Havada ne olduğu belirsiz bir bilinmezlik kokusu dolanırken herkeste bir merak, bazılarında da korku vardı. Gazete manşetlerinde, kahve sohbetlerinde, her yerde aynı şey konuşuluyordu. Hatta yıllardır başımızı ağrıtan Kıbrıs Sorunu, işsizlik, devlet politikaları gibi konular bile arka planda kalmıştı. Tam tarih hatırlamasam da tahminimce 1995-1996 yılları olmalı. Hatıramdan silinmek üzere olan bu anıyı o dönem buralarda yaşayanlar anımsayacaktır diye tahmin ediyorum.
O günlerde Mağusa’da yaşayanlar geceleyin Venedik Surları’ndan gelen garip sesler duyduklarını belirtmekteydi. Surlar önünde kalabalıklar oluşmakta ama görünürde bir şey olmaması daha da şüphe çekmekteydi. Çığlığı andıran bu esrarengiz sesler Şeyh Nazım’ın da dikkatini çekmiş ve hayal gücü vuku bulmuştu. Nakşibendi Şeyhi, önce 1571’de burada şehit düşenlerin memleketin haline üzüldükleri için çığlık attığını, sonra da sesin, gövdesi tekerlek kalınlığında dev bir yaratığa ait olduğunu öne sürmüştü. Surlarda şehit düşen askerlerin hayaletleri mi dersiniz masallardan fırlamış kötü bir yaratık mı, varın siz karar verin. Mahalledeki kadınların Şeyh Efendi ne derse doğrudur söylemlerinden etkilenen bir çocuk olarak benim de kafamdaki soru işareti canavar gibi yaratıklarla kendine cevap bulmaya çalışıyordu.
Bir zaman sonra akıllara mantıklı çözümler gelmeye başladı. Dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş sesin surların arasındaki kanallara sıkışan bir kuştan geldiğini söyleyerek halkta oluşan kuşkuları da dindirmeye çalışırken, Denktaş’ın bu açıklamasından habersiz olan Şeyh de ‘‘Bu yaratığa kuş diyenler kuş beyinlidir.’’ açıklamasıyla gündemdeki yerini korumaya devam eder. Tüm bu laf trafiğinin ardından esrarengiz sesin kaynağına ulaşılır: Yavrularına bakmaya çalışan bir peçeli baykuş…
Kıbrıs’taki Baykuş Türleri
Gece kuşu olarak bilinen baykuşlar birçok kültürde bilgelikle özdeşleştirilmektedir. Uzak mesafelerden bile duyulan sesi halk arasında uğursuzluk diye bilinse de baykuşlar adamızın endemik kuş türleri arasında önemli bir yere sahiptir. Adamızda bulunan en büyük baykuş türü peçeli baykuş olarak bilinmektedir. Kalp şeklinde kafası, beyaz ve sarı tüyleriyle gecelerin avcıları olarak aramızda sessizce dolaşmaktadır. Özellikle yer üzerinde yaptığı avcılık sayesinde fare popülasyonunu kontrol altında tutan bir türdür.
Genel anlamda ise Kıbrıs’ta 5 tür baykuş bulunmaktadır. Bunlar, peçeli baykuş, bozkır baykuşu, kulaklı orman baykuşu, kukumav ve ishakkuşudur.(1) En küçük baykuş ise ağaçlara kamufle olduğu için görünmez olarak nitelendirilen ishakkuşu baykuşudur.
Baykuşlarla İlgili Rivayetler
Baykuş neden gündüzleri ortaya çıkmaz?
Rivayete göre şahin, baykuşun kafasını görmüş ve “bunun kocaman kafası var ilerde bana yardımı dokunur” deyip onu beslemeye başlamış. Bir zaman sonra büyük bir kasırga olmuş ve bütün kuşlar bir araya gelip konu üzerinde konuşmaya başlamışlar. Baykuş lafa karışmış:
– “Geçen tufanda da aynı zararlar olmuştu.” demiş.
Şahin, baykuşun yaşına şaşmış ve baykuştan bir yarar gelmeyeceğini anlamış. En iyisi ben bunu ilk fırsatta ortadan kaldırayım diye düşünmüş. Bir gün baykuş bir kayanın üzerinde otururken onu öldürmeye teşebbüs etmiş ama durumu anlayan baykuş:
– “Sana bunu hiç yakıştıramadım, eğer beni öldürmek istiyorsan yükseğe çık ve bana hamle yap.” demiş.
Şahin dalışa geçtiği anda baykuş kayanın altına kayarak hem hayatını kurtarmış hem de şahin hızını alamadığı için düşüp ölmüş. Baykuş, “sen bu akılla çok bile yaşadın” demiş ama şahinlerin öç almasından korktuğu için de gündüzleri ortaya çıkamaz olmuş.(2)
Baykuşun Haberciliği
Bir zamanlar bütün kadınlar toplanıp, erkekler kadar özgür olmak istedikleri kararını almışlar. Almışlar almasına ama bir türlü padişaha söyleyememişler ve baykuşu aracı koymaya karar vermişler. Baykuş gitmiş ama gidiş; o gidiş cevabı beklemişler ama asla gelmemiş. Bu sebeple kadınlar baykuş gördüğü zaman:
-“Kuşum, haberin hayırlı ise gel, şer ise kaç…” derlermiş.
O yüzden baykuş bir yere konup öterse hayıra, eğer konduğunda ötmez ve geçip giderse uğursuzluğa yorarlarmış.(3)
Son yıllarda tarımsal ilaçlar, iklim değişimi, avcılık gibi etmenler nedeniyle birçok tür doğadan yok olmaya başladı. Çocukken bahçe duvarına tırmanan kocaman kertenkeleleri izler, seri bir şekilde nasıl hızlı hareket edip yer değiştirdiklerine anlam veremezdik. O kocaman ‘koşmar’lar artık bir araya gelip garip danslarını etmiyorlar. Bir zamanlar kalabalık bir nüfusu olan akbabalar, kartallar bugün sayı bakımından yok olmaya yüz tutmuş durumda. Baykuş gibi endemik türler ise bazı geceler evimizin yanındaki bir ağaca ya da elektrik teline konup pek de melodik olmayan sesiyle öterek güzel haberler getirmeye devam ediyorlar…
Not: Peçeli baykuş sesini merak edenler https://ebird.org/species/brnowl?siteLanguage=tr adresinden sesi dinleyebilirler. Bakalım hayal gücünüz size ne gösterecek.
Kaynaklar:
http://www.kuskor.org (Kıbrıs’ta Endemik Kuş Türlerinin Yeniden Sınıflandırması)
– (3)Kıbrıs Türk Folkloru, Oğuz M. Yorgancıoğlu.
Fotoğraf: e-bird
Recent Comments