbrıs için 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün çok daha ciddi ve yaşamsal önemi olduğunu söyleyen Özkızan, sendikaların bugünü 1 Eylül’de gerçekleştirmemesini çok büyük bir yanlış olarak değerlendirdiklerini aktardı. 1 Eylül’e sahip çıkmanın basitçe bir yürüyüş yapmak veya eylem yapmak olmadığını vurgulayan Özkızan, aynı zamanda barışa ve çözüme olan irademizi de ortaya koymak olduğunu söyledi. Özkızan, bugünlerde Kıbrıs’ın kuzeyinde, federasyon, çözüm ve birleşik Kıbrıs fikrine gerek sağcı gerekse de Kıbrıs milliyetçileri tarafından saldırı altında olduğu, Türkiye’deki iktidarın çözüm çizgisinden uzaklaştığı, Kıbrıs’ın güneyinde ise milliyetçi güçlerin yükselişe geçtiği böyle bir dönemde 1 Eylül’ün anlamanın çok büyük olduğunu vurguladı.
Ersin Tatar Statükonun Devamını Savunuyor
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, seçim kampanyasında “Bizim artık federasyon için kaybedecek zamanımız yok” sözünü hatırlatan Özkızan, aslında Tatar’ın statükonun devamını savunduğunu söyledi. Lafı dolandırmaya gerek olmadığını söyleyen Özkızan, egemen eşitlik denen şeyin kktc’nin tanıtılması olduğunu, bunun gerçekçi bir çözüm olmadığını bildiklerinin altını çizdi. “Özkızan konuşmasında, “Buna rağmen, yıllardır sorduğumuz gibi, bu yıl da soruyoruz. Verdiğiniz vaat iki devletli çözümdür, peki bunun için ne yaptınız?” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar ve onu destekleyen AKP-MHP iktidarı bu konuda hiçbir girişimde bulunmadıklarını söyleyen Özkızan, girişimde bulunmamak bir yana ne türden girişimde bulunacaklarına dair tek bir söz dahi söylememişlerdir dedi. Bu sebepten iki devletli çözüm fikrini en az ciddiye alanların bu fikri ortaya atanlar olduğu vurgulayıp, “kktc’yi tanıtmak için ne yaptın” sorusunu bir kez daha Tatar’a sormak istedikleri söyledi. Örgütler olarak, Kıbrıs’ta Federasyondan ve çözümden yana olduklarının altını çizen Özkızan, federasyondan ve çözümden yana mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Rahvancıoğlu: Egemenlerin Söylediği Yalanlar Tek Tek Deşifre Edilmeli
Cumhurbaşkanlığının ardından Lefkeliler hanına yürüyen örgütler orada yaptığı konuşmalar, okunan basın açıklaması ve gerçekleştirdiği etkinlikler ile 1 Eylül Dünya Barış Gününü dolu dolu kutladı.
Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Lefkeliler Hanı’nda gerçekleştirdiği selamlama konuşmasında, barış mücadelesinin sona ermeyeceğini belirtti. Rahvancıoğlu, barış mücadelesinin kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, egemenlerin söylediği yalanlar tek tek deşifre edilmesi gerektiğini söyledi. Rahvancıoğlu konuşmasının devamında “moralsizlik veya kayıtsızlık batağına saplanmadan, irademizi sonuna kadar kullanarak barıştan çıkarı olan emekçileri ayaklandırıp, barış için mücadele sürdürülmelidir” dedi.
Şiirler ve şarkılar eşliğinde düzenlenen eylemde, Anonim Gençlik, Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu ortak basın açıklaması Bağımsızlık Yolu üyesi Melisa Koloz tarafından okundu.
Yeni Bir Paylaşım Savaşı Gelme Olasılığını Her Gün Artıyor
Dünyamızın yeni bir küresel savaş cehennemine doğru sürüklendiği bir dönemden geçtiği ifade edilen basın açıklamasında, Ukrayna ve Filistin’de yaşanan savaş ve katliamların, çatışmaların karakteri gereği yeni bir paylaşım savaşının insanlığın önüne gelme olasılığını her geçen gün arttırdığına dikkat çekildi.
Ortadoğu Olası Savaşın En Acımasız Cephelerinden Biri Olmaya Aday
Açıklamada, Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu Ortadoğu’nun bu olası savaşın en acımasız cephelerinden biri olmaya aday olduğu üzerinde durularak, bölgede süren iç savaş ve çatışmaların bir rutine dönüştüğü ifade edildi. Siyonist İsrail’in emperyalizmin desteğiyle başta Filistinliler olmak üzere tüm bölgeye yönelik yürüttüğü saldırı ve katliamların tüm acımasızlığıyla arttığına vurgu yapılan ortak açıklamada, İsrail’in dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olan Gazze’ye yönelik saldırılarında çocuklar başta olmak üzere on binlerce sivil Filistinli katledildiği ve katledilmeye de devam edildiği belirtildi.
Kıbrıs, Katliama Ortak Ediliyor
Açıklamada, “Sıcak çatışmalardan uzakmış gibi yaşıyor olsak da yurdumuz Kıbrıs hem adadaki Birleşik Krallık üsleri ile hem de savaş gemilerine açılan Kıbrıs Cumhuriyeti limanları ile bu katliama ortak ediliyor” ifadelerine yer verildi.
Göçmen Kitleler Her Ülkedeki Faşist Hareketlerin Sıçrama Tahtasına Dönüştü
Yoksulluk ve savaşlar sonucunda çok sayıda ülkeden, milyonlarca insanın göçmen durumuna düştüğü vurgulanan açıklamada, ucuz iş gücüne dönüşen göçmen kitlelerin hemen hemen her ülkedeki faşist hareketlerin sıçrama tahtasına dönüştüğü belirtildi. Emperyalist kapitalist sistemin, yurtlarından ettiği kitleleri kullandığı ifade edilen açıklamada, kitlelerin sisteme karşı yönelecek öfkeyi kırmakta bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Yükselen savaş çığırtkanlığında, seçimlerle de güç biriktiren faşist hareketlerin yadsınamaz bir rolü var. Bugün dinsel bir gericiliği de ideolojik olarak sahiplenen faşistler, Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Latin Amerika’ya kadar her coğrafyada mevzilerini güçlendiriyorlar” ifadeleri yer aldı.
Milliyetçi ve Ayrılıkçı Liderlikler Uyum İçinde Çalışıyor
Tüm bu gelişmeler olurken yurdumuzun bölünmüşlüğünün de 50. yılına girdiği hatırlatılan açıklamada, Ada’nın iki yanında da milliyetçi ve ayrılıkçı liderliklerin Kıbrıs halklarının aleyhine icraatlarını mevcut bölünmüşlük koşullarında rahatça sürdürdüğü ifade edildi. Ankara’nın emirleriyle yol yürüyen yerli işbirlikçilerin Kıbrıslı Türk halkının geleceğini umursamadığı belirtilen açıklamada, Güney’de ise, Kıbrıslı Elen devletine dönüşmüş Kıbrıs Cumhuriyeti’ni elinde tutan Kıbrıslı Elen egemen sınıfın, ayrılıkçılık konusunda karşıt göründükleriyle adeta uyum içerisinde çalıştığı ifade edildi.
Açıklamada, Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerin tarihin en uzun kesintisini yaşadığı ve iki halkın barış güçleri arasında ister istemez bir umutsuzluk havasının günden güne yayıldığına vurgu yapılarak, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini ve halklarının kardeşliğini uluslararası müzakere ve anlaşmalara indirgeyen bir anlayışın barış güçlerinde hakim olması mevcut durumda oldukça pay sahibi olduğuna işaret edildi.
Barış Mücadelesi Sokakta Verilir!
Basın açıklamasında, “Pratik mücadeleden kopan bu yukardan siyaset tarzı o kadar yayılmış durumda ki, 1 Eylül’ün organizasyonunu üstlenme iddiasında olan sendikalar, 1 Eylül eylemliliklerini, pazar gününe denk geldiği gerekçesiyle 2 Eylül günü ara bölgeye sıkıştırma kararı aldılar. Çok açıktır ki bu karar, egemenlerin dayattığı milliyetçi ortama teslim olan ve sokakta olunması gereken anları göstermelik bir şekilde geçiştirme peşinde olan bir anlayıştır. Çünkü barışseverlerin boş bıraktığı sokaklar olmadan barış mücadelesi yürütülemez” ifadelerine yer verildi.
Umut, Bu Direnişçi İnattadır
Anonim Gençlik, Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu tarafından ortak basın açıklaması şöyle devam etti:
İşte bu yılki 1 Eylül Dünya Barış gününe, böyle karamsar bir atmosferde gidiyoruz. Ancak ne dayatılmak istenen bu umutsuzluk ortamı bir ilktir ne de bu karanlığa direnen kitleler. Bugün emperyalist ülkeler başta olmak üzere dünyanın her yerinde halklar mazlum Filistin halkının yanında olmak üzere sokakları, kampüsleri ve meydanları doldurmaktadır. Ve bu mücadele, İslamcı çizginin aksine on yıllardır süren kararlı bir direnişin yarattığı enternasyonal sol bir geleneğin parçasıdır. Direniş, sömürü ilişkilerini yok etmek için mücadele eden bu enternasyonalist çizgidedir. Öte yandan Kıbrıs’taki barış ve federasyon kavgası ilk kez sokaktan kaçar halde değildir. Annan planı referandumu sonrası oluşan karamsar ortamda da bugünün “ara bölgecileri” 1Eylül’ü salon etkinliklerine sıkıştırma peşindeydiler. Devrimciler o günlerde de inatçı bir direnişle sokakta ısrar ettiler ve mücadeleyi kalabalıklaştırarak bugünlere taşıdılar. Umut, bu direnişçi inattadır. Dünyanın her yerinden devrimciler, egemenlerin on yıllardır dayattığı bir “alternatifsiz gelecekle” mücadele ediyorlar. Dolayısıyla bugün içine sıkışmış gibi göründüğümüz bu abluka da yeni değildir. Alternatif, insanlığı yeniden ayağa kaldıracak devrimci mücadelededir.
Yaşasın Bağımsız, Birleşik, Federal Kıbrıs!
Yaşasın Yahudi ve Arap Halkların Kardeşçe Yaşadığı Özgür Filistin!
Yaşasın Halkların Devrimci Dayanışması!
Kahrolsun Emperyalizm!
Okunan basın açıklamasının ardından Baraka Kültür Merkezi’nin hazırladığı barış temalı şiirler okundu. Dünyadan ve ülkemiz şairlerinden şiirler okunmasının ardından Baraka müzik topluluğu Sol Anahtarı’nın şarkılarıyla 1 Eylül eyleminde devam edildi.
Şiirlerin, şarkıların, sloganların eşliğinde gerçekleşen 1 Eylül eylemi yapılan, barış için mücadeleye omuz verme çağırısıyla son buldu.
Recent Comments